Sabah Gazetesi yazarı Şebnem Bursalı'nın "Dost-düşman belli oldu..." adlı köşe yazısı:
İnsan dostunu da düşmanını da zor günde, dar günde tanır. "Biz bize yeteriz" düsturuyla hükümetin milletle el ele yürüttüğü Covid-19 mücadelesinde, her kesim ve kurum üzerine düşeni az ya da çok yapıyor. Sağlık çalışanlarımızı haklarını ödeyemeyeceğimiz bir yerde apayrı tutuyoruz. Evlerinde oturarak virüsün yayılmasını önleyenlerin kişisel gayretlerini, öğretmenlerimizin evlatlarımızın eğitimlerinde geri kalmamaları için gösterdikleri çabayı, kargo şirketleri ve gıda sektörü çalışanlarının bütün risklere rağmen görevlerinin başında olmalarını unutmayacağız. Ve; yine evlerinde oturan vatandaşların habersiz kalmamaları için mesailerine bir an olsun ara vermeyen meslektaşlarım da, bu süreçte hakkı ödenmeyecek meslek gruplarından. Bu listeyi daha da uzatabiliriz elbette. Ama benim bugün asıl söylemek istediğim, zor günlerde dostluğunu göstermeyen diğer listedekiler. Ve bu listenin başındaki özel bankalar.
Salgın çıktığı günden bu yana tam bir "sakin güç" gibi davranan ve paniklemeden ve panikletmeden, tam tersine piyasalara tam bir güven ortamı sunan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, en başından bu yana bir çağrı yaptı: "Bankalarımız bu zorlu dönemde müşterilerinin yanında olmalı, kredi kanallarını açık tutmalı" Yani; herkes gibi onlar da elini taşın altına sokmalı. Ama gelin görün ki; afili reklamlardaki süslü sözlerine rağmen özel bankalar tam tersini yaptı. "Milletçe bu işin üstesinden geleceğiz" sloganını atıyorlar ama bütün yükü milletin sırtına yüklemeyi ihmal etmiyorlar. Karlarından fedakarlık yapalım demiyorlar. Sektör birlikleri tarafından alınan kararlara uymuyorlar. Normal zamanda karlarını arttırmalarını sağlayan müşterilerini bu dar zamanda yüzüstü bırakıyorlar.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN