2- Yüzde 0-0,25 bandındaki faizi artırmak ikinci adım olacak. ABD, pandemide girdiği resesyondan çıkıyor. 2021'de büyüme başladı. Yüzde 15'i gören ABD'deki işsizlik oranı, Mayıs 2021'de yüzde 5,8'e kadar geriledi. Canlanmaya işaret eden bu verileri dikkate alan FED, ilk faiz artışı öngörüsünü 2023'e çekti.
PİYASANIN TEPKİSİ
İlk bakışta "tahvil alımını azaltma" ve "faiz artışı" süresi en az iki yıla yayılmış gibi gözüküyor. Ancak gelecek her pozitif veri (-ki bu ihtimal yüksek), takvimi de öne çekecektir. Süreç, bütün dünyada "açık dolar pozisyonlarının kapanması", yani borç olarak alınmış dolarların ana vatanına dönmesi şeklinde ilerleyecek. Bu sebeple ilk tepki olarak dolar, bütün dünyada yükselmeye başladı. Brezilya, Güney Afrika, Rusya, Endonezya gibi gelişen ülkelerin para birimleri, dolara karşı yüzde 1-3 arasında değer kaybetti.
YIL SONU DOLAR BEKLENTİSİ 8,95 TL
Türkiye'de ise NATO zirvesinden gelecek pozitif haberler öngörüsüyle dolar, 8,30'a kadar gerilemişti. Ancak "piyasanın fiyatladığı" haberlerin gelmemesi, doları önce 8,50'nin üzerine taşıdı. FED ile birlikte 8,70'in üzeri görüldü. Perşembe günü gerçekleşen TCMB toplantısında da faiz her ne kadar yüzde 19'da sabit kalsa da içeride indirim konuşuluyor. Yabancı yatırım bankaları temmuz-eylül döneminde bir faiz indirimi beklerken bazı yerli kurumlar bunun sonbahara kalabileceğini belirtiyor.
Mevcut gelişmeler, veriler ve beklentilere bakacak olursak; doların dünyada güçlü olacağı bir döneme giriyoruz. Merkez Bankasının reel ve finansal sektör temsilcileri ile gerçekleştirdiği haziran ayına ilişkin "Piyasa Katılımcıları Anketi" sonuçlarında da yıl sonu dolar beklentisi 8,95 TL oldu. 12 ay sonrası için ise tahminler 9,23 TL'de bulunuyor. Bu durumda faiz indirimleri "sürekli aşağı bir trend" şeklinde olmayabilir. Daha kontrollü ve "bekle-gör" şeklinde bir süreç piyasaları bekliyor gibi görünüyor...
ONS ZİRVEDEN YÜZDE 15 AŞAĞIDA
2008 yılında yaşanan küresel finans krizinin ardından FED, bugünkü gibi "sıfır faiz" ve "tahvil alımı" politikasıyla piyasaları toparlamıştı. Bu süreçte altının onsu, "ucuz ve bol dolardan destek bularak" 1.920 dolara kadar yükselmişti. 2011-2012 yılları arasında ons, kabaca 1.750-1.900 dolar bandında dalgalanmıştı. FED'den tıpkı geçen haftaki gibi sıkılaşma sinyali geleceği öngörüsüyle ons, 2012'den sonra gerilemeye başladı. Nisan-Mayıs 2013'te beklenen sinyal geldi. Ons'ta düşüş hızlandı. 2015 yılının sonuna gelindiğinde 1.050 dolara kadar çekildi. Bu süreçte içeride dolar yükseldiği için, gram altın tarafında bu düşüş çok hissedilmedi. Ons'ta geçen haftaki tepkilere bakacak olursak benzer bir endişenin hakim olduğu görülüyor. Hafta, yüzde 6'ya yakın değer kaybıyla 1.764 dolardan tamamlandı. Ancak geçen ağustosta görülen 2.074 zirvesinden bakıldığı zaman, ons'taki geğer kaybı yüzde 15'i bulmuş durumda... Yani endişeler bir süredir fiyatlara yansıyor.