UYGUNLUK TESTİ ASKIYA ALINDI
Normal işleyişte bu aşamadan sonra iş müfettişlerinin işyerine giderek uygunluk testi yapmaları gerektiğini belirten Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, ancak Covid-19 pandemisi kapsamında bunun kaldırıldığını, şirketin faaliyetlerinin Cumhurbaşkanlığı, Bakanlıklar veya ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca faaliyetleri durdurulanlar arasında bulunduğunu gösteren belgelerin sunulmasının yeterli olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman'ın verdiği bilgiye göre belge denetimlerinin iş müfettişleri tarafından yapılmasından sonra kısa çalışma ödeneğinden yararlanacak kişilerin isimleri işyerine bildiriliyor. Şirket de ödenekten yararlanacak kişilere yazılı bildirimde bulunuyor.
Belgelerin tam olması durumunda başvuru sürecinin hızlı ilerlediğini belirten Ataman, süreci şöyle anlattı: "İşveren zorlayıcı nedenle başvuru yaptıktan sonraki iki hafta içinde ödemeler başlamaktadır. Örneğin işveren 20 Mart'ta işyerini kapatmışsa 27 Mart'a kadar çalışanına yarım ücret ödeyecektir. Kısa çalışma ödeneğine başvurusu kabul edilen işyerlerinde ödemeler 28 Mart'ta başlatılmak üzere hesap edilecek ve ilk ödeme 5 Nisan'da İŞKUR tarafından PTT Bank aracılığıyla yapılacaktır."
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİNDE MAAŞIN NE KADARI YATACAK?
Kısa çalışma ödeneği almaya hak kazananlara üç ay boyunca İşsizlik Sigortası Fonu'ndan ödeme yapılacağını belirten Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, ödenecek tutarın nasıl hesaplanacağını da şöyle anlattı: "Ödenecek ücret sigortalının son 12 aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının yüzde 60'ı kadardır. Bu şekilde hesaplanan kısa çalışma ödeneği miktarı aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde 150'sini geçemez. Buna göre 2020 yılı için ödenecek bir günlük kısa çalışma ödeneği en az 58,86 TL, aylık ödeme tutarı ise en fazla 4,414,40 TL olacaktır. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanan işveren ekonomik durumu elveriyorsa ücretin kalan yüzde 40'lık kısmını işçiye ödemeye devam edebilir"
Kısa çalışma ödeneğinden yararlanan bir şirketin işleri bir süre sonra düzeldiği için normal faaliyetlerine devam etme kararı alırsa, işverenin bu durumu İŞKUR'a ve çalışanlarına altı işgünü önce yazılı olarak bildirilmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, geç bildirimlere ilişkin oluşan yersiz ödemelerin yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edileceğini vurguladı.
"ESNEKLİKLER 3 BAŞLIKTA İNCELENEBİLİR"
Prof. Dr. Ataman, Covid-19 pandemisi nedeniyle Hükümetin kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşullarında sağladığı esnekliklerin üç başlık altında toplanabileceğini belirterek şöyle dedi: "İlk olarak prim ödeme gün sayısı azaltılmıştır. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanmaya hak kazanmak için kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün çalışmış ve son üç yıl içinde en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödemiş olması gerekir koşulu Covid-19 kapsamında 60 gün boyunca çalışmış ve son üç yıl içinde 450 gün işsizlik sigortası primi ödenmiş olmak üzere gevşetilmiştir.
İkinci olarak İŞKUR'a başvurunun online yapılması sağlanarak süreç hızlandırılmıştır. Öte yandan Covid-19 kapsamındaki kısa çalışma ödeneği başvuruları özelinde iş müfettişlerinin denetim için işyerine gitmesi koşulu kaldırılmış ve işyerinin Cumhurbaşkanlığı, Bakanlık veya ilgili kurumlarınca faaliyetlerinin durdurulmuş olmasının belgelenmesinin yeterli olması kabul edilmiştir.
Üçüncü esneklik ise 3 ay olan kısa çalışma ödeneğinin Cumhurbaşkanı yetkisiyle altı aya kadar uzatılabileceğidir. Ancak kısa çalışma ödeneği için verilen ek üç aylık süre işçinin hak ettiği işsizlik sigortası süresinden kesilmektedir. Örneğin işçi başka bir nedenle işten çıkarılır ve işsizlik sigortasından yararlanmak isterse, 10 aylık süreden kalan 7 ay için işsizlik ödeneği alabilecektir. Kısa çalışma ödeneğinin İşsizlik Sigortası ödeneklerinden mahsup edilmemesine yönelik düzenleme yapılması yetkisi de Cumhurbaşkanı'ndadır."
ŞARTLARI SAĞLAYAMAYAN ŞİRKETLER VAR
Sağlanan esnekliklerin daha fazla işletmenin kapsama girmesini getireceğini belirten Prof. Dr. Berrin Ceylan Ataman, bununla birlikte Türkiye'de iş devrinin fazla olması nedeniyle prim ödeme gün sayısının yerine getirilememesinin yüksek olasılık olduğu uyarısı yaparak, "Öte yandan işletmelerin yüzde 95'i küçük işletmelerdir ve formel piyasa koşullarından bağımsız çalışabilmektedir. Bunlar kısa çalışma ödeneğinden yararlanabilecek işletme sayısına sınır koyacaktır" diye konuştu.
Covid-19 pandemisinin yarattığı ekonomik krizin ağırlaşmasının beklendiğini ifade eden Ataman, şöyle devam etti: "Bu durumunda kısa çalışma ödeneğinden yararlanacak işletme ve kişi sayısını arttırmak için ek önlemlere ihtiyaç duyulacaktır. Bu çerçevede korona salgını nedeniyle kapatılan kafe, eğlence sektörü, AVM'ler, kuaför, küçük işletme, start-up, çalışanlarının kısa çalışma ödeneğinden yararlanması için özel düzenlemeler yapılabilir. Kısa çalışma ödeneği kapsamını genişletmek için işletmenin düştüğü ekonomik zorluk seviyesine göre 3 aylık süre kısaltılarak yararlanan çalışan sayısının arttırılması bir çözüm olabilir.
Kısa çalışma ödeneği ile amaç zor durumdaki işletmelere en fazla üç aya kadar destek vererek mevcut istihdamı korumaktır. Diğer bir deyişle işten çıkarmaların önüne geçmektir. Bu anlamda yeni işsizler yaratmama açısından kısa çalışma ödeneği işlevseldir. Ayrıca zorlayıcı nedenler ortadan kalkınca işletmenin daha hızlı bir şekilde normal faaliyetlerine dönmesini sağlaması bakımından da kısa çalışma ödeneği destekleyicidir. Ancak kriz uzun sürerse kısa çalışma ödeneği gibi kısa vadeyi kurtaran önlemler yetersiz kalacaktır."