İngiltere'de enflasyon krizi! 40 yılın zirvesini gördü
Son dakika haberleri... Rusya-Ukrayan savaşı sonrası etkisini gösteren ekonomik sarsıntı Avrupa'da etkisini göstermeye devam ediyor. İngiltere'de enflasyon, enerji ve gıda fiyatları öncülüğünde yükselişini sürdürerek eylülde yıllık yüzde 10,1 ile son 40 yılın zirvesine ulaştı.
Koronavirüs salgını ve sonrasında yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı tetiklediği enerji kriziyle birlikte dünya ekonomisi sallanmaya başladı.
Avrupa'da sert şekilde hissedilen ekonomik sarsıntı İngiltere'de enflasyon rakamlarına yansıdı.
İNGİLTERE'DE ENFLASYON 40 YILIN ZİRVESİNDE
İngiltere'de enflasyon, enerji ve gıda fiyatları öncülüğünde yükselişini sürdürerek eylülde yıllık yüzde 10,1 ile son 40 yılın zirvesine ulaştı.
LIZ TRUSS'UN KOLTUĞU SALLANTIDA
Öte yandan İngiltere'de Boris Johnson'ın istifasının ardından 5 Eylül'de başbakanlık koltuğuna oturan Liz Truss, piyasaları sarsan tartışmalı ekonomi politikasından geri adım atmak zorunda kaldı.
Truss'ın, Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng'i görevden alarak yerine getirdiği Jeremy Hunt'ın ekonomide dizginleri ele alması, başbakanın görevde kalmak için güvenirliği kalmadığı ve "Başbakanlık Konutu 10 Numara'daki son günleri" olduğu tartışmalarına yol açtı.
Ülkenin 3. kadın başbakanı olan ve göreve gelmeden önce "yeni Demir Leydi" olarak anılan Truss'ın, başbakanlık yarışında yürüttüğü kampanyada en önemli vaadi olan vergi indirimlerini iptal ederek, "U dönüşü" yapması piyasalarda güvensizliği ve siyasi çalkantıları da beraberinde getirdi.
Truss'ın, 6 Eylül'de atadığı Maliye Bakanı Kwarteng'in 23 Eylül'de toplam 45 milyar sterlini bulacak vergi indirimlerinin uygulanmasına hazırlanıldığını açıklaması, ülkenin dış borçlanmasının yükseleceği yönündeki endişeleri artırdı ve sterlinin sert değer kayıpları yaşamasına neden oldu.
Kwarteng'in kamu borç yükünü artıracak vergi indirimlerini açıklamasının ardından sterlin, ABD doları karşısında 1,0350 ile tüm zamanların en düşük seviyesini gördü.
YENİ MALİYE BAKANI, MİLLETVEKİLLERİNİ "BAŞBAKAN'A BİR ŞANS VERMEYE" ÇAĞIRDI
Daha önce pek çok kez bütçe düzenleme planı kapsamındaki vergi indirim planının arkasında duran Truss, 14 Ekim'de kamuoyu baskısına dayanamayarak, Kwarteng'i Maliye Bakanlığı görevinden aldı ve yerine Jeremy Hunt'ı getirdi.
Yeni Maliye Bakanı Hunt da göreve gelir gelmez Truss hükümetinin 3 hafta önce açıkladığı vergi indirimi paketinin neredeyse tamamını dün rafa kaldırarak, ekonomide dizginleri ele aldı.
Liz Truss, vergi kesintileri iptalinin ardından yaptığı ilk açıklamada, "Hata yaptığımızın farkındayım." dedi ve görevindeki ilk haftalarda yaptığı bu hatalar nedeniyle özür diledi.
Yeni Maliye Bakanı Hunt da siyasi istikrarsızlığın çözüm olmadığını belirterek, Muhafazakar Parti milletvekillerini Truss'a bir şans vermeye çağırdı.
TRUSS İSTİFA ETSİN SESLERİ
Başbakan Truss'ın, kendi ekonomi politikasından "U dönüşü" yapmasının ardından liderlik pozisyonuna duyulan güven azalırken, yapılan anket sonuçları da Truss'ın oylarının büyük oranda düştüğünü ortaya koydu.
Lideri olduğu iktidardaki Muhafazakar Parti koridorlarında da Başbakan Truss'ın otoritesini kaybettiği konuşulurken, Truss'ın istifası etmesi gerektiği görüşünü paylaşan milletvekillerinin sayısı da giderek artıyor.
Halihazırda Crispin Blunt, Andrew Bridgen, Jamie Wallis ve Angela Richardson kamuoyu önünde başbakanı istifaya çağırırken, bazı parlamenterler Truss'ın görevde en fazla 1-2 haftası kaldığını öne sürüyor.
