Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin üçüncü sondaj gemisinin İngiltere'den alındığını ve birkaç hafta içinde Türkiye'de olacağını bildirdi.
Dönmez, 3. Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi'nin özel oturumunda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de 2 sismik arama ve 2 sondaj gemisiyle hidrokarbon arama çalışmalarını devam ettirdiğini ifade eden Dönmez, Libya ile yapılan deniz yetki mutabakat anlaşmasıyla Doğu Akdeniz'deki yetki alanlarının netleştirildiğini söyledi.
Dönmez, bu anlaşmanın uluslararası deniz hukukuna uygun olduğunu belirterek, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çalışmalarına hız kesmeden devam edeceğini aktardı.
Bu kapsamda, Türkiye'nin üçüncü sondaj gemisini de satın aldığına dikkati çeken Dönmez, "Üçüncü sondaj gemisini İngiltere'den alıyoruz. Geminin liman işlemleri için süreç devam ediyor, birkaç gün içinde seyre başlayacağını ve birkaç hafta içinde Türkiye'de olacağını söyleyebilirim. Gemimizin ismi henüz belirlenmedi. Cumhurbaşkanımızdan isim babası olmasını isteyeceğiz. Geminin Akdeniz'de çalışma ihtimali yüksek ama uzun süre çalışmaya ara verdiğimiz Karadeniz'e de gemilerimizden birini gönderebiliriz. Ayrıca, dost ve kardeş ülkelerden bizden teknik hizmet almak için talepler geliyor. Onları da değerlendirebiliriz." diye konuştu.
"TANAP VE TÜRKAKIM TÜRKİYE'NİN ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ İÇİN ÖNEMLİ"
Doğu Akdeniz'de gerçekleştirilmek istenen EastMed Boru Hattı Projesi'nin ekonomik karşılığı bulunmadığını ve hukuki zeminden yoksun olduğunu belirten Dönmez, "Bu projenin hayata geçmesi bana göre bir hayal." ifadesini kullandı.
Dönmez, Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) ve TürkAkım'ın Türkiye'nin enerji arz güvenliği için önemli projeler olduğunu vurgulayarak, "Bu iki proje bizim ulusal enerji arz güvenliğimize katkı sağlayacak." dedi.
Türkiye'nin doğal gaz depolama kapasitesinin de giderek arttığını dile getiren Dönmez, Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama ve Silivri Yer Altı Doğal Gaz Depolama tesislerinin genişletme çalışmaları bittiğinde ülkenin gaz tüketiminin yüzde 20'sine karşılık gelen 10 milyar metreküp doğal gazın depolanabileceğini anlattı.
LİTYUM İÇİN PİLOT TESİS
Dönmez, dünya bor rezervlerinin yüzde 70'ine sahip Türkiye'nin bu pazardaki payının da yüzde 60 seviyesinde olduğunu bildirdi.
Bor konusunda çeşitli Ar-Ge çalışmaları olduğunu kaydeden Dönmez, şöyle devam etti:
"Batarya teknolojisinde çok hızlı bir gelişim yaşanıyor. Elektrikli otomobilde de en kritik nokta batarya. Bataryada hem arabanın ağırlığının artmaması hem de hacmin küçük olması gerekiyor. Ayrıca, depolanan enerji miktarının da yüksek olması gerekiyor. Burada da ağırlıklı olarak lityum piller gündemde. Çin, lityum pil konusunda çok ileri bir safhada. Lityumla ilgili bazı sevindirici ön bulgular var. Borun içinde bir miktar lityum var. Yılın son çeyreğinde, bor üretirken ortaya çıkan atıklardaki lityumun geri kazanılmasını sağlayacak bir pilot üretim tesisi kurabiliriz. Bor üretirken, içindeki lityumu da saflaştırıp sanayi ham madde ihtiyacını karşılamayı planlıyoruz."
Öte yandan Dönmez, bu yıl üçüncüsünü düzenleyecekleri Türkiye'ye Enerji Veren Kadınlar Ödül Töreni'nin 16 Mart'ta yapılacağını söyledi.
"DOĞU AKDENİZ GAZININ AVRUPA'YA SATIŞININ EN AKILCI YOLU TÜRKİYE"
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy da Doğu Akdeniz'de Türkiyesiz bir süreç istendiğine işaret ederek, "Uluslararası güçler Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz'deki doğal gaz üzerinden her alanda çalışma yapıyor. Bunu fırsat bilen Avrupa'nın şımarık çocukları, başta ABD olmak üzere Fransa, İsrail, Mısır ve Yunanistan ile tek taraflı adımlar atmaya çalışıyor. Bizler, Kıbrıs Türkleri olarak Türkiyesiz bir Kıbrıs olamayacağını her fırsatta dile getiriyoruz. Doğu Akdeniz'de atılacak adımların Türkiyesiz başarı elde edemeyeceğini net olarak ifade etmek gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Taçoy, sondaj ve sismik arama gemilerinin çalışmalarına hızla devam ettiğini vurgulayarak, "Doğu Akdeniz'de bulunacak gazın Avrupa'ya satışının en akılcı yolu Türkiye'dir. Bu nedenle, atılacak adımlarda mutlaka ana vatanın oluru alınmak zorundadır. Kıbrıs Rum Yönetimi'nin tek taraflı attığı adımlara karşı duruşumuz sağlamdır." ifadelerini kullandı.