Dışişleri Bakanlığı, İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın sosyal medyada, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan paylaşımı hakkında, "İsrail Dışişleri Bakanı'nın, Cumhurbaşkanı'mızı hedef alan seviyesiz paylaşımını, ancak soykırım suçlamasıyla yargılanan bir devletin yetkilisi tarafından benimsenecek bir üslup olarak değerlendiriyoruz." ifadesini kullandı.
SEVİYESİZ PAYLAŞIM
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Başkan Erdoğan'ı hedef alan paylaşımın "seviyesiz" olduğu belirtilerek, bu tür iftira ve yalanların İsrail'in işlediği suçları örtbas etme çabasının bir parçası olduğu kaydedildi.
Açıklamada, Türkiye'nin, adalet ve barış için mücadele etmeye devam edeceği vurgulanarak, "İsrail Dışişleri Bakanı'nın, Cumhurbaşkanı'mızı hedef alan seviyesiz paylaşımını, ancak soykırım suçlamasıyla yargılanan bir devletin yetkilisi tarafından benimsenecek bir üslup olarak değerlendiriyoruz." ifadesi kullanıldı.
Katz, X sosyal medya hesabında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret içerikli paylaşımda bulunmuştu.
NE OLMUŞTU?
7 Ekim'den bu yana Gazze'ye ölüm yağdıran ve soykırım ile yargılanan İsrail'in Dışişleri Bakanı İsrael Katz Başkan Erdoğan'ı hedef aldı. Erdoğan'ın TBMM'deki grup toplantısında yaptığı açıklamalarda sosyal medyadan yalan ve iftiralarla cevap veren Katz, "İsrail'in tehditlerine karşı Hizbullah'a desteğini açıkladı. Erdoğan, Suriye sınırında masum Kürtleri katleden ve İran'ın emriyle Lübnan'dan saldıran bir terör örgütüne karşı İsrail'in meşru müdafaa hakkını engellemeye çalışan bir savaş suçlusu. Sessiz ol ve utan!" ifadelerini kullanmıştı.
Başkan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Netanyahu'nun, batının da rızasıyla savaşı bölgeye yayma planları, büyük bir felakete yol açacaktır. Bu kanlı planlara karşı batıdan önce İslam alemi ve Orta Doğu'daki kardeş ülkelerin tepki göstermesi gerekir." dedi.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, geçen hafta idrak edilen Kurban Bayramı'nı kutladı, Allah'tan daha nice bayramlara sağlık ve afiyet içerisinde kavuşturmasını niyaz etti.
İslam'ın 5 şartından biri olan Hac farizasını yerine getirmek üzere kutsal topraklara giden vatandaşların ibadetlerinin de Allah katında kabul ve makbul olmasını dileyen Erdoğan, dini bayramların, Müslümanların, ebedi ve ezeli kardeşliğini hatırladığı; dünyadaki varlık gayelerinin sırrına erdiği; paylaşmayı, dayanışmayı, şefkat ve merhamet medeniyetinin kadim değerlerini yücelttiği istisnai günler olduğuna işaret etti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her ne kadar Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda yaşanan zulümler sebebiyle biraz buruk geçirsek de Kurban Bayramı'nın sevincini aileleri, komşuları ve dostlarıyla paylaşarak, bu mübarek günleri ihya eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum. Biz de Kurban Bayramı süresince İslam dünyasının önde gelen ülkelerinin liderleriyle görüşerek hem milletimiz adına onların bayramlarını tebrik ettik hem de Filistin, Lübnan, Sudan ve diğer yerlerdeki kanayan yaralarımıza derman bulmaya çalıştık. İsrail, daha önceki bayramlarda olduğu gibi bu bayramda da kan dökmeye, çocukların ve sivillerin üzerine bomba yağdırmaya devam etti. İsrail'in insanlık dışı saldırıları sebebiyle çadırlarda ve enkaza dönmüş binalarda hayata tutunma mücadelesi veren yüzlerce Filistinli kardeşimiz şehit oldu."
Başkan Erdoğan, İsrail barbarlığının kurbanı olan 38 bini aşkın Filistinli şehidi bir kez daha rahmetle andı, yaralılara acil şifalar diledi.
GAZZELİ ÇOCUKLAR ACIYLA HATIRLANACAK
Başkan Erdoğan, yiyecek bir lokma ekmek bulamadığı için derisi sırtına yapışan Gazzeli çocukların fotoğrafının, modern dünyanın utanç defterine yazıldığını dile getirerek, "Bu fotoğraf, sadece küresel sistemin iflasının değil, aynı zamanda İslam aleminin acizliğinin de bir sembolü olarak acıyla hatırlanacaktır." diye konuştu.
Ecdad tarih boyunca Filistin'e nasıl sahip çıktıysa, Yavuz Sultan Selim, Sultan Abdülhamid Filistin'e nasıl sahip çıktıysa, kuruluşundan itibaren Türkiye Cumhuriyeti nasıl Filistin'e sahip çıktıysa, kendilerinin de aynı ruh, aynı kararlılık ve aynı cesaretle Filistin'e sahip çıktıklarını ve çıkacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Birileri Türkiye'de farklı, siyasi kariyerlerinin icazet kapısı olarak gördükleri Avrupa'da farklı konuşabilir; birileri, batılı ağababalarından aferin almak, onlara şirin gözükmek, onların gözüne girmek için Filistin direnişine çamur atma peşinde koşabilir. Ama biz içeride ve dışarıda hakkı konuşacak, hakikati savunacak, masumların yanında, katillerin ise dimdik karşısında duracağız. Kimse bizden küresel siyonist şebekenin baskılarına boyun eğmemizi, zalimler karşısında düğme iliklememizi beklemesin." değerlendirmelerinde bulundu.
Erdoğan, Kurban Bayramı'nın hemen arifesinde gerçekleştirdiği İspanya ve İtalya ziyaretlerinde Gazzelilere yönelik zulmü gündeme getirdiğini; Filistin'de işgal ve katliam politikası devam ettikçe, dünyanın hiçbir yerinin güvende olmayacağını açıkça ifade ettiğini; İsrail'in şımarıklığına ve hukuk tanımazlığına verilecek en etkili cevabın, Filistin devletinin tanınması olduğunu vurguladığını anlattı.
Norveç, İrlanda ve Slovenya'nın sergilediği vicdanlı tavrın Avrupa'nın tamamına örnek olmasını temenni ettiklerini ifade eden Erdoğan, "Başbakan Sayın Paşinyan'ın liderliğinde Ermenistan'ın da Filistin devletini tanıma kararından memnuniyet duyuyoruz. Alınan ve açıklanan son kararlarla özellikle 149'a yükselen tanıma adımlarının çok değerli, önemli olduğunu ifade ediyorum. İnşallah çok daha fazla sayıda ülkenin Filistin'i tanıması için temaslarımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.
Başkan Erdoğan, Gazze'yi yakıp yıkan İsrail'in, şimdi de gözünü Lübnan'a diktiğinin anlaşıldığı ikazında bulunarak, şunları kaydetti:
"Batılı güçlerin, kameralar önünde farklı konuşsalar da, perde arkasında İsrail'in sırtını sıvazladıklarını, hatta desteklediklerini görüyoruz. Lafa gelince özgürlükten, insan hakları ve adaletten dem vuran devletlerin, Netanyahu gibi bir ruh hastasının esiri olmaları, son derece vahimdir, zavallılıktır. Netanyahu'nun, batının da rızasıyla savaşı bölgeye yayma planları, açık söylüyorum, büyük bir felakete yol açacaktır. Bu kanlı planlara karşı batıdan önce İslam alemi ve Orta Doğu'daki kardeş ülkelerin tepki göstermesi gerekir. Fakat İslam dünyasının, üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket ettiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Buna fırsat vermememiz lazım. Türkiye, kardeş Lübnan halkının ve devletinin yanındadır. Bölgedeki diğer ülkeleri de Lübnan'la dayanışma içinde olmaya davet ediyorum."