Katil İsrail Gazze'ye 7 Ekim'den bu yana ölüm yağdırmaya devam ediyor. Yaşatılan bu zulme sessiz kalmayan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Büyük Filistin Mitingi'nde "İsrail'i savaş suçlusu olarak dünyaya ilan edeceğiz. Bunun hazırlığı içindeyiz" açıklamasında bulunmuştu. Başkan Erdoğan'ın açıklamasının ardından gözler, sürecin nasıl işleyeceğine çevrildi.
Türkiye, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni kuran Roma Statüsü'ne taraf olmadığı için doğrudan devlet olarak başvuru yapamıyor. Buna karşılık hükümet de sivil toplum kuruluşları da insanlık aleyhine işlenen suçlar kategorisinde ihlalde bulunduğu iddiasıyla ön inceleme yapılması istemiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Karim Khan'a Roma Tüzüğü'nün 15/1 maddesi uyarınca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve bakanları hakkında suç duyurusu yapabilecek.
ATEŞKES KARARINA UYMAMASI YETERLİ KANIT
Türkiye'nin bu prosedürü işleteceği öngörülüyor. Savaş suçu için öldürülen çocuklar, yasaklanmış fosfor bombasının kullanılması, hastane, okul, mülteci kampı, cami ve kilise bombalanmasının yanı sıra İsrail'in, BM Genel Kurulu'nda alınan acil insani ateşkes kararına uymaması yeterli kanıt olabiliyor.
UCM, uluslararası ilgiye mazhar en ciddi suçlar olan soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ile saldırı suçunun faillerini yargılamak ve hesap verilebilirliği sağlamak amacıyla kurulan ilk daimi uluslararası ceza mahkemesi. Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Karim Han, İsrail'in sivillerin gıda ve ilaç gibi temel ihtiyaçlara ulaşmasını sağlamak için "gözle görülür çaba" göstermesi gerektiğini söyledi.
SİCİLİ ZATEN BOZUKTU
2001 yılında alınan bir karar Netahyahu ve ortaklarını oldukça panikletmişti. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yetki alanı İsrail'in 1967'deki Altı Gün savaşı sırasında işgal ettiği toprakları da kapsadığına hükmederek, bu bölgede olası savaş suçu soruşturması açabileceği belirlenmişti. Netanyahu kararı antisemitizm olarak nitelendirmişti.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE DARBE VURUYOR
Öte yandan İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ülkelerinde Filistin'e desteği yasaklayan Avrupa ile ilgili dikkat çeken açıklamada bulundu. Euronews'teki habere göre, HRW Filistin yanlısı protestolara getirilen yasakların ifade özgürlüğüne darbe vurduğuna dikkat çekti. Örgüt, hükümetlerin artan antisemitizm ve İslamofobi şikâyetlerine yetersiz yanıt vermesi; Arap, Filistinli veya Müslüman olarak algılanan kişilere karşı ayrımcılığa yol açabilecek göç politikaları uygulaması ve Filistin yanlısı barışçıl protestoya yönelik yasakların bu yöndeki endişeleri artırdığını vurguladı.
HRW Direktörü Benjamin Ward, "Avrupa ülkelerindeki yetkililerin herkesin güvende olmasını sağlama sorumluluğu var'' dedi. Fransa, İngiltere, Almanya Avusturya, Macaristan ve İsviçre gibi çok sayıda ülke Filistin'e destek gösterisini yasaklamıştı.
DÜNYA TEPKİLİ
Dünyanın dört bir yanında Filistin'e destek gösterileri sürüyor. Çok sayıda ülkede binlerce kişi sokaklardan ayrılmıyor. Almanya Müslüman Üniversiteliler Topluluğu ise Filistin'de işgalci İsrail tarafından öldürülen binlerce çocuğa dikkat çekmeye çalışıyor. Filistinliler, saldırılarda ölmesi halinde kimliklerinin tespit edilmesi için çocuklarının kollarına ve bacaklarına isimlerini yazıyor. Almanya'daki Müslüman öğrenciler, ellerine ve kollarına isimlerini ve yaşadıkları şehri yazıyor. Video, Almanya genelinde protestoya dönüştü.