Hisseli tapu, birden fazla kişinin aynı taşınmaz mal üzerinde sahip olduğu bir tapu türüdür. Her bir hissedar, mülkiyetin belirli bir yüzdesine sahiptir ve bu hisseler tapu kayıtlarında belirtilir.
Hisseli tapu, birden fazla kişinin aynı taşınmaz mal üzerinde sahip olduğu bir tapu türüdür. Her bir hissedar, mülkiyetin belirli bir yüzdesine sahiptir ve bu hisseler tapu kayıtlarında belirtilir.
Hisse Payı Kontrolü: Öncelikle, hisse paylarının kontrolünü elden kaybetmemek için dikkatli olunmalıdır. Hisseli tapu sahipleri, hisselerinin satışına veya devrine ilişkin herhangi bir kararı verirken diğer hissedarları ve mülkün geleceğini göz önünde bulundurmalıdır. Kontrolün kaybedilmesi, beklenmedik sonuçlara yol açabilir.
İletişim ve Anlaşma: Hisseli tapu sahipleri arasında iletişim eksikliği veya anlaşmazlık durumunda, mülkün geleceği belirsizleşebilir. Bu nedenle, hissedarlar arasında açık ve düzenli iletişim kurulmalı ve potansiyel anlaşmazlıklar önceden çözüme kavuşturulmalıdır.
Şufa Hakkı: Hisseli tapu sahipleri arasında şufa hakkı olarak bilinen bir öncelik hakkı bulunmaktadır. Bu hak, bir hisse sahibine, başka bir kişinin mülkiyete dahil olmasını engelleme yetkisi verir. Yani, bir hisse sahibi kendi hissesini satmaya karar verse bile, diğer hissedarlar bu satışı iptal edebilir ve hisse payını satın alabilir. Ancak bu hak, belirli istisnai durumlar dışında geçerlidir.
İcra Durumu: Hisseli tapu sahiplerinden birinin icra borcu varsa, bu durumda o hisse payı icra yoluyla satılabilir ve diğer hissedarlar şufa hakkını kullanamazlar. Bu, gayrimenkulün tamamının üçüncü bir kişiye ortak olmasına neden olabilir. Bu nedenle, hisse sahipleri, hisse paylarının icra yoluyla satılmasını önlemek için dikkatli olmalıdır.
İzale-i Şuyu Davası: Bu dava, gayrimenkulün bölünmesinin zor veya mümkün olmadığı durumlarda ortaya çıkar. Mahkeme, mülkiyetin paylaştırılamayacağına karar verirse, ekonomik olarak güçlü olan kişi tüm gayrimenkulu satın alma hakkına sahip olur. Bu durum, diğer hissedarların paylarını değerinin altında satmalarına neden olabilir. Bu nedenle, hissedarlar arasındaki iletişimi güçlendirmek ve anlaşmazlıkları önlemek çok önemlidir.