Liz Truss'ın yerini kimin alması gerektiği konusunda ise milletvekilleri bölünmüş durumda. Bazı Muhafazakar Parti milletvekilleri, daha önce Dışişleri Bakanlığı görevi de yapmış yeni Maliye Bakanı Jeremy Hunt'ın ismini öne çıkarırken, başbakanlık yarışında Truss'ın rakibi olan eski Maliye Bakanı Rishi Sunak'ı destekleyenlerin sayısının da bir hayli fazla olduğu biliniyor.
Ayrıca Truss'ın Muhafazakar Parti'yi bir sonraki genel seçimlere götüremeyeceği dile getirilirken, Başbakan ise bunu yapabileceği konusunda ısrarını sürdürüyor.
Yerel basındaki birtakım haberlerde ise bazı bakanların gelecek 48 saatte istifa ederek, Başbakan'ın görevi bırakması için üzerinde baskı kurmayı planladığı iddialarını gündeme getirdi.
İngiliz hükümetinin ekonomi politikaları yurt dışında da alay konusu oldu
Truss hükümetinin, sterlinin dolar karşısında rekor derecede gerilemesine neden olan ekonomi politikası, uluslararası alanda da siyasetçilerin alay konusu oldu ve eleştirileri beraberinde getirdi.
Sıkı bir Avrupa Birliği (AB) yanlısı olan Belçikalı politikacı Guy Verhofstadt, Twitter'dan yaptığı paylaşımda, İngiltere'nin AB'den ayrılmasına atıfta bulunarak, "Brexit nasıl gidiyor? Kesin olan bir şey var: Kargaşa 2022'de değil, 2016'da (Birleşik Krallık'ta yapılan AB referandumuyla) başladı." yorumunda bulundu.
ABD Başkanı Joe Biden da Oregon'da gazetecilere yaptığı bir açıklamada, en zenginlerin vergilerini düşürme fikrine katılmadığını belirterek, Liz Truss'ın ekonomi politikalarını "hata" olarak niteledi.
Fransa Ekonomi ve Maliye Bakanı Bruno Le Maire de İngiltere'nin ekonomisinden endişeli olduğunu belirterek, İngiliz hükümetinin yaklaşık 45 milyar sterlin hacminde vergi indirimlerini içeren "mini bütçe" düzenlemesi için "İngiltere'yi felakete götürebilir." değerlendirmesinde bulundu.
KÜRESEL EKONOMİ İÇİN SABİT TUTULURKEN TÜRKİYE İÇİN YÜKSELTİLDİ
Öte yandan Uluslararası Para Fonu (IMF), bu yıla ilişkin küresel ekonomik büyüme beklentisini yüzde 3,2 olarak korurken, gelecek yıla dair tahmini yüzde 2,9'dan yüzde 2,7'ye düşürdü.
IMF, Türkiye ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme beklentisini ise yüzde 4'ten yüzde 5'e çıkardı.
IMF, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun ekim sayısını "Geçim Kriziyle Mücadele" başlığıyla geçtiğimiz hafta yayımladı.
Küresel ekonominin bir dizi çalkantılı zorluk yaşadığı vurgulanan raporda, yüksek enflasyonun, çoğu bölgede sıkılaşan mali koşulların, Rusya'nın Ukrayna'da sürdürdüğü savaşın ve Kovid-19 salgınının ekonomik görünüm üzerinde ağır bir baskı oluşturduğu kaydedildi.
Raporda, enflasyonun hedefe düşürülmesi amacıyla salgın sırasında benzeri görülmemiş bir destek sağlayan para ve maliye politikalarının normalleşmesinin talebi soğuttuğu belirtilerek, ekonomilerin büyüyen bir kısmının büyümede yavaşlama veya tam bir daralma içinde olduğu aktarıldı.
IMF'nin raporunda, "Küresel ekonominin gelecekteki sağlığı, kritik olarak para politikasının başarılı bir şekilde ayarlanmasına, Ukrayna'daki savaşın seyrine ve Çin'deki gibi salgınla ilgili arz yönlü daha fazla aksama olasılığına bağlı." denildi.
"2001'DEN BU YANA EN ZAYIF BÜYÜME PROFİLİ"
Dünya ekonomisinin geçen yıl yüzde 6 büyüdüğü anımsatılan raporda, küresel ekonominin bu yıl yüzde 3,2 ve gelecek yıl yüzde 2,7 büyümesinin beklendiği bildirildi.
IMF, temmuz ayında yayımladığı raporda, küresel ekonominin 2022'de yüzde 3,2 ve 2023'te yüzde 2,9 büyüyeceğini öngörmüştü.
