Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'dan finans dünyasıyla buluşma sonrası flaş açıklamalar

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda orta vadeli program  hazırlıkları kapsamında finans dünyasının temsilcileriyle buluştu. Yılmaz toplantı sonrası açıklamalarda bulundu. Yılmaz, iş dünyasının OVP'ye destek verdiğini belirtti. Yılmaz, "İlk konut edinimini destekleyici çerçevede hareket edeceğiz. TCMB-BDDK'nın bu konuda çalışması var, konut arzını artırmak durumundayız." dedi. Öte yandan Batman'da konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, eylül ayının başında Orta Vadeli Programı (OVP) açıklayacaklarını, OVP'de yapısal reformlar noktasında da yol haritalarını paylaşacaklarını bildirdi. Şimşek, "Körfez merkezli finans kuruluşlarından da ihracatın finansmanına yönelik çok önemli imkanlar Türkiye'ye tahsis edilecek. Dolayısıyla ihracatçımızın finansmana erişim sorunu büyük ölçüde çözmüş olacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, finans dünyası temsilcileriyle buluştukları toplantıda birinci konut edinimini özellikle daha güçlü bir şekilde teşvik edecek mekanizmalar üzerinde durduklarını belirterek, "Bu konuda Merkez Bankamızın da BDDK ile birlikte çalışmaları var. Önümüzdeki dönemde inşallah bu konularda da daha yeni adımlar bekliyoruz. Konut arzını arttırmak, konut maliyetlerini düşürmek ve konut edinimini arttırmak durumundayız." dedi.

Yılmaz, Orta Vadeli Program (OVP) hazırlıkları kapsamında İstanbul Finans Merkezi'nde (İFM) finans dünyasının temsilcileriyle bir araya geldiği toplantının ardından basın mensuplarına değerlendirmelerde bulundu.

Bugünkü toplantıda finans kesimi ve bankacılıkla ilgili konuları tartıştıklarını belirten Yılmaz, öncelikle Türkiye ve dünyanın içinde bulunduğu zorluklar kadar fırsatları da değerlendirdikleri bir toplantı olduğunu ifade etti.

Finans dünyası temsilcilerinin yeni ve güncellenen ekonomi politikaları konularında genel memnuniyetleri ile destekleri olduğunu anlatan Yılmaz, birçoğunun para ile maliye politikasında alınan tedbirler ve yeni yaklaşımlarla ilgili destek ve memnuniyetlerini aktardıklarını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, özellikle temsilcilerin Merkez Bankası'nın düzenleyici çerçeveyi sadeleştirme konusunda attığı adımları desteklediklerini ve daha da fazlasını beklediklerini ifade ettiklerine değinerek, şöyle devam etti:

"Son dönemde bu atılan adımların, seçimler sonucu oluşan siyasi güven ikliminin etkisiyle CDS oranlarındaki düşüşten duyulan memnuniyeti arkadaşlarımız dile getirdi. Tabii bunun daha da iyileşmesi yönünde de temennilerini, beklentilerini dile getirdiler. 700'lerden 400'lere kadar düştü. Bu düşüş bankacılık sistemimiz başta olmak üzere finans sistemimizin uluslararası kaynaklara, fonlara erişimini kolaylaştırıcı ve maliyetlerini düşürücü bir etkide bulunuyor. Bunun da altı burada çizilmiş oldu. Bu hakikaten memnuniyet verici bir tablo."

"ORTA VADELİ PROGRAM BU ANLAMDA ÖNEMLİ BİR KİLOMETRE TAŞI"
Katılımcıların, hazırlıkları sürdürülen Orta Vadeli Program'a (OVP) da güçlü bir şekilde destek vermeye hazır olduklarını, bu konudaki fikirlerini paylaştıklarını aktaran Yılmaz, kendilerine teşekkür etti.

Cevdet Yılmaz, "Orta Vadeli Program eylül ayının ilk yarısında inşallah toplumla paylaşılmış olacak. Orta Vadeli Program ile birlikte hem içinde bulunduğumuz yılla ilgili makro rakamlarımızı ve politikalarımızı güncellemiş hem de 3 yıla ilişkin yol haritamızı toplumla paylaşmış olacağız. Dolayısıyla öngörülebilirliğin arttığı bir ortama geçiş yapmış olacağız. Seçimlerden sonra siyasi öngörülebilirlik, siyasi güven oluştu. Ama bunu bizim teknik öngörülebilirlikle tahkim etmemiz gerekiyor. Orta Vadeli Program bu anlamda önemli bir kilometre taşı." diye konuştu.

