Dışişleri Bakanlığı Asya-Pasifik Genel Direktörü, Büyükelçi Esra Cankorur:
"ÇİN'DEKİ 4. BAŞKONSOLOSLUĞUMUZU AÇIYORUZ"
Çin ile ilişkileri önemsediklerini vurguladıktan sonra şunları söyledi: "2010 yılından bu yana ekonomi, ticaret, eğitim, kültür ve turizm başta olmak üzere iş birliği alanlarını çeşitlendirerek ortak projelere imza attık. Hükümetler arası iş birliği komitesi, karma ekonomik komisyonu, dışişleri bakanları, istişare mekanizması gibi diyalog mekanizmaları vasıtasıyla ülkelerimiz arasındaki iş birliği potansiyelinden daha fazla istifade edebiliriz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, son olarak geçtiğimiz hafta Şangay İşbirliği Teşkilatı Zirvesi'nde bir görüşme gerçekleştirdiler.
İki liderin ortak iradeleri ve temasları temelinde ilişkilerin ivme kazandığını hatırlatan Büyükelçi Cankorur şöyle devam etti: "Dışişleri bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu'nun Çinli mevkidaşı Wang Yi ile karşılıklı ziyaretleri ve temasları ikili ilişkilerimizin yanı sıra bölgesel ve küresel meselelerde de diyalogun artmasına yardımcı olmaktadır. İki ülke dışişleri bakanlıkları arasındaki temaslara da önem atfediyoruz. Çin'de Türk kültür ve dilinin tanıtılması önceliklerimiz arasında. Bu çerçevede geçtiğimiz yıl Mayıs ayında Pekin'de Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nin açılışını gerçekleştirdik. Çin'deki dördüncü başkonsolosluğumuz olacak. Bunlar Türk ve Çin toplumları arasındaki temasları artıracak, birbirimizi daha iyi tanımamızı sağlayacak adımlardır. Öte yandan etnik, dini ve kültürel bağlara sahip olduğumuz Uygur Türklerine ilişkin görüş ayrılıklarının diyalog yoluyla yapıcı şekilde ele alınması önem arz etmektedir."
Ticaret Bakanlığı Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu:
"İŞ BİRLİĞMİZİ KAPSAMLI STRATEJİK ORTAKLIĞA YÜKSELTECEĞİZ"
"Cumhurbaşkanlarımızın Türk-Çin münasebetlerini daha ileriye taşıma yönündeki ortak iradelerinin sonucu olarak ülkelerimiz arasındaki iş birliği günden güne gelişmektedir. Cumhurbaşkanlarımız bu kararlılıklarını son olarak geçtiğimiz günlerde Özbekistan'da düzenlenen Şangay İşbirliği Örgütü marjındaki görüşmelerinde bir kez daha ortaya koymuşlardır. Geçen sene, diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 50'nci yılını kutladık. Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da Türk-Çin ilişkilerini daha ileriye taşıma doğrultusundaki kararlılığımızı sürdüreceğiz. Bu doğrultuda, ilişkilerimizi 'Stratejik İşbirliği'nden 'Kapsamlı Stratejik Ortaklık' seviyesine yükseltme iradesini destekliyoruz."
Çin günümüzde dünya ticaretinin yüzde 15'inden fazlasını tek başına gerçekleştiriyor. "Çin geçtiğimiz yıl yaklaşık 3.3 trilyon dolar ihracat gerçekleştirmiş ve 676 milyar dolarlık rekor dış ticaret fazlası vermiştir. Bununla birlikte ülkede yatırım fırsatları artıyor. 1.4 milyar nüfusu, 400 milyonu geçen orta sınıfı ile günden güne daha çok artan iç talebi ile Çin, yabancı yatırımlar için de bir üretim üssü haline gelmiştir. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, Çin ile ikili ticaretimiz son yıllarda ciddi bir ivme kazanmıştır. 2001 yılında 1 milyar dolar seviyesinde olan ikili ticaret hacmimiz 2021 yılında 36 milyar dolara ulaşmıştır. Böylece Çin ülkemizin ikinci büyük ticaret ortağı olmuştur.
Çin, 2021 yılında dünyadan 2,7 trilyon dolar değerinde ithalat yapmıştır. Bu veriler, ülkemizin Çin'in dünyadan ithalatında yüzde 0,14'lük bir paya sahip olduğunu gösteriyor. Temelde yüzde 1'in bile çok altında olan bu pay, dünyaya ihracatımızda rekor kırdığımız bugünlerde daha da yüksek olmalıydı. Bu noktada Uzak Ülkeler Stratejimiz kapsamında yer verdiğimiz eylemler, Çin'deki müşterilerle bir araya gelinecek ihtisas fuarları, Çin'in bu yıl 5'incisini düzenlediği Uluslararası İthalat fuarı başta olmak üzere tüm araçları etkin biçimde kullanmamız gerektiğini değerlendiriyorum."
