Beştepe'de düzenlenen tanıtım töreninde konuşan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Ekonomimiz ve sigortacılık sektörümüzdeki tarihi önemden dolayı sizlerle olmaktan memnuniyet duyuyorum. 2016'da Türkiye Varlık Fonu'nun kuruluşunu gerçekleştirmiştik. 8 farklı sektör, 20 şirket ve taşınmazlardan oluşan güçlü bir portföye ulaştı.
YENİ BİR DİNAMİZM
Bugün de stratejik hamleyi harekete geçiriyoruz. Geçen yıl hazırladığımız pakette reformları hızlandıracağımızı açıklamıştık. Bu yönde 2 kritik adım attık. Eksik kalan yanını da tamamlamış oluyoruz" dedi.
Sektöre yeni bir dinamizm kazandıracağını söyleyen Erdoğan, "Ziraat, Halk, Güneş sigorta, Ziraat, Halk ve Vakıf Emeklilik bundan sonra Türkiye Sigorta ve Türkiye Hayat Emeklilik olarak devam edecek. (Türkiye Sigorta) Birbirini tamamlayan kamu sermayeli 6 köklü kurumumuzun faaliyetlerinin tek çatı altında toplanması, bu şirketlerin verimliliğini artıracak, maliyetleri düşürecek, sektöre yeni bir dinamizm kazandıracaktır.
Böylece 38 bölgeyle ülkemizin en büyük sigorta ve emeklilik şirketini tesis ediyoruz. Fon tutarı 154 milyon liraya ulaşan BES sistemindeki adımlarla uzun vadeli düşük maliyetli bir kaynak sağlanacaktır. 6 köklü kurumumuzun faaliyetlerinin tek çatıda toplanması maliyetleri düşürecek ve yeni bir dinamizm kazandıracak.
Türkiye Sigorta yenilikçi bakış açısıyla daha geniş kesimlere ulaşmak adına önemli bir misyon üstlenecektir. Kazanç gayesi yanında sektör ve kamu yarınını da düşünmesi yenilikçilik açığını giderecektir. Sigorta ve emeklilik tarafında önemli gelişmelerin yaşanmasını bekliyoruz. Adını gücünden alan Türkiye Sigorta'nın küresel rekabette ülkemizi zirveye taşımasını ümit ediyorum" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE SİGORTA ÖNCÜ BİR MARKA OLACAK
Türkiye Sigorta'nın öncü bir marka olacağını belirten Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ise, "İşte, kamu sigorta ve emeklilik şirketlerinin birleşmesinden doğan Türkiye Sigorta, bu reformist hamlelerin en önemli halkalarından birisi olacak. Kamunun gücü, Varlık Fonunun sağlayacağı güvenle Türkiye Sigorta, sektöre yön verebilecek, kar güdüsünün yanında kamu ekonomik vizyonunun bir parçası olarak bölgesel ve küresel rekabette güçlü bir piyasa oyuncusu olacak inşallah. Türkiye'de sigortacılık hizmetlerinin tabana yayılması ve istikrarlı büyümenin devamlılığı adına önemli bir misyon üstlenen Türkiye Sigortanın önümüzdeki dönemde global bir marka olma hedefiyle ülkemizdeki sigorta sektörünü küresel rekabette daha etkin bir noktaya taşıyacağından eminiz. Türkiye Sigorta, finansal piyasalarda iyileşme ve derinleşmeye katkı sunulmasında, sigorta sektörünün ekonomik büyümeye sağladığı katkının artırılmasında ve sektörün daha dinamik bir yapıya kavuşturulmasında öncü bir marka olacak" ifadelerini kullandı.
Türkiye Sigorta, Libya ve başka diğer ülkelerde yaptığımız veya yapacağımız yatırmalar için de stratejik bir hamle. Türk iş adamları ya da doğrudan devlet Afrika açılımlarında Fransız Sigorta şirketleriyle karşı karşıya kalıyordu.
Türkiye Sigorta ülkenin savunma sanayideki oyun değiştiriciliğini ekonomi alanına da taşımış oldu.
A Haber canlı yayınına katılan Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Hakan Özcan, "Söz konusu şirketlerin sektör paylarına baktığımızda 2019 sonu itibariyle yaklaşık 13'e yakın bir sektör pazarı var. Birleşmenin adından sektör payı yüzde 20'lere yaklaşarak ülkedeki yabancı menşeili sigortaları geçmiş bulunuyor. Bu büyük birleşim büyük pazar payını da beraberinde getirdi. Bu büyük Pazar payının da piyasa yapıcı etkisi olacak. Yurtdışına karşı çok büyük bir güç kazanılacak" ifadelerini kullandı.
6 büyük kurumun birleşmesiyle birlikte Türkiye'deki sigortacılık tarihi merak edilmeye başlandı.
TÜRKİYE'NİN SİGORTACILIK TARİHÇESİ!
