9 Haziran genel af, 3600 ek gösterge, EYT, kıdem tazminatı, nafaka Meclis'e geldi mi? İşte son durum...

Milyonlarca vatandaş, bayram sonrası gelecek müjdeli habere kilitlendi. Genel af ve ceza indirimi, ek gösterge, EYT, kıdem tazminatı ve nafaka konularında son durum merak ediliyor. AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kadir Gecesi dolayısıyla düzenlenen bir programda vatandaşlardan gelen af taleplerine "Meclis açıldığında bu konuların görüşüleceği" karşılığını verdi. Peki 9 Haziran genel af, ek gösterge, EYT, kıdem tazminatı ve nafaka konusunda son durum nedir? Meclis'e geldi mi?

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :09 Haziran 2019 , 10:30 Güncelleme Tarihi :09 Haziran 2019 , 10:30
9 Haziran genel af, 3600 ek gösterge, EYT, kıdem tazminatı, nafaka Meclis’e geldi mi? İşte son durum...

İÇİNDEKİLER

9 Haziran genel af, 3600 ek gösterge, EYT yasası, kıdem tazminatı ve nafaka konusunda son durum nedir? Birçok konu üzerinde çalışmalarına devam eden TBMM, bayram nedeniyle tatile girmişti. Mesaiye yeniden başlayacak olan Meclis'te birçok konu yer alacak. 3600 ek göstergeden yeni askerlik sistemine, EYT'den af yasasına birçok konuda son durumun ne olduğu merak ediliyor. Peki, genel af, ek gösterge, EYT, kıdem tazminatı ve nafaka konusunda son durum nedir? Meclis'e geldi mi? İşte 9 Haziran son gelişmeler...

Af değil ceza indirimi olacak

İnfaz yasasında yapılacak değişiklikle, terör suçları hariç, cezasının yüzde 50'sini çeken serbest kalacak. Kadın ve çocuğa şiddet, tecavüz suçlarının cezası artacak. Suç işleyen bir gün dahi olsa cezasını çekecek. Terör, uyuşturucu, kadın ve çocuklara karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere, "kamuoyunun vicdanını sızlatmayacak" suçlarda ceza indirimine gidilmesine yönelik çalışmada sona gelindi. Bu kapsamda Ceza İnfaz Kanunu'nda (CİK) yapılacak değişikliklerin seçim sonrası Meclis gündemine geleceği, ancak yasalaşma sürecinin 1 Ekim'den sonraya kalacağı belirtiliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gece Esenler Dörtyol Meydanı'ndaki Kadir Gecesi dolayısıyla düzenlenen "10 Bin Hatim, 100 Bin Dua" programında vatandaşlardan gelen af taleplerine "Meclis açıldığında bu konuların görüşüleceği" karşılığını verdi. Erdoğan, "Adalet Bakanlığımızın bu konularla ilgili bir çalışması var. Ama herkesi serbest bırakmak gibi bir şey olmaz. Bu çalışma neticesinde bırakılabilecek olanları, inşallah seçimlerden sonra Meclis açıldığında tekrar oralarda bunlar görüşülecek" diye konuştu.

CEZASININ YARISINI ÇEKENE TAHLİYE

Erdoğan'ın "Meclis'te görüşüleceğini" söylediği düzenleme af değil, bazı suçlarla ilgili ceza indirimini kapsayacak. AK Parti'nin hukukçu kurmayları ve Adalet Bakanlığı uzun zamandır cezaevlerindeki doluluğu düşürecek bir paket üzerinde çalışıyor. Seçim sonrası Meclis gündemine taşınması planlanan pakette, cezaevlerinde kalma sürelerinin düşürülmesi, bazı suçların para cezasına çevrilebilmesi gibi düzenlemeler de bulunuyor. Mevcut kanuna göre terör suçluları cezalarının dörtte üçünü, adli suçlular ise üçte ikisini çekiyor. Yeni çalışmada, terör suçlarına ilişkin hükümlere dokunulmayacak. Ancak cezasının yüzde 66'sını çeken adli suçlara ilişkin cezalarda değişikliğe gidilerek bu oran yüzde 50'ye çekilecek. Bu durumda örneğin 10 yıl hapis cezası alan bir kişi mevcut sistemde 6 yıl 6 ay cezaevinde kalırken, bu süre yeni düzenleme ile 5 yıla inecek. Düzenleme geriye doğru yürüyeceği için cezasının yüzde 50'sini çekenler şartlı salıverme hükümlerinden yararlanarak dışarı çıkabilecek. Aralarında ekonomik suçlar ile ilgili değişikliklerin de bulunduğu bazı suçlar için verilen hapis cezasının para cezasına çevrilmesi de planlanıyor.

