İKİYE KATLADILAR!
Bazı ürünlerde ise fiyatlar ikiye hatta üçe katladı. Örneğin, 400 ml'lik bir şampuan 27 Mart'ta 17.10 TL iken, iki kattan fazla artarak 29 Mart'ta 46.23 liraya yükseldi. 5 litrelik bir çamaşır suyu 25 Mart'ta 28.59 TL'den satılırken, bunun fiyatı 27 Mart'ta 59 TL'ye, 29 Mart'ta ise 77.89 TL'ye çıktı. 200 gram 4'lü sabunu 26 Mart'ta 28.50 liradan satılırken, ürünün fiyatı 27 Mart'ta 46.90 TL'ye, 29 Mart'ta ise 53.25 TL'ye yükseldi.
GIDADA DA YAPMIŞLARDI
Temel gıda maddelerinde KDV'nin yüzde 8'den 1'e indirileceği açıklandıktan sonra da fırsatçılar ortaya çıkmıştı. İndirim öncesinde fiyatlar artırılmış, KDV indirimleri artan fiyatlar üzerinden yapılmıştı.
VATANDAŞLAR AFİŞE ETSİN
Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, KDV indirimi açıklanmasının ardından yapılan her türlü fiyat artışının kötü niyetli olduğunu belirterek, "Vatandaşlarımız bu vurguncu zihni hem bakanlığa şikâyet etmeli hem de sosyal medyada afişe etmeli" dedi. Stokçuluk yapanlara karşılık cezaların arttığını hatırlatan Ağaoğlu, "Ancak hâlâ yeterli değil. Hapis cezası asla paraya çevrilmemeli. Bu konuda düzenleme şart. Ayrıca mağaza kapatma cezası gelmeli. Ve bu mağazanın neden kapatıldığı da afişe edilmeli" ifadelerini kullandı.
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, "KDV'si inecek ürünlerin fiyatı 29 Mart yani dün itibarıyla neredeyse ikiye katladı. İki gün sonra marketler de üreticiler de camlarına 'KDV indirimi yaptık' etiketi yapıştırıp, ürün fiyatlarını indirdiklerini iddia edecekler. Gerçekte yaşanan ise bindirimin indirimi olacak." ifadelerini kullandı.
İşte Güngör'ün bugünkü yazısı;
Ne oldu bizim doğruluğun, dürüstlüğün, kalitenin, üretimin, ahlakın esas alındığı Ahilik Teşkilatımıza?
Nereye gitti Hz.
Peygamber'in öğretileri, hadisleri?
Ne ara bu kadar ahlaksızlaştık?
Hakikaten dünden beri soruyorum kendi kendime...
Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önceki gün temel ihtiyaç ürünlerinde (sabun, bebek bezi, peçete, tuvalet kağıdı, şampuan, deterjan) KDV'nin 10 puan indirileceğini açıkladı.
Tabii anında marketler, üreticiler harekete geçti. KDV'si inecek ürünlerin fiyatı 29 Mart yani dün itibarıyla neredeyse ikiye katladı. İki gün sonra marketler de üreticiler de camlarına 'KDV indirimi yaptık' etiketi yapıştırıp, ürün fiyatlarını indirdiklerini iddia edecekler. Gerçekte yaşanan ise bindirimin indirimi olacak. Devletin bütçe gelirinden feragat ettiği indirimin vatandaşa yansıması sınırlı kalacak.
İstediğiniz kadar bakanlık elemanlarına denetim yaptırın, zabıtaları salın, valileri harekete geçirin.
Bir şey değişmiyor.
Herhalde artık şunu kabul etmek gerekiyor:
Türkiye'de enflasyon sorunu kadar ticari ahlak sorunu da vardır.
Öyle ya...
Sigaraya zam geleceğine dair dedikodu çıkıyor, markette ürünler tezgâh altına saklanıyor. Zam gelene kadar bekletiliyor.
Yağ konusunda biri çıkıp konuşuyor.
Marketler yağları depoya saklayıp, vatandaşa taneyle vermeye kalkıyor.
KDV'nin düşeceği duyuruluyor.
Günler öncesinden etiketler şişirilmeye başlanıyor.
Sezon indirimlerinden önce fiyatlara bindiriliyor, sonra % 70-80-90 indirim etiketleriyle vatandaş kandırılıyor.
Bunun gibi dolu örnek var...
Oysa bizim tarihimiz böyle mi?
Taa, 1200'lü yıllarda ahlaklı bireylerden müteşekkil erdemli bir toplum oluşturmayı hedefleyen değerler sistemi kurmuştuk.
İnsana değer veren, dayanışmayı özendiren, adaleti amaçlayan temel ilkeler belirlemiştik. Bugün eşine rastlanılmayan milli birlik ve beraberlik ülküsüyle işleyen muazzam bir sistem oluşturmuştuk. Ahiler, malı belli ihtiyacı karşılayacak şekilde üretirdi.
Hile yapmazdı, kalitesiz mal üretmezdi.
Belirlenen fiyatın üzerine mal satmazdı.
Kalitesiz mal üreten, tüketiciyi aldatan, yüksek fiyatta mal satan olursa da işyeri kapatılır ve toplumsal hayattan dışlanırdı. Ticari ahlaki zayıflayan vicdanıyla baş başa kalınca yine doğru yolu bulurdu.
Artık o ince çizgi de kayboldu.
Ticarette ahlakiliği sağlayacak en önemli unsur veya yaptırım gücü olan vicdanı da kaybettik.
YAZIYI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN