Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), açılan yeni kuyularla birlikte yurt içi günlük petrol üretiminde 75 bin 52 varil petrol eşdeğeri ile ülke tarihinin rekorunun kırıldığını bildirdi.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), açılan yeni kuyularla birlikte yurt içi günlük petrol üretiminde 75 bin 52 varil petrol eşdeğeri ile ülke tarihinin rekorunun kırıldığını bildirdi.
TPAO'nun sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, Şehit Esma Çevik ve Şehit Aybüke Yalçın sahalarında açılan yeni kuyularla birlikte Şırnak Gabar Bölgesi'nde günlük 16 bin 188 varil petrol üretimine ulaşıldığı belirtilerek, "Bu sayede 75 bin 52 varil petrol eşdeğeri ile Türkiye tarihinin en yüksek yurt içi günlük üretim rekorunu kırdık. #EnerjideBağımsızTürkiye hedefimize doğru adım adım gururla ilerliyoruz." ifadesi kullanıldı.
YENİ KEŞİFLER YOLDA: ORDU'DA DOĞALGAZ RİZE'DE PETROL...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada enerji ve madende rotayı "tam bağımsızlık" olarak ifade etmişti. Bakan Bayraktar, Birleşik Arap Emirlikleri ile yapılan anlaşmalarda en büyük payı 29,7 milyar dolarla enerji projelerinin aldığını belirterek, bu ülkenin ilk etapta 4-5 bin megavatlık yenilenebilir enerji yatırımına gireceğini söyledi. Açıklamalara ilişkin değerlendirmede bulunan Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, Berat Albayrak dönemi çalışmalarının meyvesini verdiğine vurgu yaptı.
ÇITA YÜKSEK AMA GİDECEK ÇOK YER VAR
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar yaşanan son gelişmelere ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Bayraktar şunları söyledi:
Türkiye'nin enerji talebi son 21 yılda üç katına çıktı. Enerjide iki ana eksen belirledik. Biri arz güvenliğimiz diğeri de dışa bağımlılığı azaltmak. Doğalgaz, petrol aramalarında netice almaya başladık. Ekonomide enerjiye o kadar büyük talep var ki mutlaka yerli ve yenilenebilir kaynaklarla karşılamamız gerekiyor. Gabar'la beraber Türkiyemizin günlük petrol tüketiminin yüzde 20'si milli imkânlarla karşılanacak. Gabar'da üretim günlük 100 bin varile gelince ülkede toplam üretim 200 bine gelecek. Ama 800 bin varili bulmamız gerekecek. Yani, çıta yüksek ve gidecek daha çok yolumuz var.
BAE İLE 29,7 MİLYARLIK ANLAŞMA
Birleşik Arap Emirlikleri ile 50,7 milyar dolarlık bir anlaşma seti imzalandı. Bu anlaşmaların 29,7 milyar doları enerji projeleri. Yenilenebilir enerji dediğimiz güneş, rüzgâr, deniz üstü rüzgâr off-shore projeleri, doğalgaz depolama, hidrojen üretimi ve yeşil amonyak üretimi gibi bir çerçeveden oluşuyor. Birleşmiş İklim Konferansı (COP28) BAE ev sahipliğinde yapılacak. İnşallah o toplantıya kadar bu projelerde somut adımlar atılacak. Suudi Arabistan tarafını da çok önemsiyorum. Orada da anlaşmalara imza attık, yakında somut adımlar duyacaksınız.
BATILI ŞİRKETLER DE İLGİLİ
Sadece Körfez değil, batılı şirketlerden de Türkiye'ye çok ciddi ilgi var. Fransız Total ile Rönesans Grubu yenilenebilir enerjide anlaşma imzaladı. Japonya, Çin, Kore'den görüşme talepleri geliyor. Enerji projeleri herkese açık, doğru reformlarla yatırımcıları çekmek istiyoruz. Gerek dünyada gerek Türkiye'de artık yenilenebilir enerji trendi var. Yenilenebilir enerjide Avrupa'da 5, dünyada 12. sıradayız. Çok daha ileri gitmek durumundayız. 2035 yılına kadar güneşte 3500 MW, rüzgârda 1500 MW ilave kurulu güç hedefimiz var.
