5 yıl erken emekli olun! İşte yıllar önce emekli olma formülü ve şartları! Hemen bunu yapın

Doğum borçlanması, çalışan annelerin SGK sisteminden uzak kaldıkları dönemlere dair geriye dönük prim ödemesi yapmasına imkan tanır. Sigortalılık türüne bakılmaksızın tüm annelere doğum borçlanması hakkı verilir. Bu haktan yararlanmak için kadınların belirlenen şartlara uygun olması gerekir. Doğum borçlanması ile kadınlar, her doğum yaptıkları çocuk için prim ödemesi yapabilirler. Öncelikle, İş Kanununa göre kadınların çalışma hayatında eşit tutulması, ayrımcılığa tabi tutulmaması gerekmektedir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 5'nci maddesinde belirtildiği üzere işveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya hamilelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :02 Mayıs 2020 , 02:20 Güncelleme Tarihi :02 Mayıs 2020 , 02:20
5 yıl erken emekli olun! İşte yıllar önce emekli olma formülü ve şartları! Hemen bunu yapın

İÇİNDEKİLER

Milyonlarca çalışan erken emeklilik şartlarını ve formüllerini araştırıyordu. Bu bağlamda peş peşe açıklamalar yapıldı. 5 yıl erken emeklilik, ücretsiz izin, doğum borçlanması, emzirme ödeneği, evlilik ve kıdem tazminatı ile ilgili detaylar haberimizde yer alıyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bünyesinde sigortalı olarak çalışan kadınlara erken emeklilik müjdesi geldi. Kadınların hem anne olup hem de çalışma hayatına katılması adına doğum borçlanması hakkı tanınmıştır. Doğum borçlanması ile temelde kadınların gebelik ve sonrasındaki dönemde çalışma hayatından uzak kalmasının mağduriyeti yaşanması önlenmeye çalışılıyor. Ne kadar emzirme ödeneği alırlar? Erken emekliliğin şartları nelerdir?

Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz. İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz. Eğer işveren çalışanları arasında ayrımcılık yaparsa işçinin bu durumu ispat etmesi halinde işçi, dört aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilir. Kadınların çalışma hayatına ilişkin bir diğer düzenleme ise hamilelik sürecine ilişkin haklarıdır.

HAMİLE KADIN ÇALIŞANIN HAKLARI!

Hamilelik süresince çalışanların daha dikkatli ve sağlıklı bir ortamda çalıştırılmaları hem bebekleri, hem de kendileri için büyük bir önem taşımaktadır. Bu nedenle kadın çalışanların hamilelik ve emzirmeye başlama halinde işverenini bilgilendirmesi gerekmektedir.

İş Kanunu'nun 74'üncü maddesine göre hamile çalışanların doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam 16 haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Çoğul hamilelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenmektedir.

Sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı ile hamile çalışan isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilmektedir. Bu durumda, hamile çalışanın çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenmektedir. Hamile çalışanın erken doğum yapması halinde de doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılmaktır. Öngörülen süreler işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre hekim raporu ile doğumdan önce ve sonra gerekirse artırılabilmektedir. Belirtmek gerekir ki, bu süreler kadın çalışan yıllık izin hesabında çalışmış gibi sayılmaktadır.

Hamile ve emziren çalışanların işyerinde yapılan değerlendirmenin sonuçları ile sağlık ve güvenlik amacıyla alınması gereken önlemler hakkında bilgilendirilmesi gerekmektedir. Hamile veya emziren çalışan için sağlık ve güvenlik riskini veya çalışanın hamileliği veya emzirmesi üzerindeki bir etkiyi ortaya çıkardığında işveren, ilgili çalışanın çalışma koşullarını ve/veya çalışma saatlerini, çalışanın bu risklere maruz kalmasını önleyecek bir biçimde geçici olarak değiştirmelidir.