Cheng Weihua (Çin Halk Cumhuriyeti Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı)
"HASSAS KONULARI DÜZGÜN ŞEKİLDE ELE ALMALIYIZ"
"Türk ve Çin hükümetleri ikili ilişkileri derinleştirmek için güçlü siyasi iradeye sahiptir. İki taraf da birbirine karşı dostane duygular besliyor. Taraflar arasında güçlü eonomik ve ticari iş birliği potansiyeli bulunuyor. Türkiye ve Çin daha fazla siyasi karşılıklı güven temeli oluşturmalı. Birbirlerinin temel çıkarlarına ve temel endişelerine saygı duymalı. Farklılıkları ve hassas konuları düzgün bir şekilde ele almalıyız. Kuşak ve Yol girişiminin Orta Koridor ile uyumunu daha da ilerletmeliyiz. Buradaki temel strateji, Türkiye'nin Avrupa ile bağlantısını tam anlamıyla sağlamaktır. Bazı ülkeler ekonomiler arasında duvarlar inşa etmek istiyor. Çok taraflılıktan yana olan Çin ve Türkiye ise açık bir dünya ekonomisini savunuyor. Küresel sanayi zincirinin istikrarını koruyup, devamlığını sağlamalıyız. Çin negatif listeyi genişleterek, yabancı yatırımı teşvik ediyor. Kasım ayında Şanghay'da gerçekleşecek olan CIIE Fuarı bütün dünyaya bir fırsat sunuyor. Türkiye Çin'e kiraz, Antep fıstığı, süt ürünleri, deniz ürünleri ve kanatlı hayvan eti gibi kaliteli ürünleri ihraç ediyor. Bu ürünler Çinli tüketiciler tarafından beğeniyle karşılandı. İşbirliğimiz yüksek teknolojili dijital ekonomi, yeni enerji gibi alanlarda da genişliyor. İki ülke arasındaki ekonomik ve ticari iş birliği için yeni büyüme noktaları yaratmalıyız. Bunun için iki ülke halkının birbirini daha objektif tanımalarına rehberlik etmeliyiz. China Today Türkiye dergisi bu konuda ciddi bir katkı sağladı. Forumun da iki ülke halkının kalbinde dostluk duygularını daha da derinleştireceğine inanıyorum."
3. Çin-Türkiye Değişim Forumu çerçevesinde üç panel gerçekleştirildi. CICG Avrupa-Afrika Direktörü Hu Baomin ile CICG Avrupa-Afrika Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı Fu Zhibin'in yönettiği panellerde yapılan konuşmaları sizin için şöyle özetledik:
Furkan Karayaka (Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı): Türk Şirketler ile Çinli Şirketler arasında iş birliğine destek olarak iki ülke iş insanlarını arasında iletişiminin artmasını hedefliyoruz.
Çağatay Özden (Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Asya ve Pasifik Ülkeleri Dairesi Başkanı): Türk dizi ve filmlerinin Çin pazarına girişine ve Çin kökenli dizi/film/belgesel veya TV yapımlarının Türkiye'de çekilmesine yönelik paydaşlarla beraber çalışmak istiyoruz.
Korhan Kurdoğlu (TÜSİAD Çin Network Başkanı): Kuşak ve Yol, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan yolların tam merkezinde yer alan ve İpek Yolu'nun doğal bir parçası olan Türkiye'ye önemli bir fırsat sunuyor.
Zhou Yanquan (ÇİNSİAD-Türkiye-Çin İşletmeler Derneği) Başkanı): Önümüzdeki dönemde, Çin'in ortaya koyduğu Kuşak ve Yol girişimi ve Türkiye'nin Orta Koridor planı, Beijing'den İstanbul'a, oradan Londra'ya uzanan düz bir çizgi olacak.
Gao Xiangyang (ICBC Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı): Çin ve Türkiye, Kuşak ve Yol'u ortak istişare, ortak inşa ve paylaşım ilkesi temelinde birlikte inşa etme yolunda büyük adımlarla ilerliyor.
İhsan Beşer (Türkiye Çin İş Geliştirme Ve Destekleme Derneği Genel Başkanı): Çin, modern İpek Yolu projesi ile kazan kazan ticari politikasıyla iç tüketimi de canlandırmayı hedefliyor.
Güven Sak (PAV Global CEO): Rusya-Ukrayna savaşı Asya'ya ve tüm bölgemize bakış açımızı değiştirecek gibi duruyor.
Zan Tao (Pekin Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi, Türkiye Araştırmaları Merkezi Direktörü): Çin ve Türkiye arasındaki dostane değişimlerin tarihi açısından, iki ülkenin akademik çevrelerinin de bir iş birliği köprüsü kurması gerekiyor.
Wang Lincong (Çin Sosyal Bilimler Akademisi Batı Asya ve Afrika Çalışmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı): Öğrenciler arası değişim programlarımızı daha çok artırmalıyız. Çin'deki üniversitelerde daha çok Türk öğrenciyi görmek istiyoruz.
Dr. Derya Göçer (ODTÜ Bölge Çalışmaları Ana Bilim Dalı Başkanı): Türkiye'nin Orta Koridor vizyonu ile Çin'in Kuşak-Yol vizyonu, farklılıklarıyla birlikte birbirleriyle uyumludur.
Dr. Altay Atlı (Atlı Global Danışmanlık Kurucu Direktörü): Kırılganlık ve belirsizlik devam ederken, Türkiye'nin Çin'le ekonomik ilişkileri gerek ikili gerekse bölgesel düzeyde geliştirmesi çok önemli.
Wang Wen (Çin Renmin Üniversitesi Chongyang Finansal Araştırmalar Enstitüsü Başkanı): Üniversitemizin İpek Yolu Koleji, her yıl yurtdışından lisansüstü mezunlar almak için burs veriyor. Türkiye'deki arkadaşlarım bundan yararlanmalı.
Wei Min (Batı Asya ve Afrika Çalışmaları Enstitüsü, Çin Sosyal Bilimler Akademisi Araştırma Görevlisi): Mükemmel üretim sistemlerine sahip büyük imalatçı Çin ve Türkiye, küresel değer zincirinin yeniden şekillendirilmesine aktif olarak katılmalı ve pazar fırsatlarını değerlendirmelidir.