KARADENİZ GAZI ÜRETİM AŞAMASINDA
Karadeniz gazı Türkiye'nin 2016'da ortaya koyduğu milli enerji ve maden politikasının ilk sonuçlarından biridir. Kıyıdan 170 km uzaklıkta, 2.100 metre su derinliğinde ve deniz tabanından 2500 metrede operasyon yapıyoruz. Cumhurbaşkanımız Ağustos 2020'de dünyaya ilan etti. Üç yıldan kısa sürede yatırımı tamamladık, 20 Nisan'da karada ilk gazı yaktık. "İlk etapta günde 10 milyon metreküp gaz üreteceğiz" dedik.
Bu bizim evimizde, mutfağımızda, sıcak suda kullandığımız günlük gaz miktarıdır. Türkiye'de yaklaşık 19 milyon abone mutfak ve sıcak su için günlük 25 metreküp doğalgaz kullanıyor. Şu anda üretimi geliştirme aşamasındayız. İkinci faz çalışmalarımıza da başladık. Karadeniz gazının şu andaki keşif noktalarından ekonomiye kazandırılması, 40 milyon metreküp hedefler 2025-2026'yı bulacak.
DOĞALGAZ DESTEĞİ 26 MİLYAR TL
Doğalgaz faturalarında aylık 25 metreküpe kadar olan tüketimin bedelini devlet karşılıyor. Bir ay için toplam fatura tutarı da yine devlet tarafından üstlenildi. Bu iki uygulamayla vatandaşımıza 26 milyar lira destek sağlandı.
EKİPMANDA İHRACATÇI OLACAĞIZ
Türkiye 2053 yılına kadar karbon nötr bir ekonomi olacak. Ülkemizde enerjiyi daha verimli kullanmamız lazım. Türkiye'yi enerji ve tabi kaynaklarda net ihracatçı yapmak istiyoruz. Doğalgaz, petrol ve kömürle kendi ihtiyaçlarımızı karşılayalım. 12 bin MW rüzgâr santrali kurduk ama ilk aşamada tribünleri, güneş panelleri ithal ettik. Gelecek 30 yılda yakıt, ekipmanda net ihracatçı olma hedefimiz var.
2 VE 3. NÜKLEER SANTRALDE SON DURUM
2. nükleer santral için Ruslar, Güney Kore ve Fransa'nın ilgisi var. Trakya projesi için (3. Santral) Çin'le uzun yıllardır müzakere yürüyor. Hükümetler arası anlaşmaya metni oluşturup Meclis onayına göndermek istiyoruz. Biz bu arada Sinop tarafında saha çalışmalarına devam ettik.. Akkuyu için 2010'da hükümetler arası anlaşma imzalandı. Projenin tasarlanması, izinler, zemin çalışmaları 3-5 yıl aldı. 2023-2028 döneminde hem 2. hem de 3. lisansların alındığı, temelin atıldığı süreci hedefliyoruz.
AKKUYU'DA ÜRETİM 2024'TE
Akkuyu Nükleer Santrali'nde birinci ünitede üretim 29 Ekim 2024'te başlayacak. Diğer üniteler de birer yıl arayla devreye girecek. Ülke olarak nükleer den elektrik üretmemiz gerekiyor.
ORDU'DA DOĞALGAZ, RİZE'DE PETROL
Petrol ve doğalgazda sismik faaliyet yapıyoruz. Emare görülürse sondaj yapılıyor. Sondaj yapmadan bir şey söylemek için erken. Karadeniz'de keşif, rezerv ihtimali olan bölgeler var. Ordu ve Rize'yi çalışmamız için ön verilerimiz var. Önceliğimiz ise tabii ki Sakarya gaz sahasının gelişimini sağlamak.
İSRAİL GAZININ TAŞINMASINDA YENİ HAMLE
(İsrail gazının Avrupa'ya tanışmasına yönelik görüşmeler) İsrail'e karşılıklı bir ziyaretler olabilir. Gazın bir kısmının Türkiye'ye gelmesi bir kısmının Avrupa'ya gitmesine yönelik çalışmalar var. Türkiye, Avrupa'nın arz güvenliğinde önemli yere sahip. Enerji işbirlikleri bölgesel çatışmaların çözümüne de katkı sağlıyorsa ayrıca arzu ettiğimiz bir model oluyor. Bu anlamda hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türkiye'nin gazda Avrupa, petrolde dünya istikrarına büyük katkısı var.