Cumhurbaşkanı'nın en çok üzerinde durduğu konulardan biri olan kadın ve çocuğa yönelik şiddet, tecavüz, cinayet suçlarındaki ceza oranları ise artacak. Alt sınır, kadın cinayetlerinde en az 40, çocuk cinayetlerinde ise 50 yıl olarak yükseltilecek. Bu suçları işleyenler şartlı salıverme şartlarından da yararlanamayacak.

KADEMELİ İNFAZ SİSTEMİ

Hırsızlık başta olmak üzere birçok suçta, suçlular cezaevine girmeden salıveriliyor. Bu durumun da ortadan kaldırılması planlanıyor. Kademeli bir infaz sistemi kurularak, bir yılın altında bir cezayı gerektirse bile, suç işleyen mutlaka cezaevinde kalacak. Yeni infaz düzenlemesinde 1-3 yıl ceza gerektiren suçlar sınıflandırılarak, cezaevinde en az kalacakları süre belirlenecek. Türkiye'deki infaz uygulamalarının adalet duygusunu zedelediğine dikkat çeken AK Parti kurmayları "Suç işleyen 'nasılsa hapis yatmayacağım' diye düşünüyor. Bu doğru değil. Yeni düzenleme ile ceza söz konusu olduğunda, bir gün bile olsa hapse girecek. Her suça göre yeni bir ceza ve infaz süresi olacak" değerlendirmesinde bulundu.

'İcralık çocuk' ve 'nafaka" pakette

Kamuoyunun tartıştığı bir başka konu olan nafaka mağdurları ve icra yoluyla çocuk teslimi konusunun da ceza indirimleri ile ilgili yargı paketinde yer alabileceği belirtiliyor. Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, önceki gün nafaka konusunda tüm paydaşların görüşlerinin alındığını hatırlatarak, "Biz bu konuda teknik olarak bir çalışma yapacağız, bir sürenin olması, alt sınırın, üst sınırın olması. Alt sınır ve üst sınırı da hâkim belli kriterlere, kanundaki kriterlere bakarak rakamı da belirleyecek" açıklamasını yaptı.

Bu alanda yapılacak düzenlemenin yeni mağduriyetler oluşturmaması gerektiğini vurgulayan Gül, bir azami sürenin olacağını, mahkemenin belirlediği bu süre bitince nafakanın sona ereceğini kaydetti. Çocukların icra müdürlükleriyle teslimi sıralarında yaşanan görüntüleri de hatırlatan Gül, bu konuda psikolog, pedagogların desteğiyle çocuk tesliminin gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini ifade etti. Gül, mahkeme kararıyla çocuğun diğer tarafa gösterilmemesinde icra müdürlüklerine değil başka bir birime başvurunun planlandığını belirtti. Gül, çocuk teslimi konusunda icraya para ödenmesinin de kaldırılacağını belirterek, "Kendi çocuğunu görmek için çocuk icralık mı olur? Bunu da kaldırıcı bir düzenlemeyi yapıyoruz. Daha insani bir çalışmayı da tamamladık, Meclisimiz takdir edecektir" dedi.

GENEL AF NEDİR?

Genel af, kamu yararına uygunluğu anlaşıldığı belli başlı suç çeşitlerinin kovuşturulmasının durdurulması, verilmiş olan cezaların kaldırılması ya da azaltılmasıdır.

Türk Ceza Kanunun 65 maddesinde genel af şu şekilde yer buluyor;

Genel af halinde, kamu davası düşer, hüküm verilen cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.

Özel af ile birlikte hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek sürenin kısaltılması sağlanır veya adli para cezasına çevrilebilir.

Cezaya bağlı olan ya da hükümde belirtilen hak yoksunları, özel affa rağmen etkisini sürdürür.

74. maddeye göre genel af, özel af ve şikayetten vazgeçme gibi durumlarda veya adli para cezasının geri alınmasını gerektirmez. Genel af halinde yargılama giderleri de istenmez.

Türkiye'de genel af örnekleri bir hayli fazladır. Örneklerle konumuzu daha da anlaşılır hale getirelim. Hatırlayacak olursanız 6 Şubat 2003 tarihinde cezaların ertelenmesi sağlanmıştı. Başka bir örnek vermek gerekirse, 27 Nisan 2002 tarihine kadar işlenen suçlardan dolayı hapis cezasına mahkum edilenlerin, 4758 numaralı kanun gereği toplam cezaları on yıl indirilmiştir. Dikkat ettiğimiz kadarıyla genelde genel aflar hükümet değişiklikleriyle gündeme gelmektedir ve bu dönemlerde gerçekleşmektedir.

Genel af çıkmasıyla birlikte, soruşturması yürütülen ve henüz dava açılmayan soruşturmalarla ilgili davalar açılmaz. Hakkında hüküm verilip henüz kesinleşmeyenlerin ve davası açılıp mahkemeye devam edenlerin hakkında davaları düşmesine karar verilir.

