Takvim.com.tr'den Ömer Süt'e konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye'deki 11 milyon işçiye kıdem tazminatı müjdesi verdi.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda herhangi değişiklik olacak mı? Kıdem tazminatı kaldırılacak mı bununla ilgili çalışmalarda son durum ne? Belediyelerde çalışan sözleşmeli personel ile teşkilat kanununa göre çalışan sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi ne zaman gerçekleşecek? TBMM'de olan iş sağlığı ve güvenliği yasa tasarısı ne zaman yasallaşacak? Bu düzenleme sosyal hayatı nasıl etkileyecek?
11 MİLYON İŞÇİYE KIDEM MÜJDESİ
Kıdem tazminatı kaldırılacak mı bununla ilgili çalışmalarınızın son durumu hakkında bilgi alabilir miyiz? Kıdem tazminatı fonu hakkında ne düşünüyorsunuz? Bir de taşeronda çalışan işçilerle ilgili olarak bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
Şu ana kadar memur sendikalarıyla ilgili kanun çıkardık, işçi sendikalarıyla ilgili düzenleme genel kurulun gündeminde. İş Sağlığı ve Güvenliği yasa tasarısı bu hafta komisyonda görüşeceğiz. İntibak Yasası'nı Meclis'ten geçirdik, yürürlüğe koyduk. Artık önümüzde taşeron işçileri var. Kıdem tazminatını çalışıyoruz.
İş Sağlığı ve Güvenliği yasa tasarısı, yasalaştıktan sonra taraflarla görüşebiliriz.
"KAZANILMIŞ HAKLAR KORUNACAK"
Kıdem tazminatında ne gibi değişiklikle yapmayı düşünüyorsunuz?
Kıdem tazminatında mevcut haklara dokunmayı düşünmüyoruz. Bizim kafamızda olan bir fonun kurulması şeklinde. Türkiye'de kıdem tazminatında yararlanan işçi sayısı yüzde 8, yararlanmayan ise yüzde 92… Burada aklı ve mantığı hakim kılmak gerekiyor. İşçilerin yüzde 100'ü kıdem tazminatından yararlanmasını kim istemez? Sistemi iyi kurarak kimsenin hakkının yememek lazım.
Kıdem tazminatı fonunun güvencesi ve fonda nemalandırmanın nasıl olacağı da var. Her şey, işçinin kendi hesabında olacak, ne zaman çekeceği de belli olacak. Hiç merak etmeyin kıdem tazminatı fonu üzerinde çalışıyoruz, taslağımız hazır. Ancak son şekline geçirip taraflarla müzakereye oturmadık.
İşsizlik fonundan oraya bir katkı sağlamayı düşünüyor musunuz?
Olabilir… İşsizlik fonumuz şu anda takır takır işliyor. İşsizlik fonu çok uzun yıllar kendini idare edecek durumda. Teşviklerde fon gelirlerini muhafaza ettik. İşsizlik fonundan kıdem tazminatı fonuna bir katkı sunulup sunulmayacağı bizim tek başımıza karar vereceğimiz bir durum değil. Tarafların da buna sıcak bakması lazım.
"Kıdem tazminatı fonunda kazanılmış haklar korunacak" diyorsunuz, bunu biraz açar mısınız?Geçmişiniz her türlü güvence altında, geleceğinizle ilgili olarak da bir tercih verilebilir. Emekliliğine 5 yıl kalmış bir insanın kıdem tazminatı fonunda, fona yatırsanız kısa süre içerisinde nemalanması yansımayacağı için bir hak kaybı olabilir. Bunun hak kaybına uğramaması için farklı bir formül uygulanabilir. Uzun yıllar çalışmış insanların hak kaybına uğramasını engellemek için önlemleri alırız.
Kıdem Tazminatı'nda oran düşecek mi?
Onun için bu iş kavgası konusu değil, kim kiminle kavga edecek? İşçilerin yüzde 92'si kıdem tazminatından yararlanamıyor. Eğer kavga edeceksek bu konuyla ilgili kavga etmeliyiz. Sendika bunun mücadelesini vermeli.
