ÖMER ÇELİK AÇIKLAMA YAPTI
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK Toplantısı sonrası gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Çelik, EYT konusuna değinerek 'Sorunlara duyarlıyız ama ülkeye maliyeti var' ifadelerini kullandı. İşte açıklamasının tamamı:
Cumhurbaşkanımız uzun zamandır Türkiye'nin yönetiminde birinci derecede söz sahibi. Sorunlara duyarlıyız ama ülkeye maliyeti vardır. Ülkeye bir maliyeti vardır. Bu maliyet altından kalkılacak bir maliyet değildir. Sayın Cumhurbaşkanımız son sözü söylemiştir. Bazı partiler açıklama yapıyor. Onlar bu sorumluluğun altında değildir. Eğer çözülebilecek mesele varsa çözülmektedir.
Talep edildiği gibi çözülmeyecek mesele söz konusuysa Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere AK Parti kadroları dürüst bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Son derece dürüst bir şekilde Türkiye'nin gerçekleri paylaşılmıştır.
EYT KİMLERİ KAPSAR?
EYT sorunu, 8 Eylül 1999'da kabul edilen 4447 sayılı Kanun ile gündeme geldi. Kanundan önce erkekler için 25, kadınlar için 20 yıl sigortalılık süresi ve 5 bin günlük prim gün sayısı emekli olmak için yetiyordu. Yapılan düzenlemeyle emeklilik yaşı kadınlarda 58'e, erkeklerde 60'a yükseltilirken, emeklilik için gerekli prim gün sayısı ise 7 bin güne yükseltildi.
2008'de yapılan bir diğer yasa değişikliğiyle emeklilik için gereken yaş sınırı bir kez daha yükseltildi. 2048'de kadın ve erkek çalışanlar için emeklilik yaşını 65'te eşitlemesi öngörülen sistem uyarınca, halen çalışmakta olanların emeklilik yaşı da prim günlerinin dolmasına rağmen yükselmiş oldu.
EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLAR NE İSTİYOR?
Seslerini duyurmaya çalışan EYT'ler düzenledikleri online imza kampanyası ile özellikle erken emeklilik istemedikleriniz, 1999 yılında çıkan 4477 sayılı yasanın geriye doğru işletilmesi nedeniyle mahrum kaldıklarını belirttikleri haklarını geri istediklerini ifade ediyorlar. EYT online imza kampanyasına 70 binden kişi imza verdi.
EYT NEDİR?
Uzunca bir süredir sosyal medyada tartışılmakta olan EYT (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) son zamanlarda ülke gündeminde kendisine hatırı sayılır düzeyde bir yer edindi. Kendilerine "EYT mağdurları" diyen kişiler kazanılmış haklarının ellerinden alındığını iddia ederken hükümet de "erken emeklilik" diye bir şeyin söz konusu bile olamayacağını ifade etti. Peki EYT'nin "hakikati" nedir? Bu yazıda çeşitli boyutlardan bu soruya cevap vermeye çalışacağım.
Bütün bu tartışmaların kökeninde aslında 1990'lı yıllarda yaşananlar bulunmaktadır. Süleyman Demirel 1992'de inanılmaz derecede popülist ve mantık dışı bir hamleyle emeklilikte yaş sınırını kaldırdı. Böylece çalışanların 40'lı ve hatta 30'lu yaşlarda emekli olabilmesinin önü açıldı. Emeklilik sisteminde yapılan bu değişiklik bir taraftan SSK'yı batma noktasına getirirken diğer taraftan da ekonomiye ciddi zararlar verdi.
"Çalışma çağı" insanların hayatlarında "verimli" bir şekilde çalışabileceği dönemdir. Dünyadaki genel kabul ise çalışma çağının 15-64 yaş arası olduğu şeklindedir. Demirel'in gerçekleştirdiği yasal değişiklik ile birlikte ortaya çıkan sistemde insanlar çalışma çağlarının daha ilk yarısında emekli olur hale gelmişlerdir. Bir insanın 40 veya 38 yaşında emekli olması ancak kötü bir şaka olabilir. Bunun gerçek hayatta yaşanmış olması ise hepimiz için büyük bir trajedidir. 1990'ların sahip olduğu kötü imajda işte bu trajedinin de hatırı sayılır bir payı bulunmaktadır. Şu halde, kendilerine EYT'li diyenler kendi çıkarları için hareket ederken 1990'ları kısmen de olsa geri getirmeye çalışmış olmaktadır.
İnsanların 38-40 yaşında emekli olduğu bir emeklilik sisteminin uzun süre devam ettirilebilmesi imkansızdı ve gerçekten de Mayıs 1999'da yapılan yasal değişiklik ile birlikte emekliliğe yaş sınırı tekrar getirildi. Bu yasaya göre Mayıs 1999'dan itibaren çalışmaya başlayan kadınlar 58, erkekler de 60 yaşından önce emekli olamayacaktı. Bu yasal değişiklik Mayıs 1999'dan önce çalışmaya başlayanları da etkileyerek bu kişilerin emekli olma yaşlarını yükseltti. Örneğin, prim gününü doldurduğunda 40 yaşında emekli olabilecek bir kişi bu yasal değişiklikten sonra emekli olabilmek için 48 yaşını beklemek durumunda kalabildi.