Pandemİ döneminin hemen başlarında bazı otomobillerin ikinci el fiyatları neredeyse sıfır fiyatlarını geçmişti. Üretim bandında yaşanan sıkıntılar talebin karşılanmasında olumsuz etkiye neden olunca ikinci el otomotiv piyasası en hareketli günlerini yaşamaya başladı. Fiyatlardaki hızlı yükseliş, kur zammı beklentisi ve vergi artışları piyasanın dinamiklerini değiştirince ikinci el iyice değere bindi. Durum böyle olunca yaşlı, hasarlı, çok kullanılmış demeden herkes ikinci elin peşine düştü. Bu da en çok oto eksperlerinin mesaisine yansıdı.
Oto eksperliğinin bir okulu yok. Pisayada çalışan eksperlerin neredeyse hepsi çekirdekten yetişme. Lise çağında sanayide başladıkları çıraklık bugünlerde onları ayrı bir noktaya konumlandırmış. Herkes onlara danışıyor, güveniyor. İkili ticarette kilidin anahtarı onlarda. Alıcı da satıcı da onların yazacağı iki satırlık rapora bakıyor. Böyle olunca işin sorumluluğu da yüksek. Ama onlar artık gelen her aracın notunu neredeyse ilk görüşte veriyor. Çıkan sesin tonundan teşhisi koyuyor.
HER OTOYA 20 DAKİKA SÜRE
Pandemi döneminde hareketlenen ikinci el piyasası onlara fazladan iş yükü getirmiş. Ben de bu hafta onların arasına katılıp oto eksperliğini deneyimledim. Milliyet'te yer alan habere göre, Esenyurt'daki Pilot Garage şubesinde bir gün çalıştım. Bugün ustam mekanik uzmanı Kaan Aluç. Önce bana kıyafetleri verip sabah ilk gelen araca bakarken nelere dikkat etmem gerektiğini anlatıyor. Bir eksper günde ortalama 25-30 araca bakıyormuş. Bir aracın detaylı incelenmesi ortalama 20 dakika. Eğer bir sorun çıkarsa eksperler çorap söküğü gibi ipi çekmeye başlıyor. O zaman bu süre daha da uzuyor.
BENCE TEMİZ ARAÇ
Aluç, sıradaki otomobili inceleme alanına almamı istiyor. Piyasa değeri yaklaşık 550 bin lira olan bu ikinci el araç için sahibi detaylı bir inceleme talep etmiş. Ben biner binmez tertemiz araç diyorum kendi kendime. Dışarından bakınca da bir problemi görünmüyor bence. Daha sonra Aluç'un bana anlattığı gibi ilk önce arıza tespit cihazını aracın direksiyonun altındaki bölüme takıp bilgisayarın başına geçiyorum. Şimdilik bizlik bir şey yok. Bilgisayar aracın arıza kayıtlarını gösteriyor. Aracın bazı ufak problemleri burada görünüyor.
TAM 166 NOKTA KONTROLÜ
Bu sırada benden aracın çalışan çalışmayan bütün tuşlarına basmamı istiyor Aluç. Sırasıyla iç plastikler, kaplamalar, çizgilerin araları, selektör, sinyal kolları hepsini kontrol ediyorum. Meğer bir eskper tam 166 noktaya bakıyormuş bu işlemler sırasında. Hem de bir noktayı bile atlamadan.
ARAÇ KAZALI ÇIKTI
Daha sonra en önemli kontrol noktalarından biri olan emniyet kemerine geçiyorum. Aluç, burada uyarıyor. "Çok dikkatli bakman lazım. Araçta direnç olup olmadığını anlamamız gerek" diyor. Ben bakıyorum ama anlamıyorum. Aluç, dokunduğu gibi anlıyor ve direnç olduğunu buluyor. Yani araç kaza geçirmiş ve emniyet kemeri patlamış. Ancak sürücü panelinde bu uyarı gösterilmesin diye patlayan kemere daha sonra direnç denilen ve akımı ileten parça takılmış. Yani kaza anında emniyet kemeri olması gerektiği gibi sizi koltuğa yapıştıramaz. Önemli bir kazada sizi gerektiği gibi koruyamaz.