KIDEM TAZMİNATINDA SON DURUM

Ek gösterge düzenlemesinin Cumhurbaşkanlığı'nın ikinci 100 günlük eylem planında yer aldığı şekliyle sadece öğretmenleri mi kapsayacağı yoksa memur örgütlerinin talep ettiği şekilde tüm kamu personeline mi yönelik olacağı merak konusu.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın, "Yeni Ekonomi Programı Yapısal Dönüşüm Adımları" kapsamında 2019 içinde hayata geçirileceğini duyurduğu düzenlemelerin bir kısmı da Meclis'in bu yasama yılı içinde mesai harcayacağı yasalarla hayata geçirilecek. Ekonomik düzenlemeler arasında özellikle kıdem tazminatı reformu olarak adlandırılan düzenleme çalışanlar açısından büyük önem taşıyor.

BİNALİ YILDIRIM'DAN EYT AÇIKLAMASI

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım cuma namazını Eyüpsultan Camii'nde kıldı. Cami çıkışında vatandaşlarla tek tek tokalaşan Yıldırım, yoğun ilgiyle karşılaştı.Gazetecilere açıklamalarda bulunan Yıldırım, "Seçim koordinasyon merkezimiz bugün Eyüpsultan'da program hazırlamışlar. Bu çerçevede buradayız. Buradan programa gideceğiz" şeklinde konuştu.

Emeklilikte yaşa takılanlar için daha önce 'biraz sabır' dediği hatırlatılan Yıldırım, "Bakanlığımız çalışmalarını yapıyor" şeklinde konuştu.

BAŞKAN ERDOĞAN EYT YASASI İÇİN NE DEMİŞTİ?

Başkan Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz aylarda yaptığı açıklamada "Erken emekliliği sosyal güvenlik sistemimizde tasvip etmiyoruz ama siyasette bu yol her zaman için açıktır. Dünyanın hiçbir yerinde 38 yaşında emeklilik diye bir uygulama yoktur." şeklinde konuşmuştu.

Sosyal güvenlik mevzuatına göre emekli olabilmek için sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve yaş olarak 3 ayrı hususa bakılması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Emeklilik için 1999 yılına kadar yalnızca hizmet süresi ve prim ödeme gün sayısı yeterliydi. Bu tarihte yapılan bir düzenlemeyle kademeli olarak yaş şartı da getirildi. Son günlerde emeklilikte yaşa takılanlar başlığı altında yürütülen kampanyanın özünde işte bu uygulama vardır." değerlendirmesinde bulunmuştu.

BAKAN ALBAYRAK'TAN EYT AÇIKLAMASI

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili yaptığı açıklamada şimdilik gündemlerinde olmadığını belirtti.

EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR İÇİN GENEL DETAYLAR

Emeklilik yaşı kademeli olarak yükseltiliyor. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 2008 yılında çıkartılırken, bir önceki kanunda yer alan kadınlarda 58, erkeklerde 60 olan emeklilik yaşı da korunmakla birlikte 2048 yılına kadar kademeli bir şekilde yükseltilerek 65'e çıkarıldı. Yani 2036 yılından itibaren emekli olabilme yaşı kademeli olarak yükselecek. Bu artış ile birlikte hem kadınlarda hem de erkeklerde emeklilik yaşı 65 olacak.

Sigorta başlangıcı 1 Mayıs 2008 tarihinden sonra olan işçi, memur, esnaf milyonlarca kişi 5510 sayılı yasaya göre emekli olabilecek. Önceki kanunda emekli olabilmek için kadınlarda 20, erkeklerde ise 25 yıl sigortalılık şartı aranırken, yeni düzenlemeye göre herkese yaş ve prim koşulu getirildi.

Bu yasaya göre 4/a'lı çalışanlar 7 bin 200, 4/b'li çalışanlar ve kamuda 4/c'li çalışanlar ise 9 bin gün üzerinden emekli olabilecek. Çalışanlar prim gününü doldurduktan sonra doldurdukları tarihte uygulanmakta olan yaşta emeklilik hakkı elde edecek.

Emeklilik yaşı 1 Ocak 2036 itibariyle her 2 yılda 1 yaş yükselecek. Kadınlarda 58, erkeklerde ise 60 olan emeklilik yaşı çalıştıkları statüde emeklilik için gerekli olan prim gününü doldurdukları tarihteki yaş şartına bağlı olarak belli olacak.

Yani 1 Ocak 2019 tarihinde kamuda işe başlayan ya da kendi işini kuran bir vatandaş 9 bin prim gününü tamamladığı tarihteki yaştan önce emekli olamayacak. Örnek vermek gerekirse; memur olarak gelecek yıl işe başlayan bir erkek 9000 prim gününü 2044 yılında tamamlayacak. Prim gününü 1 Ocak 2044-31 Aralık 2045 tarihleri arasında dolduran erkekler için emeklilik yaşı 65 olduğu için, gelecek yıl memur olan veya kendi işini kuran bir genç 65 yaşından önce emekli olamayacak.

