Sabah Gazetesi yazarı Salih Tuna'nın köşe yazısı şöyle:
Pandemi döneminde bunların iki buçuk (rakamla 2.5) önerileri oldu. Birincisi, para basın millete dağıtın...
İkincisi, milleti full içeri kapatın; kimsecikler dışarı çıkmasın...
Buçuğu mu?
"Sahra hastaneleri yapın" demekten ibaretti. Bunu önermekle de kalmadılar, örnek kabilinden Adana'da 1000 kişilik sahra hastanesini hizmete açtıklarını ilan ettiler. Ne ki bir gün geçti geçmedi, hastane dediklerinin hangar olduğu ortaya çıktı.
Peki iktidar bunların önerilerini uygulasaydı ne olacaktı?
Şayet para basılsaydı, "Enflasyon olmuş yüzde bilmem kaç, ekmek olmuş 10 lira, bu millet ne yiyecek?" diyeceklerdi.
Şayet millet full evlere kapatılsaydı, bugün esnaf ağlıyor diyenlerin, o vakit ne diyeceklerini tahmin etmek hiç de güç değil.
Sahra hastanesi diyorlardı, çok kısa sürede şehir hastanelerine yenileri eklendi. Bu sefer de ne işe yarıyor bu hastaneler demeye başladılar.
Türk siyaset tarihi boyunca iktidara gelenlerin ilk icraatı "Enkaz devraldık" diyerek zam üstüne zam yapmaktı. Dar gelirli ezildikçe eziliyor, buna rağmen maaşlarda zırnık iyileştirme yapılmıyordu. Esnaf kan ağladığı halde vergilerde iyileştirme yapmak şöyle dursun daha da artırılıyordu.
Hülasa, görevi devraldıkları eski hükümetin yapıp ettiklerini kendi acizliklerinin bahanesi yapacak kadar istismar ediyorlardı.
Başkan Erdoğan da söz konusu eski Türkiye hükümetleri gibi
pandemiyi bahane edebilirdi. Üstelik pandeminin, dünyanın en gelişmiş ülkelerinin
ekonomilerini sarstığı bilinen bir gerçekti.