TMSF Başkanı Muhittin Gülal, Ağrı'daki altın rezervi ile ilgili "Ağrı tesisinde 2022'nin sonuna kadar ilk altın dökümünü gerçekleştireceğiz. 2023 itibarıyla bu tesisten 3-3,5 ton altın üretmeyi planlıyoruz" ifadelerini kullandı.
Gülal, "An itibarıyla 783 şirketimiz TMSF tarafından yönetiliyor. Bunların aktif büyüklüğü 70,3 milyar lira seviyesine ulaştı. Çalışan sayımız 44 bin 415, özkaynakları da toplam 30 milyar lira seviyesinde." diye konuştu.
Şirketlerin katma değer üretmeye ve istihdam sağlamaya devam edeceğini dile getiren Gülal, bu şirketlerin TMSF yönetiminde aktif olarak yüzde 65 büyüdüğünü bildirdi.
Gülal, Koza Altın'ın TMSF yönetiminde aktif olarak yüzde 144 büyüdüğünü belirterek, fon bünyesindeki şirketlerin büyüme oranlarıyla ilgili bilgi verdi.
"ÜLKEMİZE CİDDİ EKONOMİK KATKI SAĞLAYACAK"
Muhiddin Gülal, TMSF'nin bugüne kadar hayata geçirdiği sosyal yardımlardan ve projelerden bahsederek, "Dün terör örgütünün finansmanında kullanılan bu yapının bütçe imkanları bugün itibarıyla milletimizin, devletimizin, çocuklarımızın, yavrularımızın ihtiyaçlarının giderilmesinde kullanılıyor." diye konuştu.
Koza Altın'ın çok stratejik bir firma olduğunu dile getiren Gülal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2019'da ülkemizin toplam altın üretimi 39 tondu. Bunun 11 tonunu Koza olarak biz ürettik. 2020 altın üretimi 42 ton, biz buna 8,1 tonla katkı verdik. Şimdi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'e bir taahhütte bulunduk; '2023'ten itibaren Koza Altın yılda 15 ton altın üreten bir şirket haline gelecek' dedik. Bu taahhüdü verirken buradan çıkaracağımız altına güvendik. Burada önemli bir rezerv var. Ülkemize, bölgeye çok ciddi ekonomik katkı sağlayacak bir rezerv var. Bölgeye çok ciddi katkı sağlayacak bir istihdam yapısı oluşacak."
Gülal, bu tesisten yaklaşık 2 bin 300 kişinin ekmek yiyeceğini bildirdi.
Yaklaşık 5 yıl önce 13 lira hisse değeriyle aldıkları Koza Altın'ın söz konusu değerinin 128-129 lira seviyesine yükseldiğini aktaran Gülal, kurumlar vergisi gibi sıralamalarda da ön plana çıkmaya başladığını anlattı.
YILDA 3-3,5 MİLYON TON ALTIN ÜRETİMİ YAPILACAK
TMSF Başkanı Gülal, burada 197 adet sondaj yaparak rezervleri tespit ettiklerini belirterek, şu bilgileri verdi:
"Bugün itibarıyla makinelerimizin siparişini verdik, idari binalarımızın temelini atıyoruz. 2022 sonu itibarıyla burada ilk altın dökümümüzü gerçekleştireceğiz. 2023'ten itibaren de burada 3 ila 3,5 ton arası altın üretmeyi planlıyoruz. Van ve Ağrı bölgesinde 16 tane daha ruhsatımız var. Arama izinleriyle ilgili müracaatlarımız devam ediyor. Bu sayının artacağını, buradaki tesisin ömrünün ve çıkarılacak altın miktarının artacağına inanıyorum."
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Mollakara altın madeni tesisinin temel atma töreni için Ağrı'ya geldi.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) kayyum olarak yer aldığı Koza Altın, Ağrı'nın Diyadin ilçesi Mollakara köyünde altın madeni tesisi için toplam 160 milyon dolar yatırım yapması bekleniyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "İşleme tesisinin de olacağı madende ilk altın dökümünün 2022 yılının son çeyreğinde yapılması hedefleniyor. 500 kişinin doğrudan istihdam edileceği işletmede, dolaylı istihdamın 2,300 kişiye ulaşması bekleniyor" denildi.
KAP'a yapılan açıklamada şöyle denildi: "Ağrı İli Diyadin İlçesi içerisinde Koza Altın İşletmelerine aitMollakara Altın ve Gümüş projesinde, idari binaların yapımı için bugün (10.06.2021) Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Fatih Dönmez, Türkiye Cumhuriyeti Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Mustafa Varank, ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanı Sayın Muhiddin Gülal'ın katılımlarıyla temel atma töreni gerçekleştirilecektir.
Öte yandan geçtiğimiz günlerde Ağrı Valisi Osman Varol başkanlığında Diyadin Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Alper Balcı ile Koza Altın İşletmeleri Müdürü Kemal Öcal, tesisin kurulacağı alanda gerekli incelemeleri yapmıştı.
