İsrail'le birlikte Türkiye'nin geniş bir bölgeden enerji kaynaklarını dünya piyasasına ulaştırabileceğini belirten Birol, 'Bu işin üç boyutu var. Birincisi Türkiye'nin Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattına kardeş olarak aynı bölgeden getirilecek olan boru hatları var. İkincisi Irak'tan, özellikle Kuzey Irak'tan gelebilecek olan doğalgaz boru hatları. Üçüncüsü ise, İsrail'den gelebilecek olan petrol ve doğalgaz boru hatları. Bu gelişme (İsrail'in özür dilemesi) Türkiye'nin enerji ulaşımında dünya şampiyonu olmasının yolunu açmıştır' dedi
İsrail'in Doğu Akdeniz'deki doğalgazı uluslararası piyasalara nasıl ulaştırabileceğine dair senaryolara da değinen Birol, 'İsrail'in şu anda önünde üç ana opsiyon var. Bunu ya sıvılaştırılmış doğalgaz olarak ya Yunanistan üzerinden Avrupa'ya gemilerle ya da Türkiye üzerinden satabilirler. Bu olasılıklara baktığımız zaman üçünün içerisinde ekonomik olarak en avantajlısı Türkiye'den geçirilmesi...' dedi.
İsrail'in doğalgaz ve petrolü Türkiye üzerinden uluslararası piyasalara ulaştırmasının diğer olasılıklara göre daha ucuz olduğunu belirten Birol, 'Bu hem İsrail için, hem Türkiye için, hem de Türkiye'den sonra bu gazı kullanabilecek olan tüketiciler için son derece avantajlı' dedi.
Birol ayrıca, İsrail'in kendi iç pazarının ihtiyacının 7-8 kat daha fazla doğalgazı çıkararak, uluslararası pazar sunabileceğini tahmininde bulundu.
Hazar Bölgesi'nden, Kuzey Irak'tan ve İsrail'den gelebilecek olan doğalgazın Türkiye'nin sadece ekonomik değil, jeopolitik olarak da önemini ciddi şekilde artıracağını belirten Birol, 'İsrail'den gelebilecek olan doğalgazda ben şu an için, özellike yaşanan son politik gelişmeler ışığında, hem ekonomik olarak, hem siyasi olarak, hem de enerji açısından önünde bir engel kaldığını düşünmüyorum. Kıbrıs civarındaki doğalgaza ciddi bir ilgi var. Çıkarılmasının maliyetini şu an bilemiyoruz ama oradaki rezervlerin zengin olduğunu biliyoruz' şeklinde konuştu.
Öte yandan dün, Financial Times'ta İsrail'in Türkiye'den özür dilemesinin ardından iki ülke arasında normale dönecek ilişkilerin Güney Kıbrıs'ı enerji konusunda yalnız bırakabileceği yorumu yapıldı. Makalede, Türkiye ve İsrail'in Doğu Akdeniz'deki doğalgaz kaynakları üzerinde ortak çalışma yapabilecekleri belirtildi.
Dün Finlandiya'nın kuzeyindeki Saariselka kasabasında değerlendirmelerde bulunan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin Doğu Akdeniz'deki doğal kaynakları olası bir borçlanma modeline teminat olarak gösterme düşüncesini de eleştirerek, 'Adanın etrafındaki kaynaklar sadece Rumlar'ın kaynağı değil ki. Kimin kaynağını kime teminat gösteriyorlar. Uluslararası hukukta adanın etrafındaki doğal kaynakların hepsi adada tüm yaşayanlara aittir' şeklinde konuşmuştu.