Çalışma koşullarının ve/veya çalışma saatlerinin uyarlanması mümkün değilse, işveren ilgili çalışanı başka bir işe görevlendirmek için gerekli önlemleri alır.Sağlık raporu ile gerekli görüldüğü takdirde hamile çalışan, sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılır. Bu halde çalışanın ücretinde bir kesinti yapılmaz. İsteği halinde çalışanın tabi olduğu mevzuat hükümleri saklı kalmak kaydıyla ücretsiz izinli sayılması sağlanır. Ancak bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz. Hamile ve emziren çalışanlar günde yedi buçuk saatten fazla çalıştırılamamalıdır.

DOĞUM İZNİ!

Kadın çalışanlar, hamile olduklarının sağlık raporuyla tespitinden itibaren doğuma kadar geçen sürede gece çalışmaya zorlanamazlar. Yeni doğum yapmış çalışanın doğumu izleyen bir yıl boyunca gece çalıştırılması yasaktır. Bu sürenin sonunda sağlık ve güvenlik açısından sakıncalı olduğunun sağlık raporu ile belirlendiği dönem boyunca gece çalıştırılmaz.

Hamile çalışanlara hamilelikleri süresince, periyodik sağlık kontrolleri için ücretli izin verilmelidir. Bu periyodik kontroller anne ve bebeğin sağlığı için zorunlu olup, işverenler tarafından bu izinlerin kullandırılması gerekmektedir. İş Kanunu'nun 74'üncü maddesine göre doğum yapan çalışana isteği halinde, altı aya kadar ücretsiz izin verilmektedir. Ancak, hizmet akdinin askıda kaldığı kadın işçinin 74'ncü madde gereğince doğumdan sonraki sekiz haftadan sonra altı aya kadar kullanabileceği ücretsiz izin süreleri yıllık iznin hesabında çalışılmış gibi sayılmayacaktır.

Doğum sonrası analık izninin bitiminden itibaren kadın işçiye istemesi halinde, çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla ve çocuk hayatta olmak şartıyla, birinci doğumda 60 gün, ikinci doğumda 120 gün, sonraki doğumlarda 180 gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin verilecektir. Çoğul doğumlarda bu süreler sırasıyla 90, 150 ve 210 gün şeklinde uygulanacaktır. Doğan çocuğun engelli olması halinde ise 360 gün bu haktan yararlanılacaktır.

SÜT İZNİ VE ÜCRETLERİ!

Düzenlemeye göre haftalık 45 saatlik çalışma süresinin yarısı ücretsiz izinde geçirilebilecektir. Önemle belirtelim ki, haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin hakkının kullanılması halinde ayrıca süt iznine ilişkin hükümler uygulanmaz.

Yukarıda belirtilen haftalık çalışma süresinin yarısı kadar verilen ücretsiz izin süresince işçiye yarım çalışma ödeneği ödenmektedir. İşçinin bu ödenekten yararlanabilmesi için;

1- Adına doğum veya evlat edinme tarihinden önceki son üç yılda, en az 600 gün işsizlik sigortası primi
bildirilmiş olması,

2- Haftalık çalışma süresinin yarısı kadar fiilen çalışması,

3- Doğum ve evlat edinme sonrası, analık izninin bittiği tarihten itibaren 30 gün içinde Kuruma "doğum ve evlat edinme sonrası yarım çalışma belgesi" ile başvurması gerekmektedir.
Yarım çalışma ödeneğinin günlük miktarı, günlük asgari ücretin brüt tutarı kadardır. Bu tutardan damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesinti yapılmaz.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 13'üncü maddesiyle çocuğu olan sigortalılara kısmi zamanlı çalışma hakkı tanınmıştır. Doğum sonrası kısmi zamanlı çalışma 4857 sayılı Kanunun 74'üncü maddesinde öngörülen izinlerin bitiminden sonra uygulanacaktır. Kadın çalışan doğum sonrası ücretsiz izin kullanırsa ücretsiz izinden sonra kısmi zamanlı çalışma talep edilebilecektir. Kısmi zamanlı çalışma hakkından mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden aybaşına kadar yararlanılabilecektir.

