Ekonomi yönetiminde güçlü koordinasyon! Seri karar ve tedbirlerle döviz manipülasyonuna anında müdahale

Sabah Gazetesi yazarı Kerem Alkin, bugünkü köşe yazısında "Paranın dolaşım hızının azalması, dünyadaki tüm merkez bankalarını ekonomik aktiviteyi ve milli geliri desteklemek adına daha fazla parasal genişlemeye zorladı. Gelişmiş ülkelerin çoğunda adeta 'çöken' paranın dolaşım hızı nedeniyle, rekor düzeyde parasal genişlemeye rağmen, ülke ekonomilerinde enflasyon yerinde sayıyor. Bu tablo, küresel virüs salgınında daha da derinleşti. Nitekim, TCMB de, BDDK ile koordinasyon içerisinde, salgının Türkiye Ekonomisi'ne etkilerini bertaraf etmek adına anlamlı bir parasal genişleme yaptı. Mart ayından ağustos ayına kadar, 'güçlü' bir koordinasyonla, TL açısından rahatlatılan piyasalarda, şimdi, aynı 'güçlü' koordinasyonla, piyasaya bırakılmış olan TL'yi 'kademeli' olarak geri çekme zamanı." dedi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :12 Ağustos 2020 , 12:10 Güncelleme Tarihi :12 Ağustos 2020 , 12:19
Ekonomi yönetiminde güçlü koordinasyon! Seri karar ve tedbirlerle döviz manipülasyonuna anında müdahale

Sabah Gazetesi yazarı Kerem Alkin'in köşe yazısı şöyle:

Fisher Denklemi veya 'Miktar Teorisi' para arzı ve paranın dolaşım hızıyla nominal milli gelir arasındaki ilişkiyi analiz eder, tanımlar. Klasik yaklaşıma göre, paranın dolanım hızı (V) ile, ticari işlem hacmi (T) kısa vadede sabittir; ekonominin ancak orta ve uzun vadesinde değişim gösterir. Bu nedenle, para arzını (M) arttırmak, fiyatlar genel seviyesini (P) de yükseltir; yani enflasyona sebep olur. İktisadın temel formülleri arasında yer olan bu denklem, 21. Yüzyıl'ın başından bu yana alışılmış haliyle çalışmıyor. Çünkü, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bütününde paranın dolaşım hızı gerilemekte.

Nakit para kullanma alışkanlığının yüksek olduğu ABD'de 2006-2008 döneminde paranın dolaşım hızı bir ara 11'e kadar çıkmış iken, 2008 küresel finans krizi ve 12 yıl sonrasında gündeme gelen küresel virüs salgını ile 3,9'a gerilemiş durumda. 2000'li yılların başlarında 4'e yakın olan oran, bugün Euro Bölgesi'nde 1,2'lerde. Brezilya'da en yüksek 25'leri görmüş olan oran 18,8'de, Rusya'da 8'den 4,4'e gerilemiş. Türkiye'de yüzde 12'lerden bugün 3,8'lerdeyiz. İki önemli gerekçe var; birincisi finansal ödeme sistemlerinin (kartlar ve mobil ödeme imkanları) gelişmesi; ama, esas ikincisi, zaman zaman tırmanan kriz ve belirsizliklerin sebep olduğu 'elde' veya 'evde' nakit tutma alışkanlığı; sistemden para çekilmesi; piyasada yeterince para dönmemesi.



Paranın dolaşım hızının azalması, dünyadaki tüm merkez bankalarını ekonomik aktiviteyi ve milli geliri desteklemek adına daha fazla parasal genişlemeye zorladı. Gelişmiş ülkelerin çoğunda adeta 'çöken' paranın dolaşım hızı nedeniyle, rekor düzeyde parasal genişlemeye rağmen, ülke ekonomilerinde enflasyon yerinde sayıyor. Bu tablo, küresel virüs salgınında daha da derinleşti. Nitekim, TCMB de, BDDK ile koordinasyon içerisinde, salgının Türkiye Ekonomisi'ne etkilerini bertaraf etmek adına anlamlı bir parasal genişleme yaptı. Mart ayından ağustos ayına kadar, 'güçlü' bir koordinasyonla, TL açısından rahatlatılan piyasalarda, şimdi, aynı 'güçlü' koordinasyonla, piyasaya bırakılmış olan TL'yi 'kademeli' olarak geri çekme zamanı.

YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN