Azı yeter çoğu kanser

Dünya mSağlık Örgütü'nün (WHO) işlenmiş etlerin (sucuk, salam, sosis, pastırma) kanser yaptığına dair raporu tüm dünyada büyük yankı uyandırırken Türkiye'de 'doğru değil, bize bir şey olmaz' türünden tepkilerle karşılandı. Vatandaş bu ürünleri almaktan vazgeçmezken, üreticiler de raporu incelemek yerine yalanlama yarışına girdi. Uzmanlar da öteden bu yana işlenmiş gıdaların tehlikeli olduğunu sürekli açıklıyor. Türkiye daha önce mısır şurubunda da benzer bir durumla karşılaşmış uzmanların 'ölümcül tehlikesi var' açıklamalarına karşın üreticiler 'zararsız' diye ortaya çıkmıştı. Vatandaşların ve üreticilerin rapora yaklaşımlarının aksine Gıda ve Tarım Bakanlığı konuyla ilgili harekete geçti. WHO'nun açıklamalarına karşı bakanlığın sosis, sucuk, salam gibi Türkiye'nin işlenmiş etlerindeki denetim sonuçlarını rapor haline getirerek açıklaması bekleniyor.
HAFTADA 245 GRAM YİYORUZ
Bu tür tehlikeli ürünlerin daha çok merdiven altı üretim yapan yerlerde bulunduğu belirtiliyor. Bunun yanında Sağlık Bakanlığı'nın da sektör temsilcileriyle bir toplantı yapacağı belirtiliyor. Uzmanlar haftada 300 gramdan fazla işlenmiş et ürünleri tüketilmesi durumunda riskin daha artacağını belirtiyor. Yapılan araştırmalara göre ise Türkiye'de günde ortalama 35 gram kırmızı et tüketiliyor. Bu da haftada 245 gram ile tehlike sınırına yaklaşıyor.
BAKANLIKTAN UYARI
Sağlık Bakanlığı vatandaşları uyararak,'deliller var fazlası riskli' açıklaması yaptı. Açıklamada, "Kırmızı et tüketiminin kanser yapabileceğine dair belirli miktarda delil bulunmakla birlikte, yeterli bilgi birikimine ulaşılamamıştır. Raporun sonucuna göre, günlük 50 gr işlenmiş et tüketimi kolorektal kanser riskini yüzde 18 artırmaktadır. Bu bilgilere göre kırmızı et ve işlenmiş etler ile ilgili yapılan güncel açıklamalar sözü geçen ürünleri aşırı tüketen bireylerin dikkatini çekmek için yapılan bir uyarı olarak değerlendirilmelidir" denildi.
PARLAKLIK VERİYOR
Sucuk, salam gibi ürünlerdeki katkı maddeleri nitrit ve nitratlar uzun süreli parlaklık, kırmızılık ve özgün aroma kazandırmak için kullanılıyor. Türk üreticileri kullanılan katkı maddelerinin bakanlıkça belirlenen miktarda kullanıldığını söylüyor. WHO raporundan sonra bu oranların değişmesi de gündeme gelebilecek.