4/a'lı bir çalışan ise 7 bin 200 prim gününü doldurduğu tarihte uygulanan yaş şartına tabi olacak. Örneğin, 1 Ocak 2019'dan sonra işe başlayan bir erkek, hiç boşluk olmadan 7200 günü 2039'da tamamlarsa 62 yaşından önce emekli olamayacak.

Emekli olabilmek için yaş bekleme süresi de uzayacak. Örneğin, gelecek yıl 23 yaşında kamuda çalışmaya başlayan bir genç 48 yaşında prim gününü doldursa bile 65 yaşında emekli olmak için 17 yıl beklemek zorunda kalacak. Gelecek yıl özel sektörde çalışmaya başlayan 23 yaşındaki bir erkek ise 43 yaşında prim gününü tamamlasa bile 62 yaşında emekli olabilmek için 19 yıl bekleyecek.

2008 yılından önce işe girmiş olanlar son 7 yılın yarısından fazlası hangi statüde geçtiyse o statüye göre emekli olabiliyor. Bundan dolayı özellikle kendi adına bağımsız (4/b'li) çalışanlar, son 7 yıl kuralından yararlanmak için sonradan 4/a'ya geçerek en az 2521 günü 4/a'lı olarak çalışıp daha erken emekli olabiliyorlar.

1 Mayıs 2008 tarihinden sonra işe girenlerde bu düzenlemeden faydalanamayacak. Bu tarihten sonra işe girenler son 7 yıl değil, çalışma yaşamlarında en fazla hangi statüde prim ödenmişse o statüde emekli olabilecek.

EYT NEDİR?

08 Eylül 1999'da emeklilik yasasında değişiklik yapıldı. Bu tarihten önce 18 yaşında işe başlayan bir kadın 20 yılda ve 38 yaşında, erkek ise 25 yılda ve 43 yaşında emekli olabiliyordu. 1999 yılında çıkarılan yasa ile emeklilik yaşı kadınlarda 58, erkeklerde ise 60 oldu. 1999'dan önce işe girmiş olanlar için de kademeli geçiş hükümleri kabul edildi. Buna göre;

Örneğin, 1970 doğumlu olan ve ilk defa 1990 yılında çalışmaya başlayan bir erkek yaş şartı olmasa 25 yıllık sigortalılık süresinin dolduğu 2015 yılında emekli olabilecekken, yaş şartı nedeniyle 52 yaşında, yani 2022 yılında emekli olabiliyor ve emeklilikte yaşa takılıyor.

3600 EK GÖSTERGE BEKLENTİSİ

AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, "Seçimden sonra ilk olarak personel reformu düzenlemesinin gündeme gelmesi gerekiyor. 3600 ek gösterge de burada çözülecek. Nisan-Mayıs civarında bu gelişmeler yaşanır" diye konuşmuştu. Ek gösterge artışı ile memurların emekli maaşları ve emekli ikramiyeleri önemli ölçüde yükselecek.

Bilkent Şehir Hastanesi açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konu ile ilgili bir açıklama yaptı. 3600 ek gösterge ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hemşirelerimizin de 3600 ek gösterge meselesini söz verdiğimiz şekilde çözeceğimizi ifade etmek istiyorum. Seçimden sonra ele alacağımız konulardan biri de budur." demişti.

3600 EK GÖSTERGE NEDİR?

Ek gösterge memurların, aylık ücretlerinin, emekli aylıklarının ve emekli ikramiyelerinin belirlenmesinde önemli yeri olan unsurlardan bir tanesidir. Ek göstergelerin yüksek olması emekli aylığı ve ikramiyesinin de yüksek olması demektir. Bu nedenle memurlar bulundukları unvanların 1 inci derece kadroları için belirlenen ek gösterge rakamlarının yüksek olmasını istemektedirler. Ek gösterge rakamları unvan, hizmet sınıfı ve derecelere göre farklılık göstermektedir. Ek göstergesi 3600 olan bir memur ile,2500 olan bir memurun alacağı zam oranı ya da maaş miktarı aynı olmayacaktır. Ek gösterge rakamı 3000 olan öğretmen ve hemşireler özellikle ek göstergelerin artışını beklemekteydi. Ek göstergenin özellikle emeklilik haklarına etkisinin fazla olması nedeniyle, memurlar emekli olmadan önce 3600 ek göstergeli bir göreve atanma ya da ek göstergelerinin bu düzeye çıkarılması isteği oluşturmaktadır. 657 sayılı Devlet Kanunu'na tabi olan öğretmen, polis, din görevlileri, hemşireler gibi birçok meslek grubu ek göstergelerin artışını dört gözle bekliyorlardı.