Peş peşe açıklamalar yapıldı! Otomobil fiyatları sarpa sarmış durumda. Çip ile ilgili gelişmelerde eklenince fiyatlar tavan yapacak.
OYDER Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Mersin, Nisan ayı otomobil ve hafif ticari araç satışlarına ve pazar beklentilerine ilişkin soruları yanıtladı. Nisan ayına satışlarının beklentilerinin biraz altında kaldığını dile getiren Mersin, satışların tam kapanma sürecinden bir miktar etkilendiğini söyledi. Öte yandan otomotivde başlayarak elektronik sektörüne sıçrayan küresel çip tedariki sorunu giderek büyürken, çip talebinin karşılanması için gelecek 10 yılda Ar-Ge ve sermaye harcamalarına yaklaşık 3 trilyon dolarlık yatırım yapılması gerektiği belirtiliyor.
"Ertelenen talep ve çeşitli kampanyalarla iyileşme sağlandı"
İlk dört aylık dönem ele alındığında ise yüzde 72,4'lük bir büyüme gerçekleştiğini aktaran Mersin, "Artışın sebepleri arasında öncelikle ertelenen talepler var. Bu talepler 2021 yılının ilk 3 ve 4 ayında arttı. Bunun yanı sıra distribütör ve üretici firmalar çeşitli kampanyalarla bunu desteklediler. Bunun kadar en önemlisi bence piyasanın ekonomiye karşı bir güven tazelemesi vardı kasımdan sonra. Dolayısıyla böyle bir yıla girmiştik. Bu da ilk 3 ve 4 ayın satışlarına yansıdı. Yani ekonomiye olan güven, ertelenen talep ve çeşitli kampanyalarla bu iyileşme sağlandı" dedi.
Mayıs ayına da sarkan kapanmanın satış adetlerini ciddi olarak etkileyeceğini belirten Mersin, "Bugünden mayıs ayının nasıl kapatacağı konusunu kestirmek çok zor ama yanlış telaffuz etmemekle beraber geçen seneki mayıs rakamlarını 30-35 binleri yakalarız diye düşünüyorum. Ama bunu şu an söylemek biraz falcılık olur" diye konuştu.
"Yaz aylarının gelmesi sektör için bir şans"
OYDER Başkanı Turgay Mersin, faizler düşerse ve distribütör firmalar kampanyalarla buna destek verirse satışlardaki artış trendinin 1 Haziran'dan itibaren devam edeceğini belirterek, "Çünkü önümüzde yaz ayındaki talep var. Buradaki asıl büyük sıkıntı tedarik noktasında. Bazı ham madde tedarik sıkıntıları var, piyasada konuşulan 'çip krizi' diye de bir tedarik sorunu var. Sıkıntı yaşanırsa araç bulunurluğunda satışları doğal olarak etkiler. Tedarik sıkıntısı, kurların ve faizin ne durumda olacağı etkileyecek satışları. Tedarik sorunu olmadığını varsayarsak bir şansımız var, yaz aylarına giriyoruz. Bireysel araç kullanımı artacaktır, kiralamadan dolayı talep olacaktır. Bu bir şans açıkçası" değerlendirmesinde bulundu.
"800-850 bin adet bandında kapanacağını öngörüyoruz"
Yıl sonu pazar tahminini de paylaşan Mersin, şunları kaydetti:
"Pazar, ilk 3 aydaki hızla devam etseydi 2011'deki pazara sahip olurduk ya da 2016-2017 gibi. Neredeyse 1 milyona gidiyordu. Ama işte nisandaki düşüşle beraber, mayıstaki kapanmayla beraber yine de geçen senenin üzerinde olacağını var sayıyoruz. Pazarın yıl sonunda 800-850 bin adet bandında kapanacağını ön görüyoruz ama tabii bunun için bir çok etken var. Bu etkenlerden hepsi normal giderse 800 bin üzerinde kapanacağı aşikar. 2018 ayılında pazar 1 milyonu geçen bir hızla gidiyordu ama ağustos ayında yaşanan faiz ve kur depreminden sonra pazar bir anda 600 bine geriledi. Bu yüzden ekonominin değişkenliklerinde bir sıkıntı olmazsa pazar geçen senenin üzerinde kapatacak diye düşünüyoruz."