OVP'den sonra finans kesiminden kişilerle birlikte uluslararası alanda daha yoğun bir çaba içine girileceğine dikkati çeken Yılmaz, bu çerçevede son dönemde Körfez bölgesinde yapılan çalışmaların, Dünya Bankası gibi uluslararası kurumlarla yapılan çalışmaların da toplantıda gündeme geldiğini bildirdi.

Toplantıda ayrıca Avrupa Birliği (AB) ile daha pozitif bir gündemin oluşmasına vurgular yapıldığını, özellikle "9'uncu fasıl" denilen mali hizmetlerle ilgili fasılda AB ile çalışma hususunun vurgulandığını anlatan Yılmaz, "Biliyorsunuz bugünlerde Gümrük Birliğinin modernizasyonu güncellenmesi konusunu çalışıyoruz. Vize kolaylığı konusunda bir gündemimiz var. Önümüzdeki dönemde tabii ki farklı konularda AB ile de ilişkilerin geliştirilmesi hepimizin üzerinde mutabık olduğu bir çerçeve." ifadelerini kullandı.

YATIRIMA DÖNÜK KREDİLERLE İLGİLİ BAŞLATILAN ÇALIŞMA KAMUOYUYLA PAYLAŞILACAK
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bugünkü toplantıda finans kesimiyle reel sektör arasındaki tamamlayıcılığı ve bu iki önemli sütunun birlikte çalışması gerektiğini gördüklerini dile getirdi.

Bir taraftan sağlıklı işleyen bir finans piyasası, diğer taraftan reel sektörün de ihtiyaçlarının karşılandığı bir piyasa oluşmasının öneminin altını çizen Yılmaz, fonların sağlıklı kaynaklarla oluşturulmasının ve doğru projelere yönlendirilmesinin finans sektörünün kalkınma sürecine vereceği en büyük destek olduğunu belirtti.

Bu konuda da fikirlerin ifade edildiğini aktaran Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir taraftan Merkez Bankamızın para politikası ve enflasyonla mücadele politikası gereği yaptığı miktar sıkılaştırmaları var. Ama bir taraftan da bu enflasyonla mücadele ederken resesyona düşmeme, yatırımı, üretimi, ihracatı devam ettirme çabamız var. Bu ikisini aynı zamanda başarmak durumundayız. Dikkat ederseniz son dönemlerde yapılan miktar sıkılaştırmaları, yatırımı, ihracatı ve üretimi kapsamıyor. Bunları istisna kılıyor Merkez Bankamız. Burada net bir politika çerçevesi ortaya konmuş durumda. Yine sürdürülebilir kalkınma perspektifi çerçevesinde Türkiye'yi orta gelir, üst-orta gelirden yüksek gelirli ülkeler ligine çıkarma perspektifi içinde, bilgi tabanlı, teknoloji tabanlı, katma değeri yüksek bir ekonomi inşa etme çabası içinde. Yatırıma dönük kredilerin de daha nitelikli, daha seçici bir şekilde devam etmesi gerektiği hususunda da yine tartışmalar yaptık. Bu konuda bir çalışma başlatmış durumdayız. Önümüzdeki günlerde kamuoyuyla inşallah paylaşacağız. Geçmişten de çıkardığımız derslerle daha güçlü, daha nitelikli bir programı hayata geçireceğiz."

"SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEYİ SAĞLAMAK DURUMUNDAYIZ"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bir taraftan enflasyonla mücadele edeceklerini, bir taraftan da istikrarlı büyüme hedefi için de sosyal refahı arttırma ve kalkınmış bir ülke haline gelme perspektifiyle seçici bir anlayışla kredi çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti.

Toplantıda deprem konusunun da gündeme geldiğine değinen Yılmaz, gelecek 2 yılın en önemli gündemlerden birinin deprem sonrası rehabilitasyon çalışmaları olacağına işaret etti. Yılmaz, kalıcı konutların inşa edilmesi, altyapı çalışmalarının tamamlanması ve ekonomik sosyal hayatın normalleştirilmesi bağlamında yapılacak birçok şey olduğunu, burada yine finans kesimine önemli sorumluluklar düştüğünü söyledi.