Türkiye'ye sigortacılık 1872 yılında İngiliz sigorta şirketleri ile geldi. İngilizlerin hemen ardından Fransızlar da 1878 yılında Türkiye'de faaliyetlerine başladılar. Almanya, İtalya, İsviçre derken Türkiye'de sigortacılık faaliyetleri genişlemeye başladı ancak o tarihlerde sigorta şirketlerinin kuruluşunu ve sigorta faaliyetini düzenleyen devlet denetimini öngören kanunların, hatta bu konuya değinen bir hükmün dahi bulunmayışı nedeniyle tamamen denetimsiz bir biçimde çalışıyorlar, diledikleri gibi hareket edip, merkezlerinden aldıkları talimatlarla işlem yapıyorlardı. Diledikleri zaman sigorta poliçelerini iptal ediyorlardı.
Bu durum, kısa zamanda çok fazla sigorta şirketinin çalışmasına, sigorta ahlakının bozulmasına, haksız rekabet ve ekspertiz suistimallerine yol açtı.
İLK YERLİ SİGORTA ŞİRKETİ 1893 YILINDA
Bu ortam içinde 1893 yılında Osmanlı Umum Sigorta Şirketi ilk yerli sigorta şirketi olarak çalışmaya başladı. Bunu izleyen yıllarda sigortacılığın düzene sokulabilmesi için yabancı şirketler arasında birlikte hareket etme eğilimi belirdi. 12 Temmuz 1900 tarihinde 43 tanesi yabancı olmak üzere 44 sigorta şirketi bir araya gelerek sabit bir yangın tarifesi belirlediler. Bu Türkiye' deki ilk tarifeydi.
Zaman içerisinde yeni kurulan sigorta şirketlerinin sayısı artarken, sigorta taleplerinin aynı ölçüde artmaması, ayrıca prim tahsilatında yaşanan sorunlar dolayısıyla, 1993 yılından itibaren çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile 7397 sayılı Kanunda birtakım düzenlemelere gidilmesi ihtiyacı duyuldu. 1 Ocak 1995 tarihinden itibaren sigorta primlerinin tahsili sorununa çözüm getirilmesi amacıyla, primlerin acente cari hesapları üzerinden takibi sistemi yürürlükten aldırılarak, poliçe bazında takip sistemi uygulamaya konuldu.
1999 DEPREMİ İLE SİGORTANIN ÖNEMİ DAHA DA ANLAŞILDI
Yıllar içerisinde giderek gelişen sigortacılığın önemi 1999 depreminde anlaşıldı. 1999 depremlerini takiben 2000 yılında meskenler için zorunlu hale getirilmiş bulunan deprem sigortalarını yürütmek üzere tesis edilen "Doğal Afet Sigortaları Kurumu" (kısaca DASK) Pool'u tesis edilerek yönetimi beş yıllık bir süre ile bu konuda deneyimli Millî Reasürans TAŞ'ye verildi. Diğer taraftan Türkiye'de 23.07.1927 tarih ve 1160 sayılı Yasa ile şekillendirilmiş zorunlu reasürans devri 31.12.2001'de sona erdi.
BES, TARSİM, TRAMER...
28 Mart 2001 tarihinde kabul edilen "Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu" ile kurulan bireysel emeklilik sistemi 27 Ekim 2003 yılında faaliyete geçti.
14 Haziran 2005 tarihinde 5363 sayılı "Tarım Sigortaları Kanunu" çıkarılmış ve bu kanun kapsamında Sigorta Havuzu (TARSİM) kurulmuştur. Bu Havuza ilişkin tüm iş ve işlemler, bu havuza katılan sigorta şirketlerinin eşit hisselerle ortak oldukları Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi AŞ tarafından yürütülmektedir.
Trafik Sigortası Bilgi Merkezi (TRAMER) 16.12.2003 tarih ve 25318 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Trafik Sigortası Bilgi Merkezi Yönetmeliği ile kurulmuştur. Trafik sigortası üretimi gerçekleştiren bütün sigorta şirketlerinin 01/01/2003 tarihinden itibaren tüm poliçe bilgileri ve bunların hasar ve ödeme kayıtları TRAMER sistemine transfer edilmiş olup, yeni üretilen poliçeler ve hasar kayıtları günlük olarak transfer edilmektedir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 14 Haziran 2007 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu gelişmenin ardından 2008 yılında Sigortacılık Kanununun getirdiği yeni tanım ve uygulamalarla ilgili ikincil mevzuat düzenlemeleri üzerindeki çalışmalar tamamlanmıştır.
Sigorta Bilgi Merkezi 9 Ağustos 2008 tarihinde 26962 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanan yönetmelikle faaliyetine başlamıştır. SBM nezdinde kurulan alt bilgi merkezleri, Trafik Sigortaları Bilgi Merkezi (TRAMER), Sağlık Sigortası Bilgi Merkezi (SAGMER), Hayat Sigortası Bilgi Merkezi (HAYMER) ve Sigorta Hasar Takip Merkezi (HATMER) kurulmuşlardır.
2018 itibarıyla 60'ı sigorta, 2'si reasürans olmak üzere 62 şirket Birliğimize üyedir. Şirketlerin 4'ü hayat, 18'i hayat/emeklilik, 38'si hayat-dışı şirkettir.
Son olarak 7 Eylül 2020 tarihinde 6 kamu kurumunun birleşmesi ile oluşturulan Türkiye Sigorta ile yeni bir çağa atlanmış oldu.