6 Eylül'den şu ana kadar kapanan sınıf oranları, günlük olarak, kapanan ve açılan sınıfların toplam sınıf sayısına oranı yüzde 1'in altında görünüyor. 25 Eylül tarihinden sonra yüzde oranının negatife düşme oranı artıyor, yani kapanan okullar gittikçe açılmaya başlıyor. Amerika'daki okulların yüzde 2'si kapalı. Türkiye'de kapanan sınıf oranları bile oldukça düşük.
"TEKRAR SÖYLÜYORUM: OKULLARI KAPATMAYACAĞIZ."
Vakalar artar, okullar kapanabilir, toplumun buna alışması lazım. Önemli olan açık okulların varlığını sürdürmesi. Öğrencilerin çoğu okulda kalabilmek için zorunluluk olmasına rağmen sorumluluk duyarak aşı olmuşlar.
Şu andaki oranlarımız alarm verebilecek bir düzeye hiç ulaşmadı. Onun için tekrar söylüyorum: Okulları kapatmayacağız.
DERS SÜRELERİ AZALTILIR MI?
40 dakikayı azaltmamız için bazı koşulların değişmesi lazım. Vaka bazlı, okul bazlı yaklaşıyoruz olaya. 850 bin dersliğimiz var, çok az kısmında kalabalık sınıflar var. Bu sınıfların olduğu yerlerde "süreyi kısaltabilirsiniz, günlere ayırabilirsiniz" diye yetki veriyoruz. Bu süreç çok verimli işliyor. Ama tüm okullarımızda ders saat süresini azaltıyoruz diye bir beklenti olmasın. Süreç bizim beklediğimizin çok daha ötesinde pozitif şekilde gidiyor.
OKULLARIN AÇILMASI VAKALARI TETİKLEDİ Mİ?
Problem olan sınıf yüz yüze eğitime zaten ara veriyor ama yüzde 99'un ötesindeki bir oran okula devam ediyor. Okulların açılmasıyla vaka sayılarının toplumda arttığı iddiasının bilimsel hiçbir dayanağı yok, Avrupa ve Amerika'da da yok. Tam tersine tüm bilimsel çalışmalar toplumdaki vakaları azaltma işlevi gördüğünü söylüyor çünkü korunaklı bir ortam ve kurallara riayet ediliyor.
ÖĞRETMENLERDE AŞILAMA ORANI
1. doz aşı olan öğretmen oranımız yüzde 92. 2 doz olan öğretmen oranımız yüzde 83. Aşı olmayıp antikor oluşturmuş olan öğretmen oranımız da yüzde 5'ler civarında. Türkiye ortalamasının çok çok üstünde. 6 Ağustos itibarıyla aşı oranında inanılmaz bir artış var.
Şu an okulları açık tutmamızdaki en büyük avantajımız öğretmenlerimiz en az 2 doz aşı olma veya antikor oluşturma oranlarının çok yüksek olması. Ayrıca öğretmenlerdeki vaka oranlarının çok düşük olduğunu görüyoruz.
OKULA UYUM SORUNU ÜZERİNDE ÇALIŞMALAR
Sadece öğrencilere değil, öğretmenlere ve vatandaşlara yönelik takviye ve destek çalışmaları sürekli yürütüldü, milyonlarca kişiye ulaşıldı. Şu anda okulların yüz yüze açık olmasıyla öğrencilerimizin psikososyal kayıplarıyla ilgili telafi mekanizmaları okullarda uygulanmaya başlandı.
TELAFİ EĞİTİMİ
Birinci odağımız okulların yüz yüze eğitime devam etmesi, bunun sürdürülebilir kılınması. Biz kasım ayını da atlattıktan sonra farklı mekanizmalarla geçmiş öğrenme kayıplarına yönelik ciddi destek programları, paketleri uygulayacağız. Bunları uzaktan değil, yüz yüze eğitimle yapacağız.
GENÇ İŞSİZLİĞİNİ AZALTMA ÇALIŞMALARI
Bunu azaltmak için kullanılabilecek en güçlü enstrüman mesleki eğitim. Son yıllarda yapılan müdahalelerle mesleki eğitim artık çok daha iyi noktalara geldi. Son 3 yılda iş gücü piyasasında işverenlerle birlikte ciddi bir adım attık. Mesleki eğitime sadece başka seçeneği olmayan Öğrenciler değil, orada bir ufuk gören akademik olarak başarılı öğrenciler de katılmaya başladı artık.
Önümüzdeki günlerde genç işsizliğini azaltmayla ilgili farklı açılımlarla güçlü hamlelerimiz olacak. Artık otellerin içinde mesleki eğitim merkezleri kuracağız. İlk defa, mesleki eğitim merkezlerinde yabancı dilde eğitim olacak. Yaklaşık 25 bin vatandaşımıza turizmle ilgili hem mesleki eğitim hem de istihdam imkanı vermiş olacağız.
'NEREDE KALMIŞTIK' PROJESİ
Buradaki amaç şu: Eğitimde fırsat eşitliğini artırmak için kız çocuklarımız ve kadınlarımız için MEB'in sunduğu açıköğretim, olgunlaşma enstitüsü gibi farklı seçeneklerin çok daha yaygın şekilde kullanılmasını sağlamak.
Türkiye'deki eğitimde fırsat eşitliği bağlamında cinsiyet farklılığın da değerlendirilmesiyle çok önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Daha öncesinde kız çocuklarının okula erişimiyle ilgili çok ciddi kampanyalar yaptı hanımefendi.
MİLLİ EĞİTİM ŞURASI
Bu dönemde MEB olarak ana odağımız eğitimde fırsat eşitliği. Eğitim sistemimizde 2002 yılından itibaren çok ciddi iyileşme sağlandı, çok ciddi yatırımlar yapıldı. Sadece fiziksel yatırımlar yapılmadı; bunun kalite sürecine yansıdığını da görüyorsunuz. Orta okul çağındaki kızlarımızın okullaşma oranı 2002'ye göre yüzde kırk yedilerden yüzde seksen sekizlere geldi.
Eğitim sistemimizdeki en büyük sıkıntımız bölgeler, okullar arası başarı farkı. Artık MEB olarak odağımız eğitimdeki fırsat eşitliğini çok daha iyi noktaya getirecek hamleler yapmak. MEB olarak 3 tane odağımız olacak. Bir, okul öncesi ve temel eğitimin güçlendirilmesi. İkincisi mesleki eğitim. Üçüncüsü de öğretmenlerin gelişimi. Milli Eğitim Şurası'nda ana temayı fırsat eşitliği yaptık.
ÖĞRETMEN ATAMALARI
Başvuru süreci 8 Ekim'e kadar devam edecek. 15 bin yeni öğretmenimizi inşallah 2. döneme yetiştireceğiz. 31 Ocak'ta tüm sonuçları, işlemleri nihayete erdireceğiz.