Yılmaz, daha uzun vadeli şekilde deprem ve diğer afetleri de dikkate alıp sigortacılık konusunda yapılabileceklere ilişkin fikirlerin toplantıda ele alındığını kaydetti.

Kısa vadeli mevduat yapısıyla uzun vadeli projelerin finanse edilmesindeki zorluklar ile sektörde daha uzun vadeli bir kaynak arayışı ve sermaye yapısını güçlendirme meselelerinin de toplantıda tartışıldığını aktaran Yılmaz, "Bu çerçevede yine yeni finansal enstrümanlar konusu da gündeme geldi. Tabii ki düzenleyici kurumlarımızın, Merkez Bankamızın da koordinasyonu içinde İFM dediğimiz İstanbul Finans Merkezi'nin de ruhuna uygun bir şekilde önümüzdeki dönemde çok daha fazla alternatif finansal enstrümanların geliştiği bir ülke olmak durumundayız. Kamu-özel diyaloğunun bu anlamda da çok kıymetli olduğunu ifade etmek isterim." diye konuştu.

Toplantıda, "dijitalleşme", "dijital finans", "yeşil finans" gibi konuların da konuşulduğunu dile getiren Yılmaz, bu konuda uluslararası standartlar ve gelişmelerin de dikkate alınıp düzenleyici çerçevenin geliştirilmesi gerektiği konusunda görüşlerin sunulduğunu söyledi.

Yılmaz, yeşil finansın önemine dikkati çekerek, "Sürdürülebilir bir büyümeyi sağlamak durumundayız. Kısa vadeli gelgitler değil, sürdürülebilir, istikrarlı büyümeyle yolumuza devam etmenin önemi, yine hepimizin üzerinde mutabık kaldığı bir konu." dedi.

"FİNANS KESİMİ SADECE PARASI OLANA PARA VEREN BİR YAPI OLMAMALI"
Finans sistemiyle ilgili girişim sermayesi ve proje bazlı finans gibi konuların üzerinde durduklarını ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

"Burada da şunun altını çizdik. Finans kesimi sadece parası olana para veren bir yapı olmamalı. Teminat sorunu yaşayan ama iyi projesi olan, sermayesi olmasa da projesiyle finans arayan kesimlere de destek olan bir çerçevede gelişmeli. Burada da bir mutabakat var. Son dönemlerde özellikle girişim sermayesi fonları konusunda atılan adımları bankalarımız kısaca özetlediler. Teknokentlere yeni bir bakış geliştirmenin gereğinin altını çizdiler. Yatırım fonlarıyla ilgili yine düşüncelerini ifade etmiş oldular. Teminatçı sorunlarının daha etkili çözülmesi konusunda da yine görüşler ifade edildi."

Yılmaz, bu kapsamda katılım finans ve kalkınma bankacılığı, yatırım bankacılığı gibi konuların da gündeme geldiğini, "sadece parası olana değil iyi projesi olana destek olan bir sistemin nasıl geliştirilebileceğinin" tartışıldığını aktardı.

"İLK KONUT EDİNİMİNİ DESTEKLEYİCİ BİR ÇERÇEVE İÇİNDE HAREKET EDECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, konut arzını artırma konusunda çeşitli değerlendirmelerin yapıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Birinci konut edinimini özellikle daha güçlü bir şekilde teşvik edecek mekanizmalar üzerinde durduk. Bu konuda Merkez Bankamızın da BDDK ile birlikte çalışmaları var. Önümüzdeki dönemde inşallah bu konularda da daha yeni adımlar bekliyoruz. Konut arzını arttırmak, konut maliyetlerini düşürmek ve konut edinimini arttırmak durumundayız. Geçmişte Devlet Planlama Teşkilatı ve Dünya Bankası ortak bir çalışma yapmıştık. Orada da rakamsal olarak şu tespit edilmişti. İlk konut edinimi hem sosyal refahı hem de makro düzeyde istikrarı çok daha destekleyici bir hadise. Tasarruf oranlarını arttırıyor ve sosyal refahı artırıyor. Dolayısıyla kamu olarak biz bu ilk konut edinimini destekleyici bir çerçeve içinde hareket edeceğiz."