Kısmi zamanlı çalışma hakkından faydalanmak isteyen ya da faydalanmaya başladıktan sonra tekrar tam zamanlı çalışmaya dönmek isteyen işçinin en az 1 ay önce yazılı olarak işverene talebini iletmesi gerekecektir. Önemle belirtelim ki, kısmi zamanlı çalışma hakkı eşi çalışan işçilere tanınmıştır. İşçinin eşi çalışmıyorsa kısmi zamanlı çalışma hakkından yararlanamayacaktır. İş Kanunu'nun 74'ncü maddesine göre kadın çalışanlara bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilmektedir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır.

Uygulamada bazı işyerlerinin süt izinlerini toplu olarak kullandırdıkları görülmektedir. Bu şekilde süt izninin toplu olarak kullandırılması yasanın amacına uygun olmadığı gibi, denetimlerde de eleştiri konusu yapılmaktadır. Doğum yapan kadının süt izni hakkı çocuk bir yaşına geldiğinde sona erer. İşveren süt izni kullanan kadın işçinin ücretinden herhangi bir kesinti yapamaz. Emziren çalışanların, doğum izninin bitiminde ve işe başlamalarından önce, çalışmalarına engel durumları olmadığının raporla belirlenmesi gerekir. Çalışmasının sakıncalı olduğu hekim raporu ile belirlenen çalışan, raporda belirtilen süre ve işlerde çalıştırılamaz.

EVLENEN KADIN ÇALIŞAN BİR YIL İÇİNDE KIDEM KAZMİNATINI ALIP İŞTEN AYRILABİLİR

Kadın çalışanlara verilen önemli bir hak da evlendikleri tarihten itibaren bir yıl içinde kıdem tazminatlarını alarak işten ayrılabilmelerine ilişkindir. 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14'ncü maddesinin (e) bendinde; "Kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi rızası ile iş sözleşmesini sona erdirmesi durumunda" kıdem tazminatına hak kazanacağı hükme bağlanmıştır.Bu düzenlemeye istinaden kadın işçinin kıdem tazminatı alabilmesi için öncelikle, kadın işçinin iş sözleşmesinin devam ediyor olması gerekmektedir. İkinci koşul, iş akdi devam eden kadın işçinin evlenmesi halinde, bir yıl içinde evlendiğini belirterek işverenden kıdem tazminatını istemesi gerekmektedir. Evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde iş sözleşmesinin feshedilmemesi ve işverenden kıdem tazminatı istenmemesi halinde işçinin bu hakkı kaybolmaktadır. Üçüncü koşul ise, kadın işçinin en az bir yıllık çalışmasının olmasıdır.

Kadınlarımıza sosyal güvenlik mevzuatıyla da önemli haklar verilmiştir.5510 sayılı Kanunun 18'nci maddesine göre sigortalı kadının analığı halinde, doğumdan önceki ve sonraki sekizer haftalık sürede, çoğul hamilelik halinde ise doğumdan önceki sekiz haftalık süreye iki haftalık süre ilâve edilerek çalışmadığı her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verilir.

Geçici iş göremezlik ödeneği verilebilmesi için doğumdan önceki bir yıl içinde en az doksan gün kısa vadeli sigorta primi bildirilmiş olması şartı aranmaktadır. Ayrıca sigortalı kadının, erken doğum yapması halinde doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılamayacak süreler ile isteği ve hekimin onayıyla doğuma üç hafta kalıncaya kadar çalışması halinde, doğum sonrası istirahat süresine eklenen süreler için de geçici iş göremezlik ödeneği verilir.

Hamile çalışanın erken doğum yapması halinde ise doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılmaktır. Öngörülen süreler işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre hekim raporu ile doğumdan önce ve sonra gerekirse artırılabilmektedir. Hamile çalışanlara doğumdan önce 8 ve doğumdan sonra 8 hafta olmak üzere toplam 16 haftalık süre için günlük kazancının üçte ikisi oranında geçici iş göremezlik ödeneği verilecektir. Erken doğum yapılması halinde ise, erken doğum yapılan süre doğum sonrasına eklenecektir.