"Kapanmadaki kayıplarımızı telafi edebiliriz"
Bayilerin kapanma sürecinde açık olmadığını anımsatan Mersin, "Bayilerimiz mutlaka üzülüyor sonuçta bir mekanın kapanmasını kimse istemez. Ama bu da hayatın bir kuralıysa buna da uymak zorundayız. Tabii finansman olarak zaten devletimiz kısa çalışma ödeneğiyle destek çıkıyor. Distribütör firmalar da bayilerine yardımcı olma anlamında ödemeleri ileri tarihe atıyor. Her bayi teşkilatı kendine göre önlemler alarak devam edecek bu süreçte. Ben 20 günün bayi, teşkilatımızı çok üzeceğini düşünmüyorum, önümüzdeki günlerin de yaz ayı mevsimi olduğunu düşünürsek bu kapanmadaki kayıplarımızı telafi edebileceğimizi düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
"Servislerimizi açık tutma anlamında bir ricada bulunduk"
Turgay Mersin, kapanma sürecinde servislerin kısıtlı çalışan sayısıyla açık kalması yönünde talepte bulunduklarını ancak henüz bir cevap alamadıklarını ifade ederek sözlerini şöyle tamamladı:
"Servislerimizi açık tutma anlamında bir ricada bulunmuştuk İçişleri Bakanlığımıza ama öyle bir cevap gelmedi. Genel anlamda izin yok. Belki servislere önümüzdeki dönemde eksik kadroyla yüzde 50 yüzde 25 kadroyla çalışma izni verilirse belki vatandaşlarımız mağdur olmaz. Şu an çok sayıda insan var çalışan, hareket halinde olan. Bunlara mağduriyet vermeme anlamında iyi olabilirdi. Böyle bir ricada bulunduk hem OYDER, hem OSD hem de ODD olarak ama şu ana net bir cevap alamadık."
Dünyada talep patlaması! Çip krizi giderek derinleşiyor! 3 trilyon dolarlık açık!
Koronavirüsün başından bu yana otomotiv sektöründe ortaya çıkan ve gideren yayılan çip krizi dünyayı küresel bir dar boğazın içine soktu. Yarı İletken Endüstrisi Derneği (SIA) ile Boston Consulting Group'un raporu, gelecek 10 yılda yarı iletkenlere yönelik artan talebin karşılanabilmesi için küresel olarak Ar-Ge ve sermaye harcamalarına yaklaşık 3 trilyon dolarlık yatırım yapılması gerekeceğini ortaya koydu.
Otomotivde başlayarak elektronik sektörüne sıçrayan küresel çip tedariki sorunu giderek büyürken, çip talebinin karşılanması için gelecek 10 yılda Ar-Ge ve sermaye harcamalarına yaklaşık 3 trilyon dolarlık yatırım yapılması gerektiği belirtiliyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkisiyle otomotiv sektöründen başlayarak küresel bir "dar boğazın" başrolünü alan çipler, günümüz ekonomilerinin vazgeçilmez unsurları olarak öne çıkıyor.
Çip, bir yarı iletken malzeme üzerine yüksek teknoloji kullanılarak elektronik devrelerin basılması olarak tarif edilirken, günümüzde elektrikle çalışan hemen hemen bütün cihazlarda çip kullanılıyor.
Kredi kartlarında, telefonlarda, ev elektroniğinde, tabletlerde, bilgisayarlarda ve otomobillerde çipler kullanılıyor.
Dijital ekonominin "belkemiği" niteliğindeki çip tedarikinde, otomotivde başlayarak elektronik gibi sektörlere de sıçrayan küresel sorun devam ederken, üreticiler artan talebi karşılayabilmek için yoğun şekilde çalışıyor.
Çip sıkıntısının üretimde aksamalara neden olarak milyarlarca dolarlık zarara yol açması beklenirken, sektör temsilcileri çip sıkıntısının kısa sürede çözülemeyeceğini belirtiyor.
ÇİP ÜRETİMİ YÜKSEK ORANDA AR-GE VE SERMAYE HARCAMASI GEREKTİRİYOR
"Yarı iletkenler" olarak da bilinen çiplerin ülkeler arası rekabet unsurlarından biri olarak görülürken, çip üreticileri artan talebi karşılayabilmek için yatırımlarını yoğunlaştırıyor.
Dünyanın birçok ülkesinde otomobil fabrikaları "çip kıtlığı" nedeniyle kapatılırken, birçok ülke modern bir çip fabrikası kurmak ve böylece yerel endüstrinin gelecekte zamanında ve yeterli bir şekilde tedarik edilmesini sağlamak istiyor.
Tasarımı ve üretimi oldukça karmaşık olan yarı iletkenler için yüksek oranda hem Ar-Ge hem de sermaye harcaması gerekiyor. Yarı İletken Endüstrisi Derneği (SIA) ile Boston Consulting Group'un raporu, gelecek 10 yılda yarı iletkenlere yönelik artan talebin karşılanabilmesi için küresel olarak Ar-Ge ve sermaye harcamalarına yaklaşık 3 trilyon dolarlık yatırım yapılması gerekeceğini ortaya koyuyor.