Toplantının ardından İstanbul Finans Merkezi alanında incelemelerde bulunan Yılmaz yetkililerden bilgi aldı.


Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Dengeyi sağlarken esas yapmamız gereken, gelişmek, sosyal refahı artırmak zorunda olan bir ülke olarak yatırımları düşürmek değil, tasarrufları artırmak ve yatırımları sağlıklı tasarruflarla, kaynaklarla desteklemektir." dedi.

Yılmaz, Orta Vadeli Program (OVP) hazırlıkları kapsamında, İstanbul Finans Merkezi'nde (İFM) finans dünyasının temsilcileriyle bir araya geldi.

Toplantının açılışında konuşan Yılmaz, OVP hazırlıkları kapsamında, geçen günlerde iş dünyası, işçi, işveren ve memur sendikası temsilcileriyle görüşmeler gerçekleştirdiklerini hatırlatarak, gelecek günlerde tarım sektörü temsilcileri ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği organizasyonuyla bütün illerden iş dünyası temsilcilerini dinleyeceklerini ifade etti.

Yılmaz, tasarruf sahipleri ile kaynak kullanmak isteyen kesimler arasında aracılık yapan finans sektörü ne kadar iyi ve güçlü işlerse ekonomik aktivite açısından bir kazanç olduğuna işaret ederek, tasarrufların artırılması ve doğru alanlara yönlendirilmesinin son derece kritik olduğunu söyledi.

Türkiye finans sektörünün son 20 yılda büyük bir gelişim gösterdiğine dikkati çeken Yılmaz, bu sektöre yönelik düzenlemelerin gelişmiş ülkelerle oldukça paralel bir şekilde yürüdüğünü kaydetti.

"EN ÖNEMLİ BEKLENTİLERİMİZDEN BİRİ TASARRUF ORANLARIMIZIN ARTTIRILMASI"
Yılmaz, finans sektörünün birçok alanda ciddi potansiyele sahip olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"OVP çerçevesinde en önemli beklentilerimizden bir tanesi tasarruf oranlarımızın arttırılması, cari açık dediğimiz mesele de büyük oranda bununla ilgili. Bir ülkedeki toplam yatırımları, toplam tasarrufunuzla finanse edemiyorsanız dış finansmana ihtiyacınız oluşuyor. Dış finansman dediğimiz de bir anlamda cari açığa tekabül ediyor. Dolayısıyla kalkınmakta olan bir ülke olarak yatırımları düşürmeyi değil tasarrufları artırmayı hedeflemek durumdayız. Dengeyi sağlarken esas yapmamız gereken, gelişmek, sosyal refahı artırmak zorunda olan bir ülke olarak yatırımları düşürmek değil, tasarrufları artırmak ve yatırımları sağlıklı tasarruflarla, kaynaklarla desteklemektir. Dolayısıyla OVP çerçevesinde cari açığı aşağıya düşürerek, sürdürülebilir bir büyüme perspektifini güçlendirmek bakımından finans sektöründe tasarruf oranlarını artırmak bizim için çok çok kıymetli."

"YAPISAL REFORMLAR DA ÇOK KIYMETLİ"
Esas olanın finansal çeşitliliği sağlamak ve finansal piyasaları geliştirmek olduğunu belirten Yılmaz, İFM'nin dünyadan daha fazla sermayeyi cezbeden bölgesel ve küresel düzeyde bir finans cazibe merkezi olmasını hedeflediklerini anlattı.

Yılmaz, OVP'yi üç sac ayağı üzerine inşa ettiklerine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Birincisi mali disiplin. Son dönemlerde yaşadığımız büyük bir felaket var, deprem meselesi var. Depremin tek seferlik etkileri hariç, bütçe açığının milli gelire oranını AB standartlarında sürdürme perspektifimiz var. Diğer taraftan parasal politikalar, para politikamızın para çerçevesi yine OVP'de yer alacak. 2026 perspektifinde hazırlayacağımız OVP'nin hedefi tek haneli enflasyona ülkemizi kavuşturmak. Bu çerçeveyi Merkez Bankası'yla birlikte hükümetimiz, hedef birliği içinde ortaya koyacaktır. Aşama aşama, sabırla doğru politikaları takip ederek, bu hedefe hep birlikte ulaşacağımıza yürekten inanıyorum. OVP'nin üçüncü bir ayağı var yapısal reformlar. Yapısal reformlar da çok kıymetli. Yapısal reformlarda iki etki var. Bir tanesi orta vadeli somut etkiler. İkincisi de beklenti kanalıyla kısa vadeli etkiler, her ikisini de önemsiyoruz. Yapısal reformlar yapabilen ülkeler orta vadede somut değişimler yapabildikleri gibi, kısa vadeli olarak da beklentileri güçlendiren ülkelerdir."

