Önce şunu vurgulayayım; bankalardan kullanılan kredilere bağlı olarak yapılan hayat sigortası, kredi borcunun bir tür teminatıdır. İster tüketici kredisi olsun, isterse ticari kredi olsun, hayat sigortasının "teminat olma" özelliği değişmez.
Prof. Dr. Erol Ulusoy'un yazısı:
Peki, cevaplayalım; bir kredi borcuna karşılık teminat oluşturulması kimin yararına? Kredi alacaklısı bankanın mı, yoksa kredi borçlusu müşterinin mi? Daha doğrusu, kredi borçlusunun borcunu miras olarak bırakacağı mirasçılarının mı?
El cevap; her ikisinin de! Kredi borçlusu vefat ettiğinde banka kredi alacağını sigorta şirketinden kolayca tazmin edebilir, mirasçılarla hiç uğraşmaz. Diyeceksiniz ki, kredi borçlusuna, kredinin maliyetine ek olarak bir de hayat sigortası primi ödeme borcu ekleniyor, hem kredi maliyeti yükseliyor, hem de kredi borçlusunun yararına olur, bunda bir çelişki yok mu?
İsteğe bağlı ama...
Hayır yok! Çünkü vefat gerçekleştiğinde, tüm kredi borcunu sigorta şirketi ödeyecektir. Bu durumda sigortalının menfaati ön plana çıkar!
Vefat eden kredi borçlusunun mirasçıları da birden bire sorumlu olacakları bir borç yükü ile karşılaşmazlar. Kredi borçlusunun mirasçılarına bırakacağı en güzel miras da bu değil midir; mirasçılarına, hayat sigortası tazminatı ile ödenecek bir borcu miras bırakmıştır.
Bir bankadan kredi çekildiğinde, kredinin türüne hiç bakılmaksızın, hayat sigortası yapılması mevzuatımıza göre zorunlu değil. Hayat sigortasında esas olan, isteğe bağlı yapılmasıdır. Diyeceksiniz ki, ama Hocam, banka bize hep hayat sigortası yapmaya zorluyor! Aslında banka hayat sigortası için kredi çeken müşterisini zorlamıyor. Ancak bankanın da ödediği kredinin geri dönüşünü teminat altına alması gerektiği çok açık.
13 Mart 2015 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan "Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmelik", kredi kuruluşlarının sağladığı bireysel kredilerle bağlantılı yaptırılan ihtiyari veya zorunlu sigortaları ve bu sigortalar dâhilinde verilecek teminatları düzenliyor.
Mirasçı redderse
Yönetmeliğin "İhtiyari Sigortalar" başlığında düzenlenen 6'ncı maddesi kredi ile bağlantılı olarak yapılacak ihtiyari sigortalarda, kredi ilgilisinin menfaatinin sigorta edilmesi, sigorta sözleşmesi ile sunulan teminatların kredi konusu ve kredi kullananın ihtiyaçları ile uyumlu olması esastır demektedir. Sigortacılık Kanunu'un 13'üncü maddesi ise, yasal zorunlu olanlar dışında, zorunlu sigortaların Bakanlar Kurulu Kararı (Cumhurbaşkanlığı Kararı olacak) ile tespit edileceğini söylemekte. Mesela, mali mesuliyet sigortaları genellikle zorunludur, trafik, yeşil kart, DASK gibi. Ama hayat sigortasının zorunlu olduğunu söyleyen ne bir yasal kural ne de yargı kararı var.
Bu sebeple hayat sigortası yaptırmanın yasal olarak zorunlu olmadığını, isteğe bağlı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bankalar kredi verirken zaten kefil, vs gibi teminat almadan kredi kullandırdıklarından, kredi borcunun geri ödenmesini teminen sigorta edilmesini şart koşmaktadırlar. Eğer krediyi kullanan borcunu ödemeden vefat ederse, mirasçıların mirası reddetme ihtimali vardır. Mirasçılar mirası redderlerse, vefat eden kredi borçlusunun kefili de yoksa, bankanın kredi borcu ödenmeyecektir.