AIRBAG'LER PATLAMIŞ
Kaza anında ilk önce emniyet kemeri patlıyor. Ve bir daha eskisi gibi çalışmıyor. Olması gereken ise bu sensör ve kemerlerin değişmesi. Servislerde bunun maliyeti araca göre 5 bin ila 15 bin lira arasında. Ancak sanayide neredeyse bin liraya öylesine bir tamir yapılıyor. Ve araç yeni alıcısana böyle satılıyor. Kemerlerden sonra yine hayati önemi olan airbag kontrolüne geçiyoruz. Ben yine bakıp bunlar sağlam diyorum ama usta bakıp patlamış olduğunu tespit ediyor ve ekliyor: "Çok ustaca sarılmış. Bazıları tamir ettiriyor ama fabrikadan çıkışla aynı şey olmuyor. Eksperlerden kaçmaz ama normal vatandaş bunları anlamaz."
PEMBE LEKEYE İYİ BAK
Daha sonra ön kaputu açıp motora ve diğer parçalarına bakıyoruz. Motorun kenarından hafif yağ kaçağı olduğunu görüyorum. Usta beni doğruluyor. Ayrıca su kaçağının da olduğunu söylüyor. Metal borular üzerindeki pembe lekeler bunun en büyük göstergesiymiş. Çok kolay anlaşılabiliyor.
VATANDAŞ ANLAYAMAZ
Eksperlere göre araçlarda yapılan hilelerin çoğunu normal vatandaşın anlaması imkansız. Hatta bazı hileleri çoğu eksper bile gözünden kaçırıyormuş. O yüzden bu işte deneyim çok önemli. Önü başka arkası başka bir aracın iki kere el değiştirdiği ve fark edilmediği bile olmuş. Vatandaş iyice araştırıp gelirse en azından satın alacağı araç hakkında önemli bilgilere sahip olabilir diyorlar.
NE KADAR KAZANIYORLAR?
Oto eksperliğinde kaportacılar 5-7, mekanikçiler ise 4-6 bin lira kazanıyor. Araç başına alınan ücret ise ortalama 500 lira. Bir eksper günde 20-30 araca bakıyor. Bu işlem sonrası araca eskper garantisi de veriliyor.
NELERE DİKKAT EDİLMELİ?
Kaplama ve plastikler değişmiş mi, parçalar orijinal mi?
Aracın kilometre değeri ile yıpranmışlığı orantılı mı?
Airbag'ler patlak mı, üzerindeki tarihler tutuyor mu?
Emniyet kemeri çalışıyor mu, direnç var mı?
Motor bölümünde yağ, su kaçağı var mı?
Araçta kaynak izi, değişen vida, etiket kapama var mı?
Eğer araca iyi bakılmasını istiyorsanız iç dış yıkama yaptırıp getirmeniz şart. Kirli araçta hata bulmak zor. Ayrıca eksperler temiz aracı seviyor.
ETİKETİ KALDIRINCA ORTAYA ÇIKTI
İkinci bölümde ise kaporta ustası Yunus Çeçen ile aracın boya değerlerini kontrol ediyoruz. Ben iki cm mesafede bile hatalı olarak çok farklı değerler buluyorum. Meğer ölçüm cihazını düz şekilde oturtmak gerekiyormuş. 15 saniyede aracın boyalı yerlerini tespit ediyoruz. Nereye baksak boyalı çıkıyor. Böyle olunca parçalara içten bakalım diyor usta. Ne görelim. İş profesyonelce yapılmış ama etiketin altını tırnağımızla kazıyınca başka bir aracın parçasının bu araca takıldığını görüyoruz.
3 ARAÇ BİRLEŞTİRME
Milyonluk araçlarda bile aracın arkasının başka bir araçtan sökülüp monte edildiği oluyormuş. Bunu boya farkından ya da yoğunluğundan bile anlayabilirsiniz diyor usta. Özellikle pandemide bu araçlar çok artmış. İkinci ellerde iki hatta üç farklı aracın birleştirildiğini bile tespit ediyorlarmış.