Bu her üç konuda finans kesiminin önemli öneri ve tavsiyeleri olacağına inandığını dile getiren Yılmaz, geçiş sürecinde olduklarını, belli politikalarda güncellemeler gerçekleştirdiklerini ve bu geçiş sürecinde de sistemin iyi işlemesinin, tek tek aktörlerin pozisyonlarının önünde olması gerektiğini düşündüklerini belirtti.

Yılmaz, bankacılık-finans sektörünün önemli bir alt yapıya sahip olduğuna dikkati çekerek, ülkenin ve sektörün iyiliğini, ortak menfaatini de gözden kaçırmadan bir süreç yönetiminin son derece kıymetli olduğunu ve bankacılık-finans kesiminin bu geçiş sürecinde üzerine düşen rolü etkili bir şekilde hayata geçireceğine inandığını sözlerine ekledi.

Toplantıya, Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu ve Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Alpaslan Çakar, Vakıflar Bankası, Türkiye İş Bankası, Halk Bankası, Türkiye Garanti BBVA, Yapı ve Kredi Bankası, Akbank, QNB Finansbank, Denizbank, Türk Eximbank, Türk Ekonomi Bankası ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası temsilcileri katıldı.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Sürdürülebilir yüksek büyüme için mutlaka yatırım, istihdam, üretim ve ihracat döngüsünün önceliklendirilmesi lazım. Bu konuda son derece kararlıyız. Vergi, kredi ve teşvik politikasını bütün bu hususları ona göre şekillendireceğiz." dedi.

Bakan Şimşek, Batman Organize Sanayi Bölgesi'nde (OSB) faaliyet gösteren All Alçı AR-GE Merkezi'nin açılışı amacıyla düzenlenen törende, önemli bir teknoloji üssünün, bir AR-GE merkezinin açılışı vesilesiyle bir arada bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu söyledi.

Batman'da 1991'de OSB'nin kurulduğunu kaydeden Şimşek, "2002 yılına kadar yani AK Parti hükümetlerine kadar bir fabrika burada kurulu ve faal. O da bir un fabrikası. Bugün, 500 yatırımcımız sırada yer bekliyor. 128 faal fabrikamız var. 12 binin üzerinde her gün üreten. Bu üretim üssü sayesinde evine aş götüren kardeşimiz var. 12 bin önemli bir rakam. OSB'yi biz büyüttük. 1000 dönümle başlayan OSB süreci bugün 3 bin 800 bin dönüme yakın bir alanda 128 faal fabrika." ifadelerini kullandı.

En önemli önceliklerinin Batmanlı hemşerilerine iş, aş ise OSB'yi tekrar kat kat büyütmeleri gerektiğini aktaran Şimşek, 2002 sonrasında neredeyse dörde katladıysa tekrar dörde katlamaları gerektiğini belirtti.

Bakan Şimşek, şöyle konuştu:

"Evet size çok abartılı gelebilir. 12 milyon metrekare ama ben inanıyorum ki Batman bu potansiyele sahip, çünkü artık sadece ülkeler yarışmıyor. Ülkeler içerisinde iIller de yarışıyor, rekabet içinde. Batman'ın hedefi tabii ki Güneydoğu'da Gaziantep'le birlikte liderlik rolü. Ben inanıyorum ki bunu başarabilir. Zaten bugüne kadarki performans da bunu gösteriyor. Düşük, orta-düşük teknolojiden bahsetmiyoruz. Aslında ürün niteliği ön planda olan, bunu geliştirmeye yönelik bir AR-GE merkezinin açılışında beraberiz. O da bütün bu sıçramayı yapmak için bütün koşullar, genç bir nüfus ve üniversitemiz var."

