Dilek Güngör'ün yazısı şu şekilde:
Hiç lafı dolandırmayacağım. Hemen konuya gireceğim. Tatildeyken, ne finansın 'F'sini, ne ekonominin 'E'sini bilen isimlerin sosyal medya hesaplarındaki paylaşımları önüme düştü. Bunların hemen hemen hepsi bizi 'yandaş' diye yaftalayıp, kendilerini 'bağımsız' (!) gazeteci olarak lanse edenler…
Kim mi bunlar?
Sözde bağımsız ve muhalifler… Ama bu işler böyledir.
'Bağımsızız' ayağına malı götürürsün…
Eee, daha yeni lağımın büyüğü patlamadı mı?
Hepiniz görmüşsünüzdür. 140Journos, Medyascope, Serbestiyet ve P24 gibi medya kuruluşlarının ABD merkezli vakıf Chrest Foundation başta olmak üzere Norveç, Danimarka ve İngiltere'den fon aldıkları ortalığa saçılalı kaç gün oldu. Haberlerindeki sözüm ona 'özgür' (!) içeriklerini kimin belirlediğini hepimiz gördük.
Şimdi anlatacağım arkadaşların da onlardan farkı yok. Al birini, vur ötekine misali...
'Abi'leri fondaş, bunlar da 'FOY'daş…
Dedim ya, tatilde sosyal medyayı karıştırırken Gökhan Özbek, Çağlar Cilara, Kemal Özkiraz ve Levent Özeren gibi isimlerin 'FOY şöyle iyi, böyle mükemmel, giren pişman olmaz, düştüğüne bakmayın, telafi coin verilecek, tebrikler' mealinde token (kripto para) reklamı yaptıklarını görünce kendi kendime 'Ne iş?' dedim.
Epeyce tepki de çektiler…
Kendilerini 'haber niteliğinde paylaştım', 'battı mı', 'suç mu', 'foyum var' falan diyerek savundular.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...