TMSF Başkanı Muhiddin Gülal, mart ayında düzenlediği basın toplantısında, planlanan söz konusu yatırımın tutarını 300 milyon dolar olarak açıklamıştı.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Ağrı Mollokara bölgesinde gerçekleştirilen uzun arama sonucunda piyasa değeri 1,2 milyar dolar olan 20 ton altın ve 2,8 milyon dolar olan 3,5 ton gümüş rezervi tespit edildi" ifadelerini kullandı.
Varank sözlerini şöyle sürdürdü:
Bugün temelini atacağımız bu tesisin hem Ağrımız hem ülkemiz ekonomisi için çok büyük bir öneme sahip olduğunu hatırlatmak istiyorum.
160 milyon dolarlık bir yatırımla tamamlanacak. Altın üretimi konusunda ülkemizin gücüne güç katmış olacak. AK Parti iktidarından önce Ağrı yatırımda geri plana atılmış illerden biriydi. Son 19 yılda yaptığımız yatırımlarla bölgemiz ve şehrimizin makus talihi geri çevirmiş olduk.
Sanayi bakanlığı olarak biz de Ağrı da önemli işlere imza attık bundan sonra da atmaya devam edeceğiz. 41 milyon liralık yatırımla OSB'mizi tamamlayıp yatırımcılarımızın hizmetine soktuk. 35 milyon liralık yatırımla sanayi sitesi sayımızı 2'ye çıkardık.
Yakın zamanda Van ve Urfa'da uygulayıp çok öenmli sonuçlar elde ettiğimiz tekstil kent uygulamasını da Ağrı'da uygulamak istiyoruz. Ağrı'da son dönemde güzel bir havanın oluştuğunu da takip edebiliyoruz. İşte bugün bir yatırımı daha şehrmizile buluşturmanın heyecanı yaşıyoruz demişti. Bu ortamın en başta İstanbul'a örnek olmasını temenni ediyorum. Yatırım düşmasnı bir muhalefet anlaşıyı ile karşı karşıyayız. İstanbul'da temel atmama töreni yapıyorlar. Dünyada herhalde temel atmama töreni yapan başka yönetici olmamıştır.
HEDEF 45 TON
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, "Son 20 yılda toplamda 382 ton altın ürettik. Bu üretimle devletin kazancı 76 ton altına eşdeğer vergi geliri oldu. Bu sene inşallah 45 ton üzeri bir üretim yapmayı hedefliyoruz." dedi.
"Taş üstüne taş koymak hizmet siyasetinin şiarındandır. Bugüne kadar hep Türkiye'yi büyütmenin, geliştirmenin gayreti içerisinde olduk. Türkiye'nin dört bir yanında yürüttüğümüz büyük alt yapı ve üst yapı projeleriyle daha modern bir Türkiye'nin temellerini attık." diyen Dönmez, doğu, batı, kuzey, güney, uzak, yakın demediklerini, memleketin dört bir yanına ulaşmak, her bir vatandaşa dokunmak için büyük gayret sarf ettiklerini belirtti.
Dönmez, bölge huzura kavuştukça yapılan yatırımların da hızla arttığını işaret ederek "Bugünlere gelmemizdeki en önemli etkenlerden biri elbette Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu güçlü irade ve kararlı duruşudur. Bu vizyonun yansımasını gördüğümüz alanlardan biri de hiç kuşkusuz enerji ve maden bağımsızlığımız oldu. Türkiye, artık kendi kaynakları, kendi teknolojisi, kendi insan kaynağı ve en önemlisi de kendi hür iradesiyle bu tür yatırımları kimseye danışmadan, kimseden icazet almadan gerçekleştiriyor." dedi.
"MADENCİLİK GELİŞMENİN, BÜYÜMENİN TEMELİDİR"
Türkiye'nin resmi olarak altın üretiminin ilk kez 2001 yılında başladığını ve insanların buna şaşırdığını ifade eden Dönmez, şöyle konuştu:
"Düşünün ki üzerinde yaşadığımız Anadolu ve Mezopotamya topraklarında altın üretimi tarih öncesi çağlardan bu yana biliniyordu. Üretimi bu denli eskiye dayanıyor altın madenciliğinin bu topraklarda. Peki, daha sonra ne oldu da altın üretimi uzun bir süre durdu? Türkiye, altın üretimine neden bu kadar geç başladı? Aslında bu soruların cevabı 2002'den bu yana yaşadığımız değişimi de gösteriyor. Kendi doğal zenginliklerini bile çıkaramayan, belki de çıkarmasına müsaade edilmeyen bir Türkiye'den bugün kendi kararlarını alan ve uygulayan bir Türkiye'ye geldik, hamdolsun. Bugün insanoğlu daha konforlu bir hayatın izlerini sürüyor. Ancak çoğu kişi teknolojinin ulaştığı bugünkü noktanın altında madenciliğin yattığının farkında değil. Çevremizdeki her şey madenciliğin eseri. Bizler bu yüzden maden hayattır diyoruz. Bizler bu yüzden madencilik gelişmenin, büyümenin temelidir diyoruz."