Eğitime, hava yolu, kara yolu ve demir yolu anlamında bütün altyapıya ciddi yatırımlar yaptıklarını anlatan Şimşek, gelecek dönemde bu yatırımların devam edeceğini bildirdi.

Eğitilmiş insan noktasında dışarıdan buraya nitelikli insan, yöneticiler ve AR-GE elemanları çekmeleri gerektiğini dile getiren Şimşek, "Az önce AR-GE merkezinde Almanya'dan buraya gelmiş ve şu anda burada çalışan bir kardeşimizle tanıştık. Dolayısıyla altyapıda bir dar boğazımız yok. Yani üretimin ve ihracatın önünde bir dar boğaz yok." ifadelerini kullandı.

"TEK AMACIMIZ VAR, ÜLKEMİZE KATMA DEĞER YARATMAK, İSTİHDAM OLUŞTURMAK, İHRACAT YAPMAK"
AR-GE merkezlerine, burada 100 lira yatırım yapana 6. bölge olması hasebiyle 118 liralık destek verdiklerini anlatan Şimşek, bütün 6. bölgedeki illere 12 yıla varan teşvikler verdiklerini dile getirdi.

Vizyon sahibi girişimciler, girişimcilik ve ekip ruhunun olması gerektiğini ifade eden Şimşek, şöyle devam etti:

"Şimdi bugün çok şükür valimizle, milletvekillerimizle, STK'larımızla, iş adamlarımızla bu ekip var. Tek amacımız var, ülkemize katma değer yaratmak, istihdam oluşturmak, ihracat yapmak. Yani ülkemizin ve Batman'ımızın refahını arttırmak. Başka hiçbir gündemimiz yok, başka hiçbir amacımız yok. Dolayısıyla bu ekip ruhunu da biz pekiştirdiğimiz ölçüde biz bu potansiyeli gerçekleştirebiliriz. İleride bugün tohumlarını attığımız bu çabalar sayesinde belki sadece Türkiye'nin güneydoğusu, doğusu değil, daha geniş bir coğrafyada birçok ilin yöneticisi, girişimcisi için Batman ilham kaynağı olacak. Çünkü Batman bu potansiyelini harekete geçirdiği ölçüde lider olacak, arayı kapatacak."

Yeni dönemde en büyük önceliklerinin makro finansal istikrarın pekiştirilmesi olduğunu belirten Şimşek, bunun için para politikasında bir rasyonelleşmeye doğru gittiklerini anlattı.

Türkiye'nin bütçe dengelerini kriterler ölçüsünde şekillendirdiklerini, bir taraftan mali disiplini tekrar tesis ettiklerini, bir taraftan para politikasında enflasyonu tek haneye düşürecek bir çaba içerisine girdiklerine işaret eden Şimşek, bunları destekleyecek bir de yapısal reformun gündemlerinde bulunduğunu, eylül ayının başında Orta Vadeli Programı (OVP) açıklayacaklarını, OVP'de yapısal reformlar noktasında da yol haritalarını paylaşacaklarını bildirdi.

Bakan Şimşek, şunları kaydetti:

"OVP, hem özel sektör hem kamu sektörü için önemli bir rehber ve yol haritası fonksiyonunu yerine getirecek. Enflasyon politikasını Merkez Bankası paylaştı. 2024 ve sonrasında gerek para politikası gerek maliye ve gerekse gelirler politikasını biz bu çerçevede şekillendireceğiz. Dolayısıyla enflasyonu tekrar tek hanelere düşürmek için bütün politika araçlarını kullanacağız. Fiyat istikrarı sağlandığında ülkemizin çok daha hızlı büyüyeceğini geçmişte gösterdik. 1923 ile 2002 arası ortalama büyümeye oranla son 20 yıldaki ortalama büyüme oranını karşılaştırdığınız zaman 1 puan daha yukardayız. Çünkü uzun bir süre enflasyonu tek hanede tutabildik. O büyüme potansiyelimizi, büyüme performansımızı artırdı. 1 puan diye geçiştirip durmayın. 100 yıllık bir perspektifle baktığınız zaman Türkiye ekonomisi ölçeğinde 1 puan, 1 trilyon dolara denk geliyor. Dolayısıyla ekonomimizi eğer biz fiyat istikrarı sağlayabilirsek ki bu konuda kararlıyız ve büyümemizi yukarı çekebiliriz. Bu Türkiye'nin gelişmiş ülkelerle arayı daha hızlı kapatmasını sağlayacak."