DOĞALGAZ TİCARETİNDE MERKEZ ÜLKE
Türkiye'nin petrol ve doğalgazda fiziki üs (hub) olma özelliği var. Rusya, Türkiye'de gaz merkezi kurma fikrini koruyor. Türkiye'mizin, doğalgaz fiyatlarının belirlendiği, ticaretinin yapıldığı merkez olmasını istiyoruz. Bu, bir tür elektronik ticaret ve fiyat oluşum sistemi. Ama deponuz da olunca ucuza aldığınız gazı uygun talep şartları oluştuğunda satar, daha çok kazanırsınız.
AKARYAKIT FİYATLARI
Bakanlık olarak esas görevimiz vatandaşlarımıza enerjinin kaliteli, ucuz şekilde tedarikinin sağlanması. Bir ürünü ucuz hale getirmenin yöntemi ise bollaştırmak. Arzı artırırsak fiyatı aşağı getirebiliriz. Ancak kontrolümüz dışında dünyada petrol, doğal gaz fiyatlarında ani artışlar olabiliyor. Mesela geçen yıl 96,5 milyar dolar enerji faturamız söz konusu oldu.
Enerjiyi sübvanse ederek veriyoruz. Doğalgazda yüzde 50 sübvansiyon söz konusu. Akaryakıt fiyatlarında ise son dönemde vergisel düzenleme yapıldı. Maliye Bakanlığı, 6 Şubat depremleriyle ortaya çıkan finansman ihtiyacını farklı yollardan temin etme gayretinde.
Açıklamalar değerlendiren Sabah gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu, temeli Berat Albayrak döneminde atılan "milli politikalara" vurgu yaptı.
Müderrisoğlu'nun yazısından önemli bölümler şu şekilde:
Bakan Bayraktar'ın değerlendirmelerinden çıkardığım ilk sonuç... Kış aylarına girerken vatandaşların bütçesindeki enerji masrafının mutlaka göz önünde tutulması ve öncelikle toplumun en kırılgan kesimlerinin korunmasına dayalı politikası oldu. Sn. Bakan, selefi Berat Albayrak tarafından 6 Nisan 2017 tarihinde kamuoyuna sunulan "Milli Enerji ve Maden Politikası'na" sık sık atıfta bulundu.
"Arz güvenliği, yerlileştirme ve öngörülebilir piyasa" başlıklarına dayalı güncel yol haritasını paylaştı.
Peki, "arz güvenliği" deyince, ne anlamamız gerekiyor?
- Petrol-doğalgaz arama ve sondaj çalışmalarının hızlandırılması
- Petrol ve doğalgaz temin edilen ülke ve kaynak çeşitliliğinin artırılması
- Doğalgaz depolama kapasitesinin geliştirilmesi
- Enerji iletim ve dağıtım altyapısının güçlendirilmesi
- Enerjinin verimli kullanımı ve maliyetlerde ciddi tasarrufun sağlanması.
"Yerlileştirme" çabasına gelince...
- AR-GE ve yerli üretimle yenilenebilir enerji alanında ilerleme kaydedilmesi
- Nükleer teknolojiden elektrik üretimine geçilmesi
- Maden ekipmanlarının yerli sanayiden karşılanması.
- Yerli enerji üretiminin artırılması
- Madenlerin zenginleştirilmesi suretiyle ithalatın azaltılması.
Ve "öngörülebilir piyasa" konusu...
- Türkiye'nin enerji ticaretinde merkez ülke olması
- Doğalgaz ve elektrik piyasalarının canlandırılması
- Doğalgaz depolama tesisleri, petrol boru hatları, FSRU ve LNG altyapılarının takviye edilmesi,
- TEİAŞ, BOTAŞ, TPAO ve ETİMADEN gibi kuruluşların enerji borsasına entegre olacak şekilde yapılandırılması...
Elbette listeyi uzatmak mümkün...
Lakin işin özü şurada...
"Yürüyün" diye arkanızda duran bir Cumhurbaşkanı varsa... Geçmişten bugüne bağlarını koparmayan sağlam bir ekibiniz varsa... Vizyon belgeniz de bütün bunlara eşlik ediyorsa... Enerji ve savunma sanayii örneklerinde olduğu gibi Türkiye'nin her alanda ezber bozması, mucizelere imza atması mümkün...