İşte Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör'ün "Enerji millileşiyor" başlıklı yazısı
Türkiye'nin ve dünyanın ilk entegre güneş paneli üretim fabrikasında yerlilik oranını %90'lara çıkaracaklarını belirten işadamı Kalyoncu, "Burası teknoloji üssü olacak" dedi.
Türkiye savunma sanayisinde olduğu gibi enerjide de yerlilik oranında zirveye tırmanıyor. Yenilenebilir enerjiden üretilen elektriğin payı yüzde 70'lere yaklaşırken, güneş paneli üretiminde de yerlilik oranı yüzde 90'lara çıkacak. Dünyanın ve Türkiye'nin ilk entegre güneş paneli üretim tesisini hizmete alan Kalyon Holding'in Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu ile Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası'nı ve Karapınar Güneş Enerji Santrali'ni konuştuk…
Geçtiğimiz hafta açılan panel fabrikasının Türkiye'ye ne artısı olacak?
Artık dünya, konvansiyonel enerji kaynaklarının alternatiflerini arıyor. Bu alanlarda yatırımlar yapılıyor. Çünkü dünyanın kaynakları bitmek üzere. Şu an için elimizdeki tek fırsat temiz enerji. Hem fabrika hem de santral bu anlamda geleceğimize yapılan bir yatırım. Fabrikada üretilen panellerle Karapınar'da güneş santrali kuracağız. Karapınar faaliyete geçtiğinde 2 milyon kişinin yıllık elektrik enerji ihtiyacını karşılayacak. Her yıl 1.5 milyon ton fosil yakıt ve karbondioksit salımı engellenmiş olacak. Çevre dışında ekonomiye de büyük katkısı olacak. Hem fabrika hem de santral devreye girdiğinde yıllık 400 milyon dolar döviz ikamesi sağlanacak. Kısaca Kalyon Holding olarak hem temiz enerji hem de bunun teknolojisini üreteceğiz.
Neden ilklerin fabrikası deniliyor?
Kalyon Güneş Teknolojileri Fabrikası, Ar-Ge dahil, güneş paneli üretim sürecinin tüm aşamalarını tek bir çatı altında toplayan tam entegre bir fabrika. Bu yönüyle dünyada bir ilk... Fabrikamız aynı zamanda güneş paneli üretiminde çok önemli bir aşama olan ingot üretimini de gerçekleştiriyor. Ortadoğu ve Avrupa'da bu üretimi yapan başka bir fabrika yok. Bu yönüyle de bir ilki hayata geçiriyor. 2.500 metrekare büyüklüğünde bir Ar-Ge merkezi kurduk. Burada 100 mühendis ve araştırmacı hem güneş enerjisi teknolojilerini hem de başka alanda kullanılabilecek yeni teknolojileri geliştirerek bir teknoloji üssü olarak hizmet verecek. Bunun da Türkiye'de bir ilk olduğunu söyleyebiliriz.
Avrupa'da neden örneği yok?
Öncelikle bu çapta bir yatırımı hayata geçirmek için farklı bileşenlerin bir araya gelmesi gerek. Bu işi üstlenecek yapının sadece finansal değil kültürel açıdan da güçlü olması, güven vermesi gerekiyor. Bu da yeterli değil. Enerji alanındaki yatırımlarda ihtiyaç kadar devlet politikası ve vizyonu da belirleyicidir. Türkiye'de yenilenebilir enerjinin yerli ve milli kaynaklarla üretilmesi ve ülkemizin enerjide kendine yeten bir yapıya kavuşması bir hedef olarak konulmasa böyle bir yatırım belki de hiçbir zaman gerçekleşemezdi. Bu yatırımın en büyük zorluğu bütün bu süreci kendi kaynaklarımızla hayata geçirecek yapıyı oluşturmak ve onu verimli bir şekilde işleyecek hale getirmekti diyebilirim. Bunu çok iyi koordine olarak, dünyada olan biteni çok iyi analiz ederek ve hiç durmadan çalışarak çok kısa sürede başardık. Daha önce de belirttiğim gibi 'yapılamaz' denilen şeyleri her zaman hayata geçirdik. Bu fabrikamız için de 6 yılda kurulamaz denmişti. Küresel salgın sebebiyle birçok ülkede yatırımların, girişimlerin, yeni teşebbüslerin durduğu ortamda sadece 1.5 yılda fabrikamızı kurduk.