"İHRACATÇININ FİNANSMANA ERİŞİM SORUNUNU ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ÇÖZECEĞİZ"
En büyük önceliklerinin ihracat olduğunu belirten Şimşek, şöyle dedi:

"İhracatı öncelediğimizi nereden anlayacaksınız? İhracat reeskont kredilerini biz şimdi günlük 5 katına çıkarma kararı aldık, yaklaşık olarak. Yani günlük 350 milyon liralık o civarda bir kaynak tahsis edilmişti. Şimdi biz onu günlük 1,5 milyar liraya çıkartma kararı aldık. Dolayısıyla ihracatçının finansmana erişim sorununu önemli ölçüde çözeceğiz. Körfez'e yaptığımız ziyaretlerde özellikle ihracatın finansmanını ön planda tuttuk. Ve inanıyorum ki Körfez merkezli finans kuruluşlarından da ihracatın finansmanına yönelik çok önemli imkanlar Türkiye'ye tahsis edilecek. Dolayısıyla ihracatçımızın finansmana erişim sorunu büyük ölçüde çözmüş olacağız."

İhracat için üretim yapmak, üretim için de yatırım gerektiğini vurgulayan Şimşek, esas önceliklerinin yatırım olduğunu dile getirdi.

Üretken kapasiteye imkanları kanalize edeceklerini kaydeden Şimşek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Teşvik, kredi imkanlarını biz yatırımlara yönlendireceğiz. Yatırım, üretim, tabii ki üretim için istihdam lazım ve ihracat. Bu döngü Türkiye'yi müreffeh yapacaktır. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde iç talebi yeniden dengelememiz gerekiyor. Sadece krediyle sadece iç taleple büyüyen bir ekonomi, sürdürülebilir yüksek büyümeyi yakalayamaz. Sürdürülebilir yüksek büyüme için mutlaka yatırım, istihdam, üretim ve ihracat döngüsünün önceliklendirilmesi lazım. Bu konuda son derece kararlıyız. Vergi, kredi ve teşvik politikasını bütün bu hususları ona göre şekillendireceğiz."

Batman'ın kendi bölgesinde Türkiye'nin önemli bir büyüme motoru olacağına inandığını, burada bir ekip ruhuyla bu potansiyelin gerçekleştirilmesi için ne gerekiyorsa yapacaklarını ifade eden Şimşek, "Ben ve ekibim Ankara'da tabii ki bütün Türkiye'nin hizmetindeyiz. Batman'ın da Doğu'nun da Güneydoğu'nun da diğer bütün bölgelerin sorununun çözümünde her zaman sizlerin hizmetindeyiz." diye konuştu.

Hizmet siyaseti yaptıklarını, muhalefetin sadece yapıcı olmayan eleştirel bir yaklaşımla sürekli bir şekilde olumsuzlukları ön plana çıkarttığına dikkati çeken Şimşek, önemli olanın ortaya çözüm koyabilmek olduğunu aktardı.

"Ortaya çözüm koyabildiğiniz ölçüde biz başarılı oluruz. Batman'da teknoloji, küresel katma değer üreteceğiz. Katma değer zincirinde ülkemizin yukarılara çıkmasında Batman katkıda bulunacak. Bu çok önemli, bugün bu alanda bir AR-GE merkezi var. Ben inanıyorum ki diğer girişimcilerimize örnek olacak." ifadelerini kullanan Şimşek, merkezin hayırlı olmasını diledi.

Törende, Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Zekeriya Kaya, Vali Ekrem Canalp ve AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu da konuşma yaptı.

Daha sonra Bakan Şimşek ve beraberindekiler, açılışını yaptıkları merkezi gezdi.

Programa, AK Parti Adıyaman Milletvekili İshak Şan, 14. İnsansız Uçak Sistemleri (İUS) Üs Komutanı Tuğgeneral İhsan Kaplan, Batman OSB Başkan Vekili Vecdin Nasıroğlu, kamu kurum ve sivil toplum kuruluş temsilcileri katıldı.

TAKVİM UYGULAMASINI İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN
GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.