Demir, sanayinin her cephesinde bir millileşme, yerlileşme harekatının başlatıldığını ve devam ettirildiğini vurgulayarak: "Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya ve stratejik konumumuz düşünüldüğünde, çeşitli alanlarda faaliyet göstermekten başka çaremiz olmadığını görüyoruz. Bir ülke düşünün ki hem hava, kara, deniz, uzay her bir alanda kendi kendine yeterli olmaya karar vermiş, bu alanda olanca gücüyle yürümekte olan ve bunu yaparken de bağımlılık unsurlarını azaltmakta gayretinde olan bir Türkiye. Bütün bunların gerçekleştirilmesi güçlü bir Türkiye ile mümkün. Ekonominiz güçlüyse, nüfusunuz dinamikse bu konuda bir gayretiniz, kararlılığınız bir politikanız varsa bütün bunlar yapılabiliyor." diye konuştu.
Demir, sanayinin her cephesinde bir millileşme, yerlileşme harekatının başlatıldığını ve devam ettirildiğini vurgulayarak, "Burada 'yerli' ve 'milli' kavramlarını çok sıklıkla kullanıyoruz, bazen buna açıklık getirmek gerekiyor. 'Yerli' dediğinizde aslında o üründeki unsurların ülkemiz içinde yapabilme kabiliyetiniz olmasından bahsediyoruz. 'Millilik' deyince ise biraz daha tasarıma dayanan, beyin gücünün de içinde olduğu, sıfırdan, gerekirse tasarlama üretme gücüne sahip olduğumuz komple bir sistemden bahsediyoruz." ifadelerini kullandı.
"Bu anlamda Yeni Tip Denizaltı Projesi'nden bahsederken ikinci adım 'milli denizaltı' kavramı. Burada artık geçtiğimiz sürede HDW'den aldığımız destekle inşa edecek olacağımız denizaltılarımızdan hemen sonra bir milli denizaltı projesini hayata geçireceğiz inşallah." diyen Demir, şöyle devam etti:
"Bunun ilk çabaları şu anda aslında başladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızla görüşmelerimizde, bir yandan bu tür hazırlık faaliyetlerinin olduğunu biliyoruz ve sanayimizi de bu hazırlık içinde olmaya teşvik ediyoruz. Denizaltı konusunda Türkiye'nin kendine yeter bir ülke olmasına doğru yol almaktayız. Denizaltımızın ve diğer platformlarımızın içinde kullanılan unsurlar, başta motor olmak üzere onların da millileştirilmesi ilerideki bir hedefimiz. İçinden geçtiğimiz günlerde dost bildiğimiz ülkeler dahil olmak üzere çevremizdeki bazı ülkelerin durumlarının da etkisiyle nasıl kuşatılmaya çalışıldığımızı hep beraber görüyoruz. Burada da tekrar tekrar bize hatırlatılmış olan unsur güçlü bir Türkiye'nin olması. Güçlü bir Türkiye de ancak güçlü bir silahlı kuvvetlerle olur. Güçlü bir silahlı kuvvetler de güçlü silahlar, güçlü sistemlerle hayata geçer. Bu da savunma sanayi demektir."
Demir, oluşturulan sanayi yapısının bir ekosisteme dayanmak zorunda olduğuna dikkati çekerek, "Bugün bu tören vasıtasıyla gözlemlediğimiz ve bizi mutlu kılan unsur, artık sanayimizin çeşitli unsurlarının ana yüklenicilere destek olma anlamında kabiliyetler geliştirmesi ve oyuncu olarak sektörlere dahil olması ve yetkinliklerini teknolojik anlamda ileri noktaya taşıyarak Türkiye'de bu ekosistemi oluşturmaya başlamalarını görüyoruz. Bugün Gürdesan firmamızın içinde bulunduğunu faaliyetler de bunun çok güzel bir örneği." değerlendirmesinde bulundu.
"YERLİLİK ORANI 4 YILDA YÜZDE 70'E ÇIKTI"
Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret AŞ (STM) Genel Müdürü Davut Yılmaz da 1991'de kurulan STM'ye belli misyonlar verildiğini, onlardan birinin de bu kritik teknolojiyi Türkiye'ye kazandırmak olduğunu anlattı.
Yılmaz, bu kapsamda pek çok proje yürüttüklerini ancak bunu yaparken mümkün olduğu kadar yerli katkı payını arttırmayı hedeflediklerini vurgulayarak, "Bunun en güzel ve en somut örneği MİLGEM Projesi'dir. MİLGEM Projesi ilk başladığında yerli katkı payı yalnızca yüzde 7 civarındaydı. Şu an bizlere çok basit gelen zırh kaplaması, yangına mukavim kaporta gibi malzemeler dahi yoktu. Ancak müsteşarlığımızın vizyonu ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın kararlılığı sayesinde bu oran şuan yüzde 70'ler mertebesine çıktı. Yerli katkı payı yüzde 7'den yüzde 70'e çıktı ki gerçekten çok büyük bir başarı ve bu yalnızca 4 yılda gerçekleşti." şeklinde konuştu.
"Bu 600 mühendisin dörtte biri yani yaklaşık 150 kişi, su altı ve su üstü muhrip gemi mühendisliği kısmında çalışıyor. Bu 150 kişinin çalıştığı MİLGEM gibi projelerde veya Pakistan'da yürüttüğümüz ve kısmetse önümüzdeki aylarda bitireceğimiz ülkemizin en büyük askeri gemi ihracat projesi olan Denizde İkmal Tankeri Projesi'nde 100'e yakın yerli firmayla çalışıyoruz. Önümüzde milli gemi MİLGEM'den sonra milli denizaltı MİLDEM var. Çok daha büyük, çok daha zor, çok daha kompleks bir proje. Ancak savunma sanayimizdeki son yıllardaki gelişmeler gösteriyor ki eğer biz el ele verirsek, doğru politikayı takip edersek, hazırlığımızı tam yaparsak ve çalışırsak yapamayacağımız bir şey yok."
YENİ TİP DENİZALTI PROJESİ
Gölcük Tersanesi'nde inşa edilen denizaltının iç bloklarının imalatını Savunma Teknolojileri Mühendisliği ve Ticaret AŞ altında Gürdesan Gemi Makine Sanayi tarafından gerçekleştiriliyor. Gürdesan, Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında toplam 840 tonluk çelik bloklarının ilk etap üretimini tamamladı.
Yeni tip denizaltılar, havadan bağımsız tahrik sistemine sahip olacak. Denizaltı bünyesinde bulunan hidrojen ve oksijen tanklarının tepkimesi sonucunda yakıt hücresi sistemiyle elektrik enerjisi üretilecek ve bu sistem atmosferik havaya ihtiyaç duymadan denizaltının çok daha uzun süre su altında kalmasını sağlayacak.