DOĞUM BORÇLANMASI

Kadınların sosyal güvenliğine ilişkin önemli bir düzenleme de doğum borçlanmasıdır. Kadın sigortalılara doğum nedeniyle çalışamadıkları sürenin sigorta primlerinin ve prim ödeme gün sayılarının telafisi amacıyla doğum borçlanması hakkı verilmiştir.5510 sayılı Kanunun 41'nci maddesine göre sigortalı sayılanların ücretsiz doğum ya da analık izni süreleri ile sigortalı kadının, üç defaya mahsus olmak üzere doğum tarihinden sonra iki yıllık süreyi geçmemek kaydıyla borçlanılacak sürelerde uzun vadeli sigorta kolları açısından sigortalı sayılmaması ve çocuğunun yaşaması şartlarıyla talepte bulunulan süreleri borçlanması mümkündür.

Sigortalı kadınların doğum nedeniyle çalışamadıkları, en fazla üç doğum için geçerli olmak üzere, ikişer yıllık sürelerinin borçlandırılmasında sigortalının doğumdan önce tescil edilmiş olması ve adına kısa ya da uzun vadeli sigorta kolları yönünden prim ödenmiş olması yeterli sayılmaktadır.

Sigortalılarının kendilerinin veya hak sahiplerinin yazılı talepte bulunmaları ve talep tarihinde prime esas günlük kazanç alt ve üst sınırları arasında olmak üzere, kendilerince belirlenecek günlük kazancın yüzde 32'si üzerinden borçlanma yapmaları mümkündür. Bu rakam günümüzde asgari aylık 941,76 TL'dir.

202 LİRA EMZİRME ÖDENEĞİ

Sigortalılara SGK tarafından verilen haklardan birisi de emzirme ödeneğidir. 5510 sayılı Kanunun 16'ıncı maddesine göre kendi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan ve SGK Yönetim Kurulunca belirlenip bakan tarafından onaylanan tarife üzerinden emzirme ödeneği verilmektedir.

Emzirme ödeneğine hak kazanan sigortalılardan sigortalılığı sona erenlerin, bu tarihten başlamak üzere üç yüz gün içinde çocukları doğarsa, sigortalı kadın veya karısı analık sigortası haklarından yararlanacak sigortalı erkeğe, doğum tarihinden önceki on beş ay içinde en az 120 gün prim ödenmiş olması şartıyla emzirme ödeneği verilebilecektir. 2020 yılı için emzirme ödeneği tutarı 202 liradır.

ENGELLİ ÇOCUĞU OLAN ANNEYE ERKEN EMEKLİLİK

Sosyal güvenlik alanında diğer bir önemli hak ise engelli çocuğu bulunan kadın sigortalılara verilen erken emeklilik hakkıdır. Başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede ağır engelli çocuğu bulunan kadın sigortalılara, 2008 yılı ekim ayı başından sonraki prim ödeme gün sayılarının dörtte biri oranında toplam prim ödeme gün sayısına ilave yapılmakta ve ilave edilen süreler de emeklilik yaş hadlerinden düşülerek, kadın sigortalıların daha erken emekli olabilmeleri sağlanmaktadır. Bu sayede, bakıma muhtaç derecede ağır engelli çocuğu bulunan ve 20 yıl çalışan kadın sigortalıların 5 yıl daha erken emekli olabilmeleri mümkündür.

Son olarak şunu söyleyebiliriz: çalışma mevzuatında, kadınların Anayasa ile teminat altına alınan biyolojik ve fizyolojik farklılıkları nedeniyle korunmasına ilişkin tedbirlerin alındığını görüyoruz. Ancak mevzuat düzenlemesi yeterli değildir. Bilgi eksikliği, ihmal, kasıt nedenleriyle ya da kültürel/geleneksel bir takım nedenlerle mevzuattan sapmalar olabilir. Bu nedenle, belirli dönemler itibariyle kadın çalışanların haklarının korunup korunmadığının teftiş programlarında genel inceleme kapsamına alınması yerinde olacaktır. Unutmayalım ki, kadınlar mutlu ve huzurlu olursa dünya da mutlu ve huzurlu olur.

KAYNAK: Gazetevatan