Üyeleri arasında 110 dev Amerikan menşeli şirketin bulunduğu AmCham Türkiye, ülkemizi global tedarik zincirine taşımak için kolları sıvadı. Türkiye'de 50 milyar dolarlık yatırımı bulunan ve 100 bin kişiye istihdam sağlayan şirketlerin üye olduğu AmCham Türkiye'nin ve P&G Türkiye ve Kafkasya'nın Yönetim Kurulu Başkanı Tankut Turnaoğlu, "Kovid'le birlikte tedarik zincirlerinde taşlar yerinden oynadı. Küresel devler alternatif tedarik kanalları arıyor. Polonya ile Hindistan arasında bizden daha yüksek üretim gücüne sahip bir ülke yok. Önümüzde büyük bir fırsat var" dedi. Türkiye'yi global tedarik zincirlerine taşıyan güç olduklarını söyleyen Turnaoğlu, değişen dengeleri SABAH'a anlattı.
Bünyesinde Amerika'nın en güçlü şirketlerini bulunduran bir dernek olarak, küresel ekonomide nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz?
Uzakdoğu'dan uzaklaşma eğilimi başladı. Tedarik zincirleri çoklamalı modele geçiyor. Avrupalı firmalar tedarik zincirlerini yakınlaştırma çalışması yapıyor. Dünyada bu konuda kıran kırana bir rekabet yaşanıyor. Türkiye için ciddi fırsatı kesinlikle ıskalamamamız lazım.
Bu fırsatı kaçırmamak için siz AmCham olarak neler yapıyorsunuz?
Önümüzdeki ay Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ile ikonik Amerikan şirketlerinin satın almacılarını Türkiye'de bir araya getireceğiz. Global alım yapan bu şirketlere üretim gücümüzü anlatacağız. Gelenler zaten farkı görüyor ve uzun süreli işbirliğine imza atıyor. AmCham'in yönetim kurulumuzdaki 14 üyenin 13'ü Türk. Alım yaparken eşitler arasında Türkiye'ye pozitif ayrımcılık yapıyoruz.
DUBAİ YERİNE İSTANBUL
Türkiye'ye ilgi var mı peki?
Türkiye'nin bölgesel merkez olma konumu ciddi anlamda güçlendi. Hatta son dönemde bazı Amerikalı firmalar yönetim merkezlerini Dubai'den İstanbul'a taşıdı. Bunlar çok önemli gelişmeler.
P&G, Türkiye'den alımlarını artırdı mı?
Yıllık 400 milyon dolarlık alımımızın, 200 milyon dolarını Türkiye'den yapıyoruz. Pandemide bunu daha da artırdık. Ayrıca yerel iş ortaklarımızı küresel tedarik zincirine taşıyoruz. Deterjanlara kattığımız renkli halkalar vardır. Bunu Çin'den alıyorduk. Pandemi döneminde 'Acaba Türkiye'de ürettirebilir miyiz' dedik. Eskişehir'de bir şirketi Ar-Ge merkezimizde kalifiye ettik. Şu anda bize ürün veriyorlar, bu 1 milyon doların üzerinde bir yerlileştirme demek. Bütün Avrupa'ya da ürün vermek için sürece dahil oldular. Gerçekleşirse 3 milyon dolarlık ihracat yapacaklar.
Üyelerinizden tedarikini Türkiye'ye kaydıran firma oldu mu?
Elbette, örneğin Boeing'in ciddi yerel tedarikçileri var. CocaCola meyve suyu konsantresini buradan alıyor. Diğer ülkelerin de Türkiye'den almaları için aracı oluyor, lojistik detaylara kadar takip ediyorlar. Hindistan karantina ilan ettiğinde trafo yağı üretimini Türkiye'ye kaydıran Cargill, bu üründe ülkemizi Hindistan'ın önüne çekmiş oldu.
AYAKTA KALAN ÜLKE İSTİYORLAR
Peki bu durum doğrudan yatırıma da olumlu yansır mı?