Rapora göre, elektronik tasarım otomasyonu, çip tasarımı ve gelişmiş üretim ekipmanları gibi Ar-Ge yoğun faaliyetlerde ABD başı çekerken, Doğu Asya, hükümet teşvikleriyle desteklenen büyük sermaye yatırımlarının yanı sıra sağlam altyapıya ve vasıflı işgücüne erişim gerektiren yonga imalatında ön plana çıkıyor.
Çin ise nispeten daha az beceri ve daha çok sermaye gerektiren montaj, paketleme ve testte lider konumda bulunurken, değer zincirinde genişlemek için güçlü bir şekilde yatırım yapıyor.
EN ÇOK TİCARETİ YAPILAN 4'ÜNCÜ ÜRÜN
Çipler, ham petrol, rafine petrol ve arabaların ardından dünyada en çok ticareti yapılan 4'üncü ürün olurken, küresel tüketimin yüzde 25'ini gerçekleştiren ABD ve Çin bu alandaki en büyük pazarlar olarak dikkati çekiyor.
Uzmanlar, sektör temsilcileri ve hükümetlerin, pazarlara, teknolojilere, sermayeye ve kabiliyetlere küresel çapta erişimi kolaylaştırmak ve tedarik zincirini daha dayanıklı hale getirmek için iş birliği yapılması gerektiğinin altını çiziyor.
Çip üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 75'i yüksek sismik aktivite ve jeopolitik gerilimlere önemli ölçüde maruz kalan bir bölge olan Çin ve Doğu Asya'da yoğunlaşıyor. Ayrıca, dünyanın en gelişmiş yarı iletken üretim kapasitesinin çoğu Güney Kore ve Tayvan'da bulunuyor.
Bu bölgelerde doğal afet, altyapı sıkıntıları veya küresel çatışmalar yaşanması halinde çip tedarikinde ciddi kesintilere neden olabileceği belirtiliyor.
Tamamen "kendi kendine yeten" yerelleştirilmiş tedarik zincirlerinin önemli ölçüde artan maliyetler yaratacağı ve yarı iletken fiyatlarında yüzde 35-65'lik bir artışa yol açacağı da öngörülüyor.
ŞİRKETLER DESTEK ARAYIŞINDA
Yarı iletken şirketlerinin, yapay zeka, nesnelerin interneti veya otonom araçlar gibi uygulamaları güçlendirmek amacıyla gittikçe daha sofistike çipler geliştirmek için, yıllık 90 milyar doların üzerinde Ar-Ge'ye yatırım yapmaya devam etmesi gerekiyor. Bu tutar, küresel yarı iletken satışlarının yaklaşık yüzde 20'sine denk geliyor.
Dünyada gelişmiş yarı iletkenleri TSMC, Samsung ve Intel gibi şirketler üretiyor. Intel, Avrupa'da fabrika kurup üretim yapması için politika yapıcılardan 10 milyar dolarlık destek talep ediyor.
Çiplere yönelik talebin önümüzdeki birkaç yıl içinde muazzam bir şekilde artması beklenirken, ABD'li çip üreticisi Intel'in Avrupa ülkeleriyle bu yeni fabrika için bu yaz anlaşacağı öngörülüyor.
SEKTÖR GELECEK YILLARDA YÜKSEK VASIFLI ÇALIŞAN SIKINTISI YAŞAYABİLİR
Öte yandan yüksek vasıflı çalışanlar, çip gibi Ar-Ge yoğun bir sektör için kritik öneme sahip bulunuyor. Ancak sektörün gelecek yıllarda inovasyonun hızını sınırlayabilecek bir yüksek vasıflı çalışan sıkıntısı riskiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.
Yetenekli çalışan eksikliğinin endüstrinin faaliyetleri için büyük ölçekli bir kesinti tehdidi oluşturmasa da gelecek yıllarda hızlı ve aralıksız inovasyonu sürdürme becerisini önemli ölçüde zayıflatabileceği kaydediliyor.
Küresel tedarik kesintilerine yönelik risklere karşı hükümetlerin piyasa odaklı teşvik programlarını hayata geçirmesi gerektiği vurgulanıyor. Ar-Ge ve teknoloji standartları konusunda küresel ticareti ve uluslararası iş birliğini daha da teşvik etmek için adımlar atılması gerektiği belirtiliyor.