21 Aralık Salı itibariyle vatandaşlar doların durumunu merak ediyor. 17'lerden 12'lere gerileyen doların daha ne kadar düşeceği merak konusu oldu. Vatandaşlar doların 10 TL, 8 TL hatta 5 TL'ye kadar düşüp düşmeyeceğini merak ediyor. Yatırımını dolar aracılığı ile yapanlar alım satım yapmadan önce analistlerin görüşlerini öğrenmek istiyor. Uzmanlardan son dakika önemli açıklamalar geldi. Peki Dolar daha düşecek mi, yükselecek mi? Dolar 5 TL olur mu? Dolar neden düştü, kaç TL'de duracak?
1 DOLAR KAÇ TL?
1 Dolar 21 Aralık Salı itibariyle 12,83 TL'den işlem görüyor.
1 Dolar: 12,83 TL
1 Euro: 14,26 TL
1 Sterlin: 16,71 TL
DOLAR DAHA DÜŞECEK Mİ, ARTACAK MI?
Analistler dolardaki düşüşün devam edeceğini belirtti. 21 Aralık itibariyle 12'lerde seyreden doların 10 TL altına kadar düşüp düşmeyeceği ise henüz bilinmiyor. İşte Erdoğan'ın dünki Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamalar...
ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI
Erdoğan, Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada kurdaki yükselişten kaynaklanan kaygılarını gidermek isteyen vatandaşlara yeni bir finansal alternatif sunulduğunu açıkladı.
Buna göre kur getirisi mevduat kazancının üstünde ise aradaki fark doğrudan tasarruf sahiplerine ödenecek ve bu kazanç stopaj vergisinden muaf tutulacak.
Böylece tasarruf sahiplerinin ellerindeki parayı TL'de tutmaları sağlanmaya çalışılacak.
Erdoğan'ın bu açıklaması sonrası döviz kurlarında hızlı bir gerileme yaşandı.
"KÜRESEL GÜÇLER EKONOMİK KAVGA VERİYOR"
Dünyadaki vaziyete dikkati çeken Başkan Erdoğan, dünya ekonomisinin yüzde 80'ini oluşturan küresel güçlerin yakın tarihin en büyük ekonomik kavgasını verdiğini vurguladı.
Küresel finans krizinin yaşandığı 2008'den bu yana tüm büyük ekonomilerin tek amacının kendi ülkelerindeki istihdamı korumak olduğuna işaret eden Erdoğan, çok güçlü finans yapılarına sahip olmalarına rağmen, sürekli parasal genişlemeye giden gelişmiş ülkelerin kendi aralarındaki görünmez savaşın sebebinin bu olduğunu ifade etti.
Avrupa Merkez Bankasının da Amerika Merkez Bankasının da Japonya Merkez Bankasının da Çin Merkez Bankasının da diğerlerinin de para politikalarının istihdamı koruma merkezli belirlendiğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çılgınca para basan, faizleri sıfıra yakın ve hatta ekside tutan, merkez bankası bilançolarını neredeyse milli gelirleri seviyesine çıkartan bu ülkeler, belirsizlik batağından hala kurtulamadıklarını bizzat kendileri itiraf ediyorlar. Geçmişte ülkemizi hazırlıksız şekilde Gümrük Birliğine girmeye zorlayanlar, ekonomimizin beklenmedik bir şekilde bu sürece uyum sağlaması ile umdukları kadar vakit kazanamamışlardı. Avrupa ülkeleri avroya geçiş sürecinde paralarını bir gecede yüzde 50 devalüe ederlerken, Türkiye bunun dışında tutulmak suretiyle sanayimize ve ticaretimize görünmez engeller konmuştu.
Buna rağmen özellikle hükümetlerimiz döneminde verdiğimiz emekler ve yaptığımız fedakarlıklar sayesinde sanayimizi ayakta tutmayı, ticaretimizi ve ihracatımızı geliştirmeyi başardık. Şimdi de aynı amaçla farklı argümanlar ve araçların devreye sokulduğu bir süreç yaşıyoruz. Dünya 90 trilyon doları kamuya ait olmak üzere toplamda 220 trilyon doları geçen bir borç batağında yüzerken, Türkiye'ye ısrarla faizlerin yükseltilmesini dayatmak, insanların aklıyla dalga geçmekten öte anlam taşımaz."
Erdoğan, enflasyonları ile faiz oranları arasında 10 kata varan farklar bulunan ülkeleri görmezden gelerek, Türkiye'deki tabloyu bir "felaket habercisi" olarak anlatanların niyetlerini sorgulamanın kendilerinin de hakkı olduğunu belirtti.
Salgın döneminde yaşadığı sağlık krizine ve toplumsal kırılmalara karşı yetersiz kalan siyasi ve ekonomik sorunlara çözüm bulmakta zorlanan bir sisteme umut bağlayanları, tüm bu hakikatleri görmeye davet ettiğini ifade eden Erdoğan, "Mesela Hazinemizin borçlanma faizlerini belirleyen risk primlerinin yüksekliğinin Türk ekonomisinin gerçekleriyle hiçbir ilgisinin olmadığını vicdan sahibi her iktisatçı teslim ediyor." ifadesini kullandı.
Dünya ekonomisinin önündeki riskler artarak sürerken Türkiye'nin önündeki fırsatların değerlendirilmesini engelleyecek yaklaşımlardan herkesin kaçınması çağrısında bulunan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Küresel ekonominin değişen yapısı içinde üretim, inovasyon, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm gibi konular öne çıkarken, hala eski dünyanın kalıplarıyla ülkemizi değerlendirenler önce kendilerini yenilemelidir. Biz zamanın ruhunu okuyarak milletimize yeni bir vizyon teklif ediyoruz. Yegane malzemesi istemezükçülük olanların milletimize teklif ettiği tek şey ise eski Türkiye'yi geri getirmektir. Biz milletimize eski Türkiye alışkanlıkları değil, 2023 hedefleri, 2053 vizyonu Türkiye'si doğrultusunda hizmet etmeyi sürdüreceğiz. Elimizdeki imkanlara bakacağız, potansiyelimize bakacağız, gerçekleşmelere bakacağız, verilere bakacağız, dünyaya bakacağız, ihtiyaçlara bakacağız. Tüm bunların ışığında politikalarımızı sürekli geliştirerek yolumuza devam edeceğiz."