Fırsatçı Zincir marketler yine kolları sıvadı.
Daha önce döviz kurundaki dalgalanmaları bahane eden fırsatçılar temel gıdada fahiş fiyat uygulamasına sarıldı.
FIRSATÇILAR YİNE KOLLARI SIVADI!
Yapılan denetim ve para cezaları sonrası ilk etapta biraz rahatlama olsa da fırsatçılar son dönemde yine kolları sıvadı. Döviz kurundaki dalgalanma ve petrol fiyatlarındaki düşüş sürse de fırsatçılar temel gıda maddelerinde yüzde 100'e varan zamnlar yapmaya başladı.
BAŞKAN ERDOĞAN UYARDI
Temel gıda maddelerinde yapılan fahiş zamlara ilişkin Başkan Erdoğan da geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, "Para cezası, demek ki bunları ıslah etmiyor. Para cezasının dışında atılacak adımları da ilk Kabine toplantımızda inşallah masaya yatırırız ve oradan da bunların üzerine ayrıca gideriz. " ifadeleriyle fırsatçıları uyardı.
BUNLARIN ÜZERİNE GİDECEĞİZ: PARA CEZASI BUNLARI ISLAH ETMİYOR
Erdoğan hafta başında Katar'da düzenlenen 2022 FIFA Dünya Kupası açılış töreninden dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı ve fırsatçıları şu sözlerle uyardı;
"Biz hukuk devletiyiz. Soruşturmalar neticesinde gerekli adımları attık, atarız. Hazine ve Maliye ile Ticaret bakanlıklarımız hassasiyetle takip ediyor. Bu noktada kontroller çok daha farklı uygulamalarla devam edecek. Çünkü para cezası, demek ki bunları ıslah etmiyor. Para cezasının dışında atılacak adımları da ilk Kabine toplantımızda inşallah masaya yatırırız ve oradan da bunların üzerine ayrıca gideriz. Değişik öneriler var. Bütün mesele, yaptırımın çok daha ağır olması. Bu, bunlara ürkütücü gelebilir. Bunu halletmek lazım."
Peki bu fırsatçılığın arka planında ne var? Ne gibi bir önlem alınacak?
Takvim Gazetesi Ekonomi Müdür Faruk Erdem A Haber ekranlarında önemli açıklamalar yaptı. Faruk Erdem seçim dönemine dikkat çekti.
Faruk Erdem şunları ifade etti:
"Şimdi biz günlerdir bu işi konuşurken işin ekonomisini konuşuyoruz... Bunun ekonomik açıdan bir gerekçesi yok. Maliyeti artıran fiyatların hepsi düşmüş... Kur sabit kalmış enerji fiyatları sabit kalmış hatta düşüş olmuş.
"SEÇİM ATMOSFERİNE HER GİRDİĞİMİZDE BU OYUN OYNANIYOR"
Yani işin ekonomik tarafı yok. İşin bu seçim atmosferine her girdiğimizde bu oyunun oynanıyor olması. Bir iktidar devşirme hareketi mi onu sorgulamak lazım. Ne zaman seçim ile ilgili bir şey konuşulsa patates, soğan gündeme getiriliyor.
Sonra bir de bakıyoruz ki birileri vatandaşın yiyeceği patatesi soğanı çöplere atmaya başlıyor. Bu oyun bu gıda üzerinden insanların ekmeği ile oynayarak bu oyun oynanmamalı bu gerçeği millet görüyor zaten. Kimin ne yaptığı artık çok net bir şekilde görülüyor.
Peynir örneği; Hem üretiyorsun hem toptancılığını hem prakendeciliğini yapıyorsun... Halden ürün alıyorsun ya toptancıdan o toptancıların bazıları da marketlerin iştiraki aslında... Rekabet Kurumu bunu ortaya koydu. Bu sistem aslında Avrupa'da da var ama orada fiyatları aşağı çeken bir sistem olarak uygulanıyor. Burada ise insanları soymak için uyguluyorlar... Yani bunun ekonomik bir sebebi izahı yok."
Tüketici Konfederasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu da konuya ilişkin önemli tespitler yaptı.
TAVSİYE EDİLEN SATIŞ FİYATI YAZILMALI
Aydın Ağaoğlu şunları söyledi;
"Her şeyi kendileri yapıyorlar... Kendileri üretiyorlar kendileri toptancılık yapıyorlar. Pek çok ürünün neredeyse tamamının aracı şirket kendisi... Geçen haftaya bakıyorum 9.4 milyon ceza uyguladı Ticaret Bakanlığı... Bu para cezalarının etkili olmadığını görüyoruz. Paketli gıda ürünleri ve temel ihityaç ürünleri ile ilgili bunların üzerine tavsiye edilen satış fiyatı yazılsın. Bakalım 45 liraya alınan peynir 200 liraya satıldığında üzerinde tavsiye edilen satış fiyatı ne kadar onu görecek. Böylece stoktan mı vurgun yapılıyor yoksa yeni mal mı gelmiş bunlar belli olacak.
