Salgının yanı sıra piyasalardaki büyük çaplı dalgalanmalar ve Afrika'nın belirli bölgelerinde devam eden çatışmalar da şirket faaliyetlerini olumsuz etkiledi.
Bu yıl birçok projeyi askıya aldığını duyuran Total, Uganda'da "Tilenga" petrol arama, çıkarma ve iletme projesini söz konusu koşullar sebebiyle 2022'ye ertelerken, Angola'nın en büyük açık deniz üretim alanlarındaki projelerini de bir süreliğine rafa kaldırdığını duyurdu.
Ayrıca şirket, nisanda Brunei, Sierra Leone ve Liberya'daki toplam değeri 400 milyon doları bulan varlıklarını da sattığını açıkladı. Nijerya'da hidrokarbon çalışmaları yürüttüğü Preowei sahasındaki projesini askıya alan Total, ülkedeki Egina sahasında sismik faaliyetlerini belirli bir süreye kadar durdurduğunu bildirdi.
Total'in 2019 görünüm raporuna göre, Aralık 2019'da başlayan Kovid-19 ve 6 Mart'ta OPEC ile Rusya'nın üretim kısıntısı kararı alamaması sebebiyle düşen petrol ve doğal gaz fiyatları, şirketin faaliyetlerini sınırlandırarak net gelirin büyük oranda azalmasına yol açtı.
Şirketin, proje, varlık ve enerji rezervlerini yeniden gözden geçirdiğine işaret edilen rapora göre, bu yıl petrol ve doğal gaz projelerine yaptığı yatırımları yüzde 25 azaltan Total, sermaye harcamalarında bugüne kadarki en yüksek kesintiyi gerçekleştirdi.
"FRANSA, AFRİKA'YLA İLİŞKİLERİNİ ENERJİ ŞİRKETLERİ ÜZERİNDEN SÜRDÜRÜYOR"
Avrupa Perspektifleri ve Güvenlik Enstitüsü Başkanı Emmanuel Dupuy, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fransa'nın 20 yıldır benimsediği enerji politikası ve enerji bağımsızlığı için Afrika'nın hayati öneme sahip olduğunu belirterek, "Fransa'da ampüllerin 3'te 1'i Nijer'deki uranyum kaynakları sayesinde yanıyor." dedi.
Sömürge dönemi sonrası Fransa'nın, eski kolonileriyle ilişkilerine enerji şirketleri üzerinden devam ettiğini aktaran Dupuy, bu süreçte Total ile ELF Aquitaine şirketlerinin, Afrika'daki en büyük Fransız gücünü temsil ettiklerini kaydetti.
Fransa'da toplam gücü 63 gigawat olan 18 nükleer santralin faaliyeti için 58 nükleer reaktörün aktif durumda olduğunu vurgulayan Dupuy, "Fransa, Avustralya ve Kanada'dan sonra dünyanın üçüncü büyük uranyum üreticisi Nijer'den yıllık olarak 115 bin ton uranyum çıkarıyor. Ayrıca Mali madencilik şirketi ile ülkedeki altın, gümüş ve uranyum madenlerini işletiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Dupuy, yaklaşık 3 milyon varil kapasitesi olan ve günlük 300 bin varil üretim yapılan Libya'daki Şerare petrol sahasının da aynı şekilde Fransa'nın jeo-ekonomik çıkarları için önemli bir bölge olduğunu, Total'in ortağı olduğu bu sahanın Paris'in Libya politikasını büyük ölçüde etkilediğini anlattı.
Öte yandan Total'in Cezayir, Gabon, Kamerun ve Çad gibi eski sömürge ülkelerinde yoğun faaliyet gösterdiğine işaret eden Dupuy, bu ülkelerin bağımsızlığını kazanmasından sonra Fransız şirketin, uluslararası rekabete girerek, yeni pazarlar aramaya başladığını söyledi.
TOTAL'İN AFRİKA FAALİYETLERİ
Toplam 42 Afrika ülkesinde aktif olan Fransız şirketi Total, bu ülkelerin 14'ünde petrol ve doğal gaz arama-üretim faaliyetleri gerçekleştiriyor. 6 Afrika ülkesinin ulusal rafinerisine ve 4 ülkenin LNG tesisine ortak olan şirket, 9 ülkede de güneş enerjisi projeleri yürütüyor.
Kuzey Afrika hariç tüm Afrika'da günlük 670 bin varil petrol üretimi yapan Total'in, bölgede 4 rafinerisi ve toplam 4 bin 449 petrol istasyonu bulunuyor.
Total aracılığıyla bölgedeki faaliyetlerine devam eden Fransa'nın, eski kolonilerindeki doğal kaynaklarını satın alma önceliği olduğu için Afrika ülkeleri başka ortaklarla anlaşamıyor. Bu sebeple birçok yabancı enerji şirketi, Afrika kaynakları üzerinde Fransa ile ortaklık yapma yoluna gidiyor.