İş yerlerinde aşı olmayanların haftada bir PCR testi yaptırmalarıyla ilgili Çalışma Bakanlığı yazısı 81 il valiliğine gönderildi. Pazartesi gününden itibaren iş yerlerinde bu konuda tedbirler alınacak ve uygulama da başlayacak.
Çalışma Bakanlığı'nın gönderdiği yazıda Çalışma hayatını düzenleyici, işçi-işveren ilişkilerinde çalışma barışının sağlanmasını kolaylaştırıcı ve koruyucu tedbirler almak, iş sağlığı ve güvenliğini sağlayacak önlemlerin uygulanmasını izlemenin bakanlığın asli görevleri arasında olduğu belirtildi.
Yazıda şu ifadeler yer aldı: "Bu doğrultuda, bakanlığımız tarafından, işverenlerin işçilerinden isteyeceği PCR testi ve işçilerini Covid-19 riskleri ve tedbirleri konusunda bilgilendirmesini içeren, 2 Eylül 2021 tarihli genel yazı 81 il valiliğine gönderilmiştir. Söz konusu yazıda, işverenlerin, iş yerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik risklerine yönelik koruyucu ve önleyici tedbirler hakkında tüm işçilerini bilgilendirmekle yükümlü oldukları hatırlatılmıştır. Aynı zamanda işverenlerin Covid-19 aşısı tamamlanmamış işçilerini yazılı olarak ayrıca bilgilendirmesi istenmektedir. Bilgilendirme sonrasında aşı olmayan işçilere, kesin Covid-19 tanısı konması durumunun iş ve sosyal güvenlik mevzuatı açısından olası sonuçları da işveren tarafından bu durumdaki işçilere bildirilmelidir. Covid-19 aşısı olmayan işçilerden 6 Eylül 2021 tarihi itibariyle zorunlu olarak haftada bir kez PCR testi yaptırmaları iş yeri/işveren tarafından istenebilecek, test sonuçları gerekli işlemler yapılmak üzere iş yerinde kayıt altında tutulacaktır."
Çalışma hayatında iş sağlığı ve güvenliği konusu yasal düzenleme ile güvence altına alınmıştır. Bu yasada hem işverenlere hem de çalışanlara sorumluluklar yüklenmiş bunun denetim görevi de Çalışma Bakanlığı'na verilmiştir. Burada salgına yol açan Covid ile ilgili de ayrı bir risk değerlendirmesi yapılarak uzmanların belirlediği önlemleri alma zorunluluğu da bulunmaktadır.
Yasada işverenin görevleri şöyle sıralanıyor:
a) Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.
c) Risk değerlendirmesi yapar veya yaptırır.
ç) Çalışana görev verirken, çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu göz önüne alır.
d) Yeterli bilgi ve talimat verilenler dışındaki çalışanların hayati ve özel tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alır.
(2) İşyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan hizmet alınması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.
(3) Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yükümlülükleri, işverenin sorumluluklarını etkilemez.
(4) İşveren, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin maliyetini çalışanlara yansıtamaz.
ÇALIŞANLARA SORUMLULUK DÜŞÜYOR
Yasa işverene görev ve sorumluluk verdiği kadar çalışanlar açısından da bazı sorumlulukları tanımlıyor. Ayrıca çalışanların bu yükümlülüklere ilaveten COVID-19 hastalığı özel olarak işyerinde alınan tedbirlere uymak ve bu konuda verilen emir ve talimatları uygulamak zorundadır. İşte yasanın ilgili maddesindeki yükümlülükler:
*Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür.
*Çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır:
a) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek.
b) Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak.
c) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek.
ç) Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.
d) Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.
ÇALIŞANLARIN HAKLARI VAR
Aynı yasada işçilerin de bir sağlık tehlikesi olduğu durumlarda iş yapmaktan kaçınabilecekleri kayıt altına alınmış durumda.
Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. İşveren derhâl kararını verir ve durumu tutanakla tespit eder. Karar, çalışana ve çalışan temsilcisine yazılı olarak bildirilir.
İşverenin çalışanın talebi yönünde karar vermesi hâlinde çalışan, gerekli tedbirler alınıncaya kadar çalışmaktan kaçınabilir. Çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.
Çalışanlar ciddi ve yakın tehlikenin önlenemez olduğu durumlarda birinci fıkradaki usule uymak zorunda olmaksızın işyerini veya tehlikeli bölgeyi terk ederek belirlenen güvenli yere gider. Çalışanların bu hareketlerinden dolayı hakları kısıtlanamaz.
İş sözleşmesiyle çalışanlar, talep etmelerine rağmen gerekli tedbirlerin alınmadığı durumlarda, tabi oldukları kanun hükümlerine göre iş sözleşmelerini feshedebilir. Toplu sözleşme veya toplu iş sözleşmesi ile çalışan kamu personeli, bu maddeye göre çalışmadığı dönemde fiilen çalışmış sayılır.
Bu Kanunun 25 inci maddesine göre işyerinde işin durdurulması hâlinde, bu madde hükümleri uygulanmaz.
KONULAN KURAL UYGULANMALI
Görüldüğü gibi yasanın emredici hükümleri çalışanların sağlığının korunması ile ilgili tedbirleri alma yükümlülüğünü işverene, bu tedbirlere uyma sorumluluğunu da çalışanlara veriyor. Aynı zamanda yasada bu kanunun uygulanmasıyla ilgili tedbir alma yetkisi de Çalışma Bakanlığı'nda bulunuyor. Dolayısıyla hayati bir tehlikeye yol açan Covid salgını da bu kanun kapsamında değerlendirildiğinde iş hayatında çalışanların sağlıkları açısından önem kazanıyor. Burada işverenin işyerinde Covid salgınına karşı da tedbir alma ve bu tedbirlere çalışanların uyma zorunluluğu bulunuyor. Burada aşı yaptırmayı zorunlu kılma durumu olmadığından aşı yaptırmak istemeyenlerin virüs taşımadıklarını belgelemeleri bunun da diğer çalışanlara bulaşmasını önlemeye dönük olduğu görülüyor. Dolayısıyla çalışanların eğer aşı olmuyorlarsa her hafta PCR testi ile virüs taşımadıklarını belgelemeleri gerekiyor.
İŞTEN ATMA OLUR MU?
İş hukuku bakımından incelediğimizde ise çalışanların yukarıdaki yasa maddelerine uyma zorunluluğu bulunuyor. Yine Anayasa'nın 56. Maddesi gereğince herkesin sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu noktada işveren bütün işçilerden test yaptırma isteğinde bulunabileceği de hukukçular tarafından belirtiliyor. Ancak İş kanunu bakımından incelendiğinde virüse yakalanması bir çalışanın iş akdinin sona erdirilmesi hakkını işverene vermiyor.
Ancak işçinin hastalığı taşıdığı halde iş yerine gitmesi başkalarının sağlığını tehlikeye atacak olması İş Kanunu 25. Maddesinin işletilmesiyle işverene bazı haklar da verebilir. Tam tersi durumda yani iş yerinde gerekli tedbirin alınmaması da işçilere bu kez 24. Madde gereğince haklı fesih hakkı tanıyacaktır.