Tarım Bakanı Vahit Kirişci ile bizzat görüştük. Dedi ki; "Bizim işimiz üretici üretimde bitiyor." Ancak Cumhurbaşkanımız daha önce açıkladı.3 Bakanlık koordinasyon içinde bu iş takip edilsin dedi. Ticaret, Tarım ve Hazine Bakanlığı...
3 liraya aldığı elmayı 33 liraya satıyorsa o 30 liranın vergisinin hesabını vermeli. Neden o kadar fiyat atmış vergisi verilmiş mi. Hazine'nin görevi bu.
Ticaret Bakanlığı'nın görevi de; Piyasada fiyatları etkileyecek tavır var mı? 3 liraya almış kim almış kendi toptancısı.. O onun vergisini vermiş mi? O 33 liraya satarken pazarcı 5 liraya satar mı?"
İFŞA VE KAPATMA GELMELİ
Yani bunlar ifşa edilmeli. 9.4 milyonluk ceza kahvaltı parası bile değil onların belki. Ama ifşa edilecek. İkincisi kapatma gelecek. Israrla yapıyorsa mağaza kapatma cezası gelecek. Son olarak ise hapis cezası gelmeli."
Konuyu Sabah Yazarı Melih Altınok da köşesine taşıdı. Altınok, "Seçim öncesi siyasi hedefleri olan bir soygun mekanizmasıyla karşı karşıyayız." ifadeleriyle önemli tespitler yaptı.
Altınok'un yazısı şu şekilde;
"Tamam pandemiydi, Rusya-Ukrayna Savaşı'ydı. Doğalgaz fiyatları tavan yaptı. Maliyetler arttı. Anladık.
Ama tüm dünyada doğalgaz fiyatları aylardır düşüşte. Türkiye'de de akaryakıt ve dolar bir bantta duruyor. Onu da devlet destekliyor ya, asgari ücrete zam da henüz dedikodu aşamasında. Özetle maliyetlerde bir artış söz konusu değil.
O halde zincir marketlerdeki (Türkiye'de üretilen) temel gıda maddelerinin etiketleri ucuzlayacağına neden artıyor?
Rafta, market zincirinin adını taşıyan salçanın kilosu 100 TL. Peynir, kaşar 200 TL.
Domatesi Norveç'ten, sütü Hollanda'dan mı ithal ediyoruz?
İstanbul Ziraat Odası Başkanı Ömer Demir'e soruyorum.
"Salçalık domatesi bizden 2 TL'den alırlar, sütü de 8 TL'den. O kadarını söyleyeyim, üstünü siz hesaplayın" diyor.
Daha ne desin?
Bu işin mantığını maliyet hesabıyla anlamak mümkün değil çünkü.
Biz de uzatmayalım... Seçim öncesi siyasi hedefleri olan bir soygun mekanizmasıyla karşı karşıyayız.
Aralarında AK Parti'yi iktidara taşıyan dezavantajlı kesimlere şirin görünerek palazlanmış zenginlerin de olması kafanızı hiç karıştırmasın...
Yeryüzünde sermayenin dini, imanı paradır. Her renge bürünür.
PEKİ NE YAPACAĞIZ?
Toplumsal yapımızı zedelemeye başlayan, yozlaşmayı hızlandıran bu soyguna "Serbest piyasa, ne yapalım" diye göz mü yumacağız?
Geçiniz...
Dünyada serbest piyasanın "S"si mi kaldı Allah aşkına?
Tahıl taşıyan gemiler başkanların emriyle demir alıyor. Devletler doğrudan ekonomileri yönetiyor. Müdahaleler sıradanlaştı. İngiltere'de, Fransa'da temel gıda maddelerinde tavan fiyat uygulanıyor.
Ayrıca maaşlı çalışanların, sabit gelirlilerin yaşam kalitesi düşerken, geçen yıl astronomik kâr oranları açıklayan sermayeye tanınan ayrıcalıkları da yazmaya kalksak yerimiz yetmez. Mesela vatandaştan esirgenen kredilerin, enflasyonun 3'te biri faizle holdinglere dağıtılması kurallara çok mu uygun?
Vatandaş, halkın ekmeğiyle oynanan bu ekonomik kumara karşı Ticaret Bakanı Mehmet Muş'u daha etkin mücadele etmeye çağırıyor.
Zira bugüne kadarki tedbirlerin işe yaramadığını görüyoruz.
Eğer sıkça işittiğimiz gibi "mevzuat çerçevesinde ancak bu kadar oluyorsa" o halde halkın tamamının desteğini alacak yasa değişiklikleri için ellerini tutan mı var?
Halkın sermaye ve serbest piyasa kadar hatırı yok mu?"