Raporda, "Bu, küresel mali kriz ve Kovid-19 salgınının akut aşaması dışında 2001'den bu yana en zayıf büyüme profilidir ve en büyük ekonomiler için önemli yavaşlamaları yansıtmaktadır." ifadesi kullanıldı.
Dünya ekonomisinin yaklaşık üçte birinin art arda iki çeyrek negatif büyüme ile karşı karşıya olduğu belirtilen raporda, küresel enflasyonun ise 2021'deki yüzde 4,7 seviyesinden 2022'de yüzde 8,8'e yükseleceği, 2023'te yüzde 6,5'e ve 2024'te yüzde 4,1'e gerileyeceğinin tahmin edildiği kaydedildi.
Raporda, ekonomik görünüme yönelik risklerin alışılmadık derecede büyük ve aşağı yönlü olmaya devam ettiği vurgulandı.
TÜRKİYE'NİN BU YILA İLİŞKİN BÜYÜME TAHMİNİ YÜKSELTİLDİ
IMF'nin raporunda, ülkelerin güncellenen büyüme tahminleri de paylaşıldı.
Buna göre, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 5 ve gelecek yıl yüzde 3 büyüyeceği tahmin edildi.
IMF'nin temmuz ayında yayımladığı raporda, Türkiye ekonomisinin 2022'de yüzde 4 ve 2023'te yüzde 3,5 büyüyeceği öngörülmüştü.
Raporda, Türkiye için 2022 yıllık enflasyon beklentisi yüzde 73,1 olurken, enflasyonun 2023'te yüzde 51,2'ye gerileyeceği tahmin edildi.
ABD'NİN 2022 YILI EKONOMİK BÜYÜME BEKLENTİSİNDE AŞAĞI YÖNLÜ REVİZYON
Bu yılın ilk yarısında daralma gösteren ABD ekonomisinin 2022 yılına ilişkin büyüme beklentisi yüzde 2,3'ten yüzde 1,6'ya indirildi. Ülke ekonomisinin 2023 yılı büyüme tahmini ise yüzde 1 olarak korundu.
Avro Bölgesi ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 2,6'dan yüzde 3,1'e yükseltilirken, 2023 yılı tahmini yüzde 1,2'den yüzde 0,5'e düşürüldü.
Avrupa'nın önde gelen ekonomilerinden Almanya'nın 2022 yılı büyüme tahmini yüzde 1,2'den yüzde 1,5'e, Fransa'nın yüzde 2,3'ten yüzde 2,5'e, İtalya'nın yüzde 3'ten yüzde 3,2'ye ve İspanya'nın yüzde 4'ten yüzde 4,3'e çıkarıldı.
Almanya ve İtalya ekonomilerinin gelecek yıl ise sırasıyla yüzde 0,3 ve yüzde 0,2 daralacağı tahmin edilirken, gelecek yıla ilişkin büyüme beklentileri Fransa için yüzde 1'den yüzde 0,7'ye ve İspanya için yüzde 2'den 1,2'ye düşürüldü.
İngiltere'nin 2022 yılı büyüme tahmini yüzde 3,2'den yüzde 3,6'ya yükseltilirken, 2023 beklentisi yüzde 0,5'ten yüzde 0,3'e çekildi.
Söz konusu revizyonlarla gelişmiş ülkeler grubuna yönelik büyüme beklentisi 2022 yılı için yüzde 2,5'ten yüzde 2,4'e, 2023 için de yüzde 1,4'ten yüzde 1,1'e düşürüldü.
ÇİN EKONOMİSİNİN BÜYÜME TAHMİNLERİNDE DÜŞÜŞ
Yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülke ekonomileri grubunda ise Çin'in bu yıla ilişkin ekonomik büyüme beklentisi yüzde 3,3'ten yüzde 3,2'ye indirildi. Çin ekonomisinin 2023 yılı büyüme tahmini de yüzde 4,6'dan yüzde 4,4'e çekildi.
Hindistan ekonomisinin bu yıla dair büyüme beklentisi yüzde 7,4'ten yüzde 6,8'e düşürülürken, gelecek yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 6,1 olarak sabit bırakıldı.
Rusya ekonomisinin ise bu yıl yüzde 3,4 ve gelecek yıl yüzde 2,3 küçüleceği tahmin edildi. IMF, temmuz ayındaki tahminlerinde Rusya ekonomisinin 2022'de yüzde 6 ve 2023'te yüzde 3,5 daralacağını öngörmüştü.
Bu revizyonlarla yükselen piyasalar ve gelişmekte olan ülke ekonomilerine yönelik büyüme beklentisi 2022 için yüzde 3,6'dan yüzde 3,7'ye çıkarılırken, 2023 için yüzde 3,9'dan yüzde 3,7'ye çekildi.