Asgari ücretin açıklanmasının hemen sonrasında zincir marketlerdeki fiyat etiketi değişiklikleri dikkat çekti. Vatandaşlar, sosyal