"Bugün madenciliği doğa düşmanı olarak lanse edenlerin, madenciliği ve çevreyi birbirine iki zıt kavrammış gibi göstermeye çalışanların neye hizmet ettiklerini de gayet iyi biliyoruz. Perde arkasında kimlere taşeronluk ettiklerinin, oluşturdukları algıyla, manipülasyonlarla gerçekleri nasıl eğip büktüklerinin farkındayız." diyen Dönmez, bu işin siyasetinin olmayacağını, bu işin siyasi çıkarlara, kişisel menfaatlere alet edilemeyeceğini vurguladı.
Dönmez, bu kaynaklarda milletin ve 84 milyonun ortak bağı olduğunu, sadece bugün yaşayanların değil, gelecek nesillerin de bunda payı ve hakkının bulunduğunu belirterek "İş bazen öyle noktalara geliyor ki sahada çalışan işçilerimize baskı yapmak, iş makinelerine saldırmak gibi olaylara bile şahit oluyoruz. Daha önce ifade ettim, burada bir kez daha vurgulamak istiyorum. Karadeniz'de bulduğumuz doğal gaz ne kadar değerliyse, yenilenebilir enerjideki her bir kilovatsaat üretim ne kadar değerliyse madencilikte aynı oranda değerlidir. Bizler şunu iyi biliyoruz ki enerji bağımsızlığı da maden bağımsızlığı da Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığıdır. Geleceğimizdir." diye konuştu.
"MADENLER DE BİZİM, ÇEVRE DE. İKİSİNDEN DE VAZGEÇEMEYİZ"
Bugün yer altı zenginliklerini değerlendirmeyen bir ülke bulunmadığını vurgulayan Dönmez, şöyle devam etti:
"Yer altı zenginliklerini değerlendiremeyen ülkeler sanayide dışa bağımlı olmaktan kurtulamazlar. O yüzden bizim tek kaygımız var o da kendi zenginliğimizi en iyi şekilde değerlendirip sanayimizin ihtiyaç duyduğu ham maddeyi üretmek, sanayimizin ihtiyacını, önce yerli kaynaklardan karşılamak. Yerin üstü bizim için ne kadar değerliyse yerin altı da bir o kadar değerlidir. Yerin altını üstüne getireceğiz. Bugün dünyada madencilik hangi uluslararası standartlarda yapılıyorsa Türkiye'de de aynı standart ve kurallar çerçevesinde yapılıyor. Madencilik yapılacak alanlar, madencilik sonrası yapılacak iş ve işlemler kanunlarımızda açıkça yer alıyor. Madenler de bizim, çevre de. İkisinden de vazgeçemeyiz."
Bakan Dönmez, altın madenciliğinin madenciliğin katma değeri en yüksek sektörlerinden olduğuna işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bugün Türkiye'nin altın kaynağı bin 175 tondur. Geçtiğimiz yıl 42 ton altın üreterek bu alanda Cumhuriyet tarihinin rekoruna imza attık. 2001'de altın üretimine ilk defa başladığımızda yıllık üretimimiz sadece 1,4 tondu. Evet, sadece 1,4 ton. Son 20 yılda toplamda 382 ton altın ürettik. Bu üretimle devletin kazancı 76 ton altına eşdeğer vergi geliri oldu. Bu sene inşallah 45 ton üzeri bir üretim yapmayı hedefliyoruz. 5 yıl içerisinde üretim hedefimizse inşallah yıllık 100 tona ulaşmak. Hedefimiz altın ihtiyacımızı önce yerli kaynaklardan sağlamak, altın kaynaklı cari açığı önemli ölçüde azaltmak, bu alandaki istihdamı artırmak. 2021'in ilk 4 ayındaki rakamlar da bu anlamda umut verici. Hedefimiz inşallah kendi kaynaklarımızı bir an önce değerlendirerek, ithalatı mümkün olduğunca en az seviyeye çekmek."
Türkiye'nin kaynağının da bu kaynağı çıkaracak gücünün de bulunduğuna dikkati çeken Dönmez, şunları kaydetti:
"Bugün temelini atacağımız altın ve gümüş tesisiyle bunun adımlarından birini daha atıyoruz. Mollakara altın ve gümüş projesinde bugüne kadar 197 sondaj yapıldı. Bunların neticesinde 20 ton altın ve 3,5 ton gümüş rezervi tespit edildi. 2022 yılı son çeyreğinde ilk dökümün yapılması hedeflenen tesiste doğrudan 500 kişiye istihdam sağlanacak. Tesisin dolaylı olarak bunun birkaç katı insanımıza ekmek kapısı olmasını bekliyoruz. Tesisimizin maliyeti yaklaşık 160 milyon dolar olacak. Tesisimizin işletme ömrü çalışmaların genişletilmesiyle 15-20 yıla kadar çıkacak. Hem inşası hem de üretimi esnasında bölgeye değer katacak önemli bir proje olacak inşallah. 'Bismillah' diyerek hep birlikte güzel bir işe başladık bugün. İnşallah sonucu da hayırla noktalanır. Bizler çalışmakla, gayret etmekle mükellefiz. Zafer de takdir de başarı da Allah'tan."