Önceliklerimizden biri de doğrudan yabancı yatırımları çekmek. Zaten gelecek olanlar bize soruyor, görüş alıyorlar. Son dönemde bir hareketlenme var. Örneğin P&G'nin yurtdışında bir ürün kategorisinin başında bir Türk yönetici var. P&G dünyada sadece 2 ülkede üretilen bir ürün kategorisi için üçüncü ülkeyi seçmeye çalışıyor. O arkadaşımız masada bulunan Romanya ve Polonya'nın yanına Türkiye'yi de koydu. Biz de burada Sanayi Bakanlığı ile birlikte bu yatırımı Türkiye'ye getirmenin hesabını yapıyoruz. Bunun gibi başka projeler var. Artık küresel firmalar zorlukta ayakta kalan, kendini yolda bırakmayacak ülkelere yatırım yapmak istiyor. Türkiye o konuda iyi bir sınav verdi. Kamu da canla başla çalışıyor. Bize de çok yardımcı oldular. Pandemide telefonla bakanlara, yardımcılarına rahatlıkla ulaştık. Kamu hiç olmadığı kadar ulaşılır hale geldi. Valilikler yardımcı oldu, vardiya kaybetmeden üretim yaptık.
KAMU BÜYÜK DESTEK VERİYOR
Türkiye'nin şansını yüksek görüyor musunuz?
Kesinlikle öyle. Çünkü Türkiye çok ciddi bir üretim altyapısına sahip. Hükümet de bu konuyu fazlasıyla önemsiyor. Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi Gülsüm Azeri başkanlığında küresel tedarik zincirleri ile ilgili bir çalışma grubu kuruldu. Biz de içindeyiz. Zaten kamuyla düşüncelerimizi çok yakın paylaşma imkânı buluyoruz. Bildiğim kadarıyla Sanayi Bakanlığı'nın altında Program Ofisi kurulması ve bakan yardımcılarının altında Yönlendirme Komitesi kurulması kararı alındı. Odak ülke ve sektörler belirleniyor. Rekabetçi olarak neler yapabiliriz konusunu çalışıyorlar. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da bu süreçte aktif rol alarak bizlere her türlü desteği sunuyor. Bu da kamunun sürece verdiği önemi gösteriyor.
FABRİKALAR ÇALIŞMADI BİZDEN ALDILAR
Türkiye'deki Amerikalı şirketlerin en büyük ihracat pazarının Avrupa olduğunu söyleyen Tankut Turnaoğlu, bu yıl ihracatta yaşanan artışa dikkat çekti. Pandeminin yoğun bir yaşandığı nisanda P&G olarak ihracat rekoru kırdıklarını söyleyen Turnaoğlu, "Eskiden üretimimizin dörtte birini ihraç ederken, şimdi üçte birini ihraç eder duruma geldik. Avrupa'da bazı fabrikalar çalışamaz hale gelince bize yol açıldı. Yüksek talep devam ediyor. Bu sayede yeni yatırımlar çekmeye çalışıyoruz" dedi.
KAÇ BAŞKAN GİTTİ, BİZ BURADAYIZ
Tankut Turnaoğlu, Amiraka'da 3 Kasım'da yapılacak seçimlerle ilgili de şu değerlendirmelerde bulundu: "Seçim her ülke için belirsizliktir. Şu an 'Trump kazanamazsa ne olur' sorsunun yanıtı aranıyor. İki ülkenin ilişkileri çok köklü ve güçlü. Ben her durumda bir dengenin bulunacağını düşünüyorum. Hem askeri hem de ticari olarak ne Amerika Türkiye'yi ne de Türkiye Amerika'yı ihmal edebilir. İşte bakın kaç başkan geldi, geçti, biz buradayız. Kim kazanırsa kazansın bizim ülke olarak güçlü alanlarımız değişmeyecek. Türkiye'ye ülke olarak bakılmıyor, bölge olarak bakıyor. Bir ay önce CocaCola Türkiye, Orta Asya ve Kafkasya'nın merkeziyken, Ortadoğu ve Afrika'yı da Türkiye'ye bağladı.100 milyar dolarlık hedef doğru bir vizyonu yansıtıyor."