Açık mektup!

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :07 Nisan 2014 , 00:00 Güncelleme Tarihi :07 Nisan 2014 , 13:31
Açık mektup!

İÇİNDEKİLER

Müthiş bir direnç süreci başladı tekrar, faiz aşağı faiz yukarı! Bundan yaklaşık 2.5 ay önce Merkez Bankası çok dramatik bir adımla ekonomi tarihimizde unutulmayacak bir karara imza attı. Her ne kadar alınan karara ve gerekçelerine hem inanmayıp hem de katılmasam da, öncesinde atılması gereken adımların hepsinin atılıp atılmadığı hususunda ikna olmasam da, o dönem ülkenin bir şekilde içine sokulmaya çalışıldığı belirsizlik ortamından dolayı birçok kişi gibi sessizce saygı duymak durumunda kalmıştım.
Artık doğru veya değil bu gerekçelerin çoğunun ortadan kalktığı gayet aşikârdır. Seçim sürecinin oluşturduğu belirsizliğin nihayete ermesi, istikrarlı bir sürecin sağlam bir zeminde tekrar eleştirel bir ortama mahal vermeden ortaya çıkmış olması ve daha birçok nedenden ötürü yeni bir dönemin kapılarını ardına kadar açmıştır.
İktidar partisinin yakın dönem siyasi tarihimizin en yüksek yerel seçim oranını yakalamasıyla, Türkiye'de 2014 ve 2015 yıllarında gerçekleşecek iki seçime yönelik risk algısı elimine olmuş, güven ve istikrar ile ilgili endişeler ortadan kalkmıştır.
Bu resimde 1 puanlık faiz artışının yıllık maliyetinin yaklaşık 4.5 milyar TL olduğunu artık herkes biliyor. Ülkenin tırnaklarıyla kazıyıp biriktirdiklerini kepçeyle sağa sola saçamazsınız. Bu milletin sahip olduğu zenginlikleri hak etmeyenlerin layık olmadıkları şekilde almalarına ortam hazırlayamazsınız.
Para kurulu üyelerine şunu önemle tavsiye ederim; bulundukları kurumdan daha sık dışarıya çıkmalı, daha çok esnaf ve ticarethaneyi ziyaret etmeli, halden anlamalı, klişe ezberlerden sıyrılmalı, ekonomi olmanın temel dinamiklerini kitabın sayfalarından ziyade hayatın global anlamda yaşayan gerçeklerinde daha çok aramalı ve kararlarını bu bağlamda almalıdırlar.
Acaba bu kurumu son yıllarda temelleri teker teker yıkılan statükonun son kalesi olarak mı görmeliyiz? Zira havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez, kapısından dahi geçen aynı makamı okumaya başlamaktadır.
Kurum kendini revize etmedikçe, Türkiye'yi hakiki manada büyüten farklı ölçekteki birçok sanayici esnaf vb. tarafından, "Bu zevat akademik sığlık ve statükonun dışında olaylara bakamadıklarından, klasik ezberlerden ve rant ekonomisini desteklemekten başka karar alamazlar" türünde eleştiri oklarına hedef olmaktan kurutulamayacağa benziyor.
Lafı eğip bükmeye gerek yok; artık kurumu statükonun son kalesi olarak görmüyorlarsa, kendilerinden beklenen, bu anlatılanlar ışığında tekrar normalleşme için ekonomiyle ilgili gereken adımları atmaları, özellikle piyasa faizlerini mevcut ekonomi stratejisiyle uyumlu bir şekilde hızlıca düşürme yönünde hareket etmeleridir.