IMF raporunda salgın süresince milli gelirin yüzde 9,4'ü oranında likit destek sağladığı belirtilen Türkiye, aynı kategoride değerlendirildiği Çin, Brezilya, Hindistan, Güney Afrika gibi ülkeleri geride bıraktı. Türkiye'ye en fazla yaklaşabilen ülke yüzde 6,2 ile Brezilya oldu. Rusya ve Çin ise bu alanda yüzde 1,5 ve yüzde 1,3 ile sıralandı.
Türkiye'de ayrıca, Kredi Garanti Fonu kapsamında sağlanan kredilerin milli gelire oranı yüzde 6,4'ü buldu.
"TÜRKİYE'NİN ÇOK FAZLA MALİ MANEVRA ALANI VAR"
Merkezi Londra'da bulunan Bluebay Varlık Yönetimi Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Timothy Ash, Türkiye'nin G-20 ülkeleri içerisinde salgın sürecinde verilen mali destekle ilk sırada yer almasına ilişkin, "Bu Türkiye'nin mali borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasılasına (GSYH) oranla düşük olması nedeniyle Kovid-19 desteklerinde çok fazla mali manevra alanına sahip olduğunun altını çizmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Uluslararası finans piyasalarında yakından tanınan yatırımcı, piyasa uzmanı ve Singapur merkezli finans şirketi Beeland Interests'in Yöneticisi Amerikalı Jim Rogers ise, "ABD, Japonya ve İngiltere'nin yaptığı gibi Türkiye vatandaşlarını felaketten (salgının yarattığı ekonomik koşullardan) korumak için çok fazla şey yaptı. Türkiye (mali desteklerde) çoğu ülkeden çok daha fazlasını yaptı." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin salgının ekonomik etkilerini azaltmak amacıyla mali destek sağlarken mali disiplini de koruduğuna atıfta bulunan Rogers, gelişmiş ekonomilerin kamu borcuna oranla yüksek borçluluk oranlarına ilişkin, "Örneğin, Japonya, ABD ve İngiltere'de verilen desteklere ilişkin ciddi şüphelerim var. ABD'de gençler gelecekte devasa borç yüküyle karşılaşacaklar. Benim çocuklarım hayatlarının geri kalanında çok büyük problemlerle karşılaşacaklar." değerlendirmesini yaptı.
SAĞLANAN LİKİDİTE DESTEKLERİ
IMF'nin raporuna göre , Türkiye'nin sağladığı likidite destekleri, öz sermeye takviyesi, krediler, varlık alımı veya borç üstlenimi, garantiler ve borç ertelemesi gibi yarı mali nitelikteki işlemleri kapsadı. Bu kapsamda, Türkiye Varlık Fonu (TVF), Kovid-19'dan etkilenen firmalara sermaye desteğiyle görevlendirildi.
Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank, nakit akışları salgından olumsuz etkilenen firmaların anapara ve faiz ödemelerini en az 3 ay erteledi ve yeniden finansman sağladı.
Salgın süresince kamu bankaları öncülüğünde, kredi kartı kredileri için geri ödeme sürelerinin uzatılması, düşük gelirli haneler için düşük faizli kredi paketleri, esnafların nisan, mayıs ve haziran geri ödemelerinin cezasız ertelenmesi, esnaflar için yeni düşük faizli krediler ve daha uzun geri ödeme süreli kredi kartları sağlanması, istihdamını koruyan firmalara kredi paketleri sunulması gibi olanaklar getirildi.
Kamu bankaları ayrıca geçen yıl 1 Haziran'da konut alımları ve tüketici harcamaları için yeni bireysel kredi kampanyaları başlattı. Çiftçilerin vadesi dolacak kredileri de 6 ay ertelendi.
Öte yandan, Ekonomik İstikrar Kalkanı destek paketi kapsamında, Kredi Garanti Fonu (KGF) kefalet limitiyle kullandırılan krediler için Hazine desteği 25 milyar liradan 50 milyar liraya yükseltildi.
HAZİNENİN BORCU
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'nin 31 Aralık 2020 itibarıyla brüt dış borç stoku 450 milyar dolar oldu. Stokun milli gelire oranı yüzde 62,8 olarak hesaplandı.
Türkiye'nin net dış borç stoku da aynı dönemde 268,9 milyar dolar olarak belirlendi. Stokun milli gelire oranı yüzde 37,5 olarak kayıtlara geçti
Hazine garantili dış borç stoku ise 14,8 milyar dolar oldu. Kamu net borç stoku bu dönemde 967,6 milyar lira olarak gerçekleşti. Stokun milli gelire oranı yüzde 19,2 olarak belirlendi.
AB tanımlı genel yönetim borç stoku, 1 trilyon 994,4 milyar lira, bu rakamın milli gelire oranı ise yüzde 39,5 olarak hesaplandı.