6 Şubat depremlerinin ardından yeniden yoğunlaşan kentsel dönüşüm çalışmalarına yeni çıkartılan yasal düzenleme ile başka bir boyut kazandırılıyor.
İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye'deki sorunlu binalar yıkılarak yenisi yapılacak. Daha önce tüm maliklerin onayı gerekirken artık çoğunluk karar verecek. Karara katılmayanların evini kaybetme riski bile var.
RİSK TESPİTİ YAPTIRIN
Uzmanlar özellikle 1999 öncesinde yapılmış binaların mutlaka risk tespitinin yaptırılması gerektiğini belirtiyor. Eğer, projesiz, ruhsatsız bir yapıda yaşıyorsanız, binanızda hazır beton kullanılmadıysa, kolon ve kirişlerde çatlaklar varsa, bodrumda rutubet, demirlerde paslanma ve beton aralarında deniz kabukları görüyorsanız risk tespiti yaptırmanız gerekiyor.
YIKIM KARARI VERİLİYOR
Yeni yasaya göre; riskli kararı verildiyse, Kentsel Dönüşüm Başkanlığı veya idare (belediyeler, il özel idareleri) tarafından yapıya riskli yapı yazısı asılıyor. Daha sonra maliklere tebliğ ediliyor.
90 günlük tahliye sürecinden sonra yıkım işlemi gerçekleşiyor. Bir binada salt çoğunluk ile karar alındıysa, karara katılmayanlar için ek bir toplantı yapılması zorunlu değil. Salt çoğunluğun aldığı karar ve anlaşma şartlarını içeren teklif, karara katılmayanlara noter vasıtasıyla veya muhtarlıkta 15 gün ilan edilerek bildirilecek. Toplamda 30 gün içerisinde karara katılmayan arsa sahibinin payı açık arttırma ile satılacak. Yani karara katılmayan ya da katılamayanlar evini kaybedecek.
YETKİLİ FİRMALARA GİDİN
Riskli yapı tespitini, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı lisansı olan firmalar yapabiliyor. Firmaların listesi bakanlığın sitesinde yer alıyor. Sonuç riskli ise, karar maliklere tebliğ edilirken, tapuya ve bakanlığa da bildiriliyor. Bu da geri dönüşü olmayan yıkım sürecinin başladığını gösteriyor. Kamu destekleri için bu yolun seçilmesi gerekiyor.
YENİDEN YAPILACAK
Ülkemizde dönüşüm çalışmaları ağırlıklı olarak müteahhit firmalarla yapılan kat karşılığı anlaşma üzerinden ilerliyor. Arsa sahipleri bir firma seçiyor, pazarlık yapıyor. Firma da hak sahiplerine verdikleri pay dışında kendilerine kalan bölümü satarak işi finanse ediyor.