Fransız deniz arkeoloğu Franck Goddio tarafından keşfedilen ve değerli buluntuların gün yüzüne çıkarıldığı Heracleion, Mısır'ın tarihi ve denizcilik mirasının önemli bir parçasını temsil ediyor. Bu eşsiz keşif, Mısır'ın Akdeniz'deki en büyük limanı olarak bilinen Heracleion'un sular altındaki hikayesini anlatıyor.
ALTIN TAKILAR, GÜMÜŞ TABAKLAR...
Franck Goddio'nun keşif ekibi, Heracleion'un sular altındaki kalıntıları arasında çeşitli hazineleri gün yüzüne çıkardı. Bu hazineler arasında altın takılar, gümüş tabaklar, Mısır hiyerogliflerinden yapılmış bir sembol olan Djed, ve seramik el gibi dikkat çekici öğeler bulunuyor.
Heracleion MÖ 8. yüzyıl civarında kurulmuş ve Yunan dünyasından gelen tüm gemiler için Mısır'a zorunlu giriş limanı haline gelmiştir. Ancak, muhtemelen MS 8. yüzyılda çeşitli doğal felaketler -muhtemelen depremler ve tsunamiler- sonucu tamamen Akdeniz'in derinliklerine gömülmüş.
Franck Goddio, Heracleion'un kaybının ardındaki felaketi araştırırken, tapınaktan devasa taş blokların felaket sırasında çöktüğünü tespit etti. Bu hassas nesnelerin bu felaketi bozulmadan hayatta kalan şekli, arkeologlar için son derece dokunaklı bir keşif oldu.
Heracleion, Akdeniz bölgesinin en önemli ticaret merkezlerinden biriydi. İskenderiye'nin kurulmasından önce Mısır'ın en büyük liman kenti olan Heracleion, tarihi ve denizcilik açısından büyük bir öneme sahiptir.
TARİHE GEÇECEK KEŞİF
Heracleion'un suyun altından çıkan bu değerli hazineler, Mısır'ın tarihi zenginliğine ve liman kentinin eski sakinlerinin dindarlığına ışık tutuyor. Bu muazzam keşif, tarihe ışık tutan ve geçmişin sırlarını gün yüzüne çıkaran bir hazine olmaya devam ediyor.