Türkiye'nin Korona virüs sürecinde gösterdiği başarılı performansı ve salgının yarattığı ekonomik durgunluğa rağmen her geçen gün yükselen olumlu verilerini gölgelemek isteyenler özellikle borsa, döviz ve altın piyasalarında yaşanan dalgalanmaları kullanarak manipülasyona girişti.
Yılbaşından bu yana gelişmekte olan ülke para birimlerinde yaşanan kayıplar açısından değerlendirildiğinde Türk Lirası, diğer ülke para birimlerinden negatif yönde ayrışmadığı görüldü. Brezilya, Meksika, Güney Afrika ve Rusya gibi gelişmekte olan ülke para birimleri yıl başından bu yana yüzde 18 ila 33 arasında değer kayıpları yaşarken TL'deki değer kaybı ise yüzde 23 seviyesinde bulundu.
KISA VADELİ DÖVİZ İHTİYACI SADECE TÜRKİYE'YE HAS BİR DURUM DEĞİL
Uzmanlar kısa vadeli döviz ihtiyacının artması sadece Türkiye'ye has bir durum olmadığını ifade ederek, koronavirüsten kaynaklı olarak küresel ticaretin daralması ve turizm harcamalarının azalmasından dolayı birçok gelişmekte olan ülkede kısa vadeli döviz açığının attığını vurguladılar.
ALTIN FİYATLARI SADECE TÜRKİYE'DE DEĞİL DÜNYADA YÜKSELİYOR
Ekonomistlerin altın fiyatlarının ise sadece Türkiye'de değil bütün dünyada artmakta olduğunu sürekli dile getirdiği halde, manipülasyon amacıyla bu durumun sadece Türkiye'ye ait bir durum olarak nitelendirilmesi ekonomide Türkiye'nin attığı adımların gölgelenmesi şeklinde yorumlanıyor. Nitekim analistler altının küresel çapta fiyatını gösteren ons cinsinden günde ortalama yüzde 1-2 bandında yükseldiği görüldüğünü vurgularken, Türkiye'de de gram altının yükselişi büyük oranda ons cinsinden bu yükselişle bağlantılı olduğu ifade ediliyor.
A Haber'de yayına katılan Stratejist Cüneyt Paksoy'un, Türkiye ekonomisi ve piyasaların seyri hakkında yaptığı açıklamalar, piyasada yapılmak istenen manipülasyonu gözler önüne serdi.
"GELİŞEN PARA BİRİMLERİNE GÖRE TL'NİN DOLARA KARŞI DEĞER KAYBI AGRESİF DEĞİL"
Piyasadaki son gelişmeleri değerlendiren Paksoy, durumu anlamak için büyük resme bakmak gerektiğini ifade ederek, "Yıl başından bu yana 5 önemli gelişen para birimi içerisinde çok önemli bir sapma göstermediği gibi performans olarak 3. sırada" dedi.
Uzman isim Paksoy, "Rus rublesi, Güney Afrika randı, Brezilya reali, Meksika pesosu gibi para birimlerini baz aldığımızda ki Hindistan rupisi ve Çin yuanından sonra bu paralar gelişen para birimleri içerisinde en önemli kriter. Bu para birimleri içerisindeki TL'nin dolara karşı değer kaybı agresif değil" dedi.
"DİĞER ÜLKELER DALGALANMAYI TÜRKİYE'DEN ÖNCE YAŞADI"
Dolar/TL'de bir tepenin görüldüğünü ama bu tepenin görülme efektini diğer ülkelerin yıl başından bu yana birkaç aylık perspektifte Türkiye'den önce yaşadığını vurgulayarak, "An itibariyle yaşanan gelişen ülkelere olan bu virüs etkisinin yarattığı volatilite etkisinin bir miktar etkisi. Bir miktarda dolar endeksinin aşağı gelmesi ve basılan bunca paranın henüz gelişen piyasalara doğru realize olmaması" dedi.
"TÜRKİYE HİKAYESİNİ KORUYOR"
Virüste ikinci dalga ihtimallerinin azaldıkça ve gelişen para birimlerine doğru ucuzluğu satın alacak para efektleri geliştikçe senaryonun farklılaşacağını bildiren Paksoy, "Burada omurga değer hikayeyi korumak. O hikaye de de önemli olan üretim gücü. Son gelen veriler bizim ihracat ve diğer makro tarafında da önemli bir gelişimi gösteriyor. Atılan adımların karşılık gördüğünü yani hikayenin korunduğunu gösteriyor" dedi.
"DOLAR/TL TARAFINDA FİYATLAMALAR NORMALE DÖNECEK"
Serbest piyasa koşulları içinde dolar kurunun kendi dengesini bulacağını ifade eden Paksoy, "Bir dönem TL likiditesi üzerinden adımlar atılacak. Bunlar proaktif yönetim içerisinde olması gereken adımlar. O adımların da etkisini görüyoruz. Global ölçekte gelişmeler virüs etkisinden arındıkça kademeli bir biçimde Dolar/TL tarafında fiyatlamalar normale dönecek" dedi.
Spot altının ise çok hızlı yükseldiğini ve ara ara düzeltmelerin gelebileceğini bildiren Paksoy, "Gram altın için 500'ün üzerinde köpük fiyatlamalar kısa vade için. Bana gram altın 450-500 bandında bir dönem geçirecek gibi geliyor" dedi.