Bakan Yıldız, burada yaptığı açıklamada, siyasi istikrarın bozulması adına 17 Aralık'tan bu yana çok farklı yapıların çok farklı işlemlerle karşılarına çıktığını söyledi.
Yeni bir Cem Uzan vakasıyla karşı karşıya olduklarını belirten Yıldız, bugüne kadar elektrik dağıtım, üretim ve iletim hizmetleriyle alakalı şirketin faaliyetine devam ediyor olmasına rağmen imtiyaz hakkının alınmasıyla ilgili 4 büyük dava açıldığını, 10 yıla yakın süren davaların kazanıldığını anımsattı. Bakan Yıldız, şunları kaydetti:
"Bunlar yetmiyormuş gibi şimdi tekrar miktarı 2,5 milyar avroluk Stockholm mahkemelerinde yeni bir dava açılmış durumda. Bu artık Türkiye'nin siyasi istikrarının üzerine konan keneleri alma işidir. Türkiye mutlaka bu kenelerinden kurtulacaktır. Sürekli bir ayağından tutup aşağı çekmek isteyenlere karşı, Türkiye'nin büyümesine, ilerlemesine karşı olanlarla mücadelemiz devam edecektir. Bununla alakalı uluslararası avukatlık firmalarıyla hizmet alımına gideceğiz.
Benzer davaları emsal gösterip bu davanın kabul edilmemesiyle alakalı ilk girişimlerimiz olacak. Elimizde bu manada alınmış çok fazla uluslararası tahkim kararları var. Bütün bunları ibraz edeceğiz. Şu ana kadar Türkiye'nin neredeyse tamamını isteyen bir yapıyla karşı karşıyayız. Vatandaşımızın hakkı olan bir kuruşu vermeyiz."
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Uzanlar'ın, Türkiye aleyhine açtığı yeni davaya ilişkin, "Bize göre gerek hukuki açıdan gerekse enerji açısından hiçbir fonksiyonelliği yok. Tamamen gündem oluşturmayla alakalı bir konudur" dedi.
Yıldız, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (LPG) Meclisi Başkanı Yağız Eyüboğlu ve meclis üyelerini kabul etti.
Bakan Yıldız, Uzanlar'ın Türkiye aleyhine açtığı yeni davaya ilişkin sorular üzerine, Stockholm Ticaret Odası'nın tahkim merkezinde ÇEAŞ ve Kepez elektrik şirketlerindeki hisse sahibi olarak, bu şirketlerin imtiyaz sözleşmelerinin iptal edilerek el konulması iddiasıyla dava açıldığını söyledi.
Kendilerinin 2003'te yalnızca şirketlerin üretim, dağıtım ve iletimle ilgili imtiyazının kaldırılmasına yönelik karar aldıklarını dile getiren Yıldız, bu şekilde 2,5 milyar avroluk bir tazminat oluştuğunun iddia edildiğini belirtti. Yıldız, şunları kaydetti:
"Halbuki aynı konuda Libananco davasında 15,6 milyar dolarlık, hem Polonya hem de Eurocement'teki 2 ayrı davada da yaklaşık 5 milyar dolarlık talepleri olmuştu. Uluslararası tahkim heyeti bununla alakalı çok uzun süren araştırmalar yaptı. Her zaman objektifliğine inandığımız bir yapı içerisinde karar verildi. Bu kararlardan 3'ünün temyizi yoktu, bir tanesinin vardı. Libananco'da temyiz mahkemesi yine aynı doğrultuda karar verdi. Bu ortakların imtiyaz hakkının kaldırılmasıyla alakalı ayrı bir zarara uğramadığına yönelik karar vermişti. Uluslararası Yatırım Uyuşmazlıkları Çözüm Merkezi'ndeki bu davalar nihayetlenmişti. Hem temyiz yolları kapandı hem uluslararası tahkim açısından bütün hukuk yolları kapanmış oldu.
Şimdi aynı gerekçelerle mağdur oldukları ve bunun tazminata ulaştırılmasıyla alakalı aynı konuda bu kez Stockholm Ticaret Odası'ndaki tahkim merkezinde bir dava açtılar. Bize göre bu davanın başlatılması doğru bir işlem değildir. Bizim işimiz var, gücümüz var. Uğraşacak çok fazla konumuz var. Biz ileriye bakacağız, geriye dönük bütün bu davaları kapattık ve Türkiye enerjisini bu tür konulara inşallah harcamayacak. 'Kene' ifadesi kasıtlı olarak kullandığım bir ifadedir. Enerjimizi Türkiye'nin gelişmesine harcayacağımız yere buralara harcanmak istenmekte. Türkiye'nin siyasi istikrarının şu veya bu gerekçeyle bozulmasına müsaade etmeyeceğiz. 2,5 milyar avroluk para, Türkiye'de 10 yıl önce neredeyse bütün yatırım bütçemize karşılık geliyor. Biz bunları haksız yere size vereceğimize kalkıp vatandaşımızın hizmetine kullanırız."
Yıldız, davanın bu kez başka bir şirket adı altında açıldığına işaret ederek, geçmiş bütün davaları da bu şekilde bir anlamda tekzip eden bir yapıyla karşı karşıya olduklarını söyledi.
Taner Yıldız, "Bize göre gerek hukuki açıdan gerekse enerji açısından hiçbir fonksiyonelliği yok. Tamamen gündem oluşturmayla alakalı bir konudur. O yüzden Stockholm'e avukatlarımız aracılığıyla böyle bir davanın açılmasının fuzuli bir işlem olduğunu belirteceğiz. Dava açılmamasını talep ediyoruz ama böyle bir karar verilirse de elimizde çok fazla savunabileceğimiz argüman var. Türkiye daima ileri bakacak, artık geriye dönük bu işlemlerle uğraşmayacak" diye konuştu.