10 bin 500 maden ocağı mercek altında

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Mithat Cansız, maden tesislerinde denetimlerin artırıldığını belirterek, "2018'de 7 bin 525 maden ruhsatını yani 10 bin 500 maden ocağını denetledik. Güvenliği tehdit eden bin 776 işletmenin faaliyetlerini durdurduk." dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :04 Aralık 2018 , 00:00 Güncelleme Tarihi :04 Aralık 2018 , 11:02
10 bin 500 maden ocağı mercek altında

İÇİNDEKİLER

Cansız, Türkiye Madenciler Derneği (TMD) tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği Konferansı ve Sergisi'nin açılışında yaptığı konuşmada, tüm madencilerin "4 Aralık Dünya Madenciler Günü"nü kutladı.

İşletme güvenliği sağlanmayan madenlere karşı "sıfır tolerans" uygulaması kapsamında birçok denetim ve düzenlemeyi hayata geçirdiklerini anlatan Cansız, madenleri risk gruplarına göre mavi, sarı ve kırmızı olmak üzere üçe ayırdıklarını söyledi.

Cansız, daha önce 2-3 yılda bir denetlenen ruhsat sahalarının artık risk büyüklüğüne bağlı olarak düzenli bir şekilde denetlendiğini dile getirdi.
Yapılan denetlemeler için alanda en az 5 yıl çalışmış 70 uzman istihdam ettiklerini dile getiren Cansız, 180 uzmanın daha bakanlık bünyesine katılacağını ve yetkin personel istihdamının devam edeceğini kaydetti.

"HEDEF SIFIR ÖLÜMLÜ KAZA"

Denetimlerin objektif olarak belirli usul ve esaslar çerçevesinde yapılması için bir kitapçık hazırladıklarını ifade eden Cansız, şunları kaydetti:
"Bütün personel buna göre denetim yapıyor. Denetimler artık çok daha objektif ve fazla yapılıyor. 2018'de 7 bin 525 maden ruhsatını yani 10 bin 500 maden ocağını denetledik. Güvenliği tehdit eden bin 776 işletmenin faaliyetlerini durdurduk. Geçmiş yıllara göre daha sıkı ve objektif denetleme yapıyoruz. Biz 2023'e geldiğimizde yılda 14 bin sahanın nitelikli ve objektif bir şekilde denetlenmesini hedefliyoruz. Bu her yılda ortalama iki defa denetleme demektir."

Cansız, madenlerde ölümlü kaza sayısının da önceki yıllara göre azaldığını ancak hedefin "sıfır ölümlü kaza" olduğunu belirterek, madenlerde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün eğitimle oluşturulabileceğini anlattı.

Maden İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde e-Maden uygulamasını başlattıklarını aktaran Cansız, "İşlem ve hizmetlerdeki hızı, kaliteyi ve şeffaflığı artırmak adına geçen yıl eylülde başlattığımız e-Maden uygulaması sayesinde, ruhsat hukukuna ilişkin 700'ü aşkın iş ve işlemi elektronik ortama aktaracağız. Böylece bürokrasinin azaltılması sağlanacak. 2019 yılının başında devreye alacağımız e-Maden ile madencilik sektörünü Endüstri 4.0 standartlarında uluslararası nitelikleri haiz bir noktaya taşımış olacağız." diye konuştu.

MADEN İHRACATI 5 MİLYAR DOLARA DAYANDI

TMD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emiroğlu da madencilik sektöründe güvenlik kültürü ve bilincinin önemine dikkati çekti.

Bu bilincin oluşturulmadığı sürece kanun, yönetmelik veya cezalarla bir yere varılamayacağını vurgulayan Emiroğlu, "Sürdürülebilir madenciliğin temel taşlarından birisi iş sağlığı ve güvenliğidir. Burada iş verenden yöneticisine ve kamuya kadar ortak sorumluğumuz var. Bu güvenlik kültürünün oluşması uzun bir yol ama yılmadan devam etmemiz gerekiyor." dedi.

Emiroğlu, güvenlik kültürünün oluşturulmasında eğitimin en önemli faktör olduğunu kaydetti.

Artık dünyada "sıfır kaza" vizyonunun ciddi şekilde yaygınlaşmaya başladığını ve bu vizyonun içselleştirildiğini ifade eden Emiroğlu, "Biz de bunu kendimize şiar edinmeli ve sahiplenmeliyiz. Toplumda maalesef sektörümüzün imajı iyi değil. Bu algıyı mutlaka değiştirmemiz gerekiyor. İş kazaları ve ölümlerle değil, öz kaynaklarını verimli kullanan, çevreyi ve insanı önceleyen, ekonomiyi büyüten ve cari açığı azaltarak istihdamı artıran bir sektör haline gelmemiz lazım." diye konuştu.

İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Dinçer ise Türkiye'nin madencilik sektöründeki ihracatının geçen yıl 4,7 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini yani yaklaşık 5 milyar dolara dayandığını söyledi.

Bu yıl da aynı rakamların hedeflendiğini kaydeden Dinçer, Türkiye'nin madencilik sektörünü daha ileriye taşıyabilmek için iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarına azami özen gösterilmesi gerektiğini ve dünyadaki gelişmiş yöntemlerin örnek alınabileceğini anlattı.