İşveren bu düzenlemeye karşı çıkar mı?
Tabi ki, karşı çıkabilir… Bu düzenleme karşısında sendikacılardan çok işverenin sesi daha çok çıkabilir.
TAŞERON İŞÇİYE BAKAN MÜJDESİ
Taşeron işçileri ilgilendiren düzenlemeyle ilgili olarak neler söylemek istersiniz?
Kıdem tazminatı fonu ile beraber gündeme getirmeyi düşünüyoruz, ikisi birlikte ele alınacak. Mesela bir taşeron işçisi 11 ay çalışıyor, kıdem tazminatından yararlanamıyor. Ama yapacağımız düzenlemeyle bu işçiler, kıdem tazminatı fonundan yararlanacak. Taşeron işçilerin çalışma saatlerini düzenleyeceğiz. 45 saatten çalıştırılan taşeron işçileri mesai ücreti alacak.
İş Kanunu'nun 2. maddesini değiştireceğiz. Burada mevcut sorun oluşturan birkaç cümle var. Bunlar yargıya taşındı. İş Kanunu'nun 2 maddesine göre, alt işveren kim, asıl işveren kim, net bir şekilde tanımlayacağız. Başka bir ifadeyle, taşeron çalıştıran kim, asıl işveren kim bu alanı netleştireceğiz. Bu durum netleşmediği için konuya yargıya gitti, ortada karmaşık bir durum var…
HER 500 İŞSİZE 1 MESLEK DANIŞMANI
-Türkiye'nin en büyük problemlerden biri olan işsizlik probleminin çözüme kavuşması için bakanlık olarak yeni projeleriniz nelerdir?
-İş ve Meslek Danışmanları'nın nasıl hedefleri olacak? Sizin burada ulaşmaya çalıştığınız somut amaç ne?
Yaklaşık 4 bin iş ve meslek danışmanı olacak. Büyük ihtimalle 500 işsize 1 iş ve meslek danışmanı düşüyor. Bu danışmanın görevi 500 işsizi tanımak, bunların mesleki formasyonunu ölçmek ve işgücü ile ilgili talepleri toplamak olacak.
İş ve meslek danışmanlarıyla ilgili olarak önümüzde günlerde teşvik edici uygulamalar getireceğiz. Bu aşamada sistemin oturmasını bekliyoruz. İş ve meslek danışmanlarının ilk görevi, kendi işlerini arazide uygulayacaklar. Çeşitli teşvik uygulamalarıyla işsizlere iş bulma konusunda daha aktif uygulamalar yapabiliriz.
İŞ KAZALARINI ÖNLEMEK İÇİN YENİ SİSTEM
- Daha önce Esenyurt'ta son olarak da Tuzla'da meydana gelen faica ile ilgili hangi uygulamalar yapılıyor? Şu anda TBMM'de olan iş sağlığı ve güvenliği yasa tasarısı ne zaman yasallaşacak? Bu düzenleme sosyal hayatı nasıl etkileyecek?
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı bu hafta komisyonda görüşülecek.
İş kazalarıyla ilgili olarak bir bilincin oluşması lazım. Siz bir bilinci oluşturmazsanız yasayla bu sorunu çözemezsiniz. Ama yasal mevzuat çok önemli… Bir mevzuatınız vardır, olay (kaza) olduktan sonra başa dönük değerlendirme yapar, bir mevzuatınız vardır ki, olay (kaza) olmadan önce önlemlerini ortaya koyar. Der ki, x işyerinde tehlikeli ya da az tehlikeli işyerinde muhtemel şu olaylar olabilir, önlemler alınmadan işyerini açamazsınız, derse bu önleyici bir yasadır. Ama bir yasa daha vardır ki, bunu söylemez… Kaza olduktan sonra müfettiş gönderir, mevcut yasada olduğu gibi… Kazanın neden olduğunu-olabileceğini kestirebilen bir yasaya ihtiyaç var. Bu gelen düzenleme o.
Bu yasada sadece özel teşebbüsü ilgilendiren bir durum yok. Aynı zamanda kamuyu da ilgilendiren düzenlemeler içerisinde olacağız. Bu yasa bütün çalışanları ilgilendiren bir yasa…
Bu yasa işleri tehlike durumuna göre sınıflandıran bir düzenlemedir. Az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli… Kazaların yüzde 57'si, 50'nin altında işçi çalıştıran işyerlerinde meydana gelmektedir. Türkiye'de toplam 1 milyon 426 bin işyeri var. İş güvenliği ve sağlığı uzmanı çalıştıran işyeri sayısı 28 bin…
-Bu durum ileride iş güvenliği ve sağlığı uzmanı istihdam alanı açacak mı?
1 ile 9 işçi çalıştıran 1 milyon 200 bin işletme, 10 ile 49 arasında işçi çalıştıran işyeri sayısı 180 bin civarında… Geriye kalan işyerleri ise 50'nin üzerinde işçi çalıştırıyor. 1 ile 9 arasında işçi çalıştıran işyerlerine devlet olarak biz finanse edeceğiz. Sosyal güvenlik sisteminde, iş ve meslek kazalarıyla ilgili primler kesiliyor. Bakanlık olarak bir hakkımız var. Ayrıca bakanlığımızın bütçesinden buralara aktarma olacak.
10 ile 49 arasında işçi çalıştıran işletmeler, maliyetleri kendileri ödeyecek. Bakanlık olarak bununla ilgili olarak bir çalışma yaptık. Az tehlikeli işyerlerinde 75, tehlikeli işyerlerinde 110, çok tehlikeli işyerlerinde 160 liralık bir maliyet ortaya çıkardık. Bu maliyetler işçi bazında değil, işyeri bazındadır. Dolayısıyla bunlar ciddi rakamlar değil.
"TÜRKİYE'NİN PERSONEL REJİMİNE İHTİYACI VAR"
- Daha önceki açıklamalarınızda 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda değişikliğe gidileceğini söylemiş, memurların başka illere rotasyonunun sağlanacağının ve personel rejiminin değişeceğinin sinyallerini vermiştiniz ancak bununla ilgili olarak detay vermemiştiniz. 657'de ne gibi değişiklikler düşünüyorsunuz?
1965 yılından bu yana çeşitli değişikliklerle günümüze kadar gelen 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu çok önemli bir kanun. Bu kanunda çok ciddi sorunlar, karmaşık durumlar var. Onla ilgili ana başlıklarımız belli ama sosyal taraflarla konuştuktan sonra kamuoyuyla paylaşmayı düşünüyoruz.Türkiye'nin bir personel rejimine ihtiyacı var. 4A, 4B, 4C'liler, sonradan 657'ye tabi olanlar, hakimler, savcılar, askeri personel var. Her personel rejiminin kendi içerisinde farklılıklar olduğu gibi 657'nin içerisinde de farklılıklar söz konusu. Memurların performansı ve rotasyonlarıyla ilgili sıkıntılar var.
Kamuda hiçbir şey yapmayan da aynı muameleyle karşı karşıya kalıyor, gecesini gündüzüne katan da… Onun için kriterler öyle belirleyici olmalı ki, kamu düzeni verimliliğinin takipçisi olmalıyız.
-Geçmiş yıllarda çeşitli hükümetler döneminde memurlara bir derece verilmişti. AK Parti hükümeti döneminde de 2005 yılında 5289 sayılı Kanunla tüm memurlara bir derece verilmişti. 2005 yılından sonra memur olanlara da bir derece verilmesi için bir çalışma başlatmayı düşünüyor musunuz?Bununla ilgili herhangi bir çalışma yapmayı düşünmüyoruz, gündemimizde yok. Üst düzey memurlarda, kurumlar arası farklıları ortadan kaldırdık. Eşit statüye eşit ücret uygulaması geldi zaten...
-Belediyelerde çalışan sözleşmeli personel ile teşkilat kanununa göre çalışan sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi ne zaman gerçekleşecek?
Bu konuyla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir vaatte bulunduğu söyleniyor. Başbakan Erdoğan'a konuyu arz edeceğiz, vereceği kararı bekleyeceğiz.
ÖMER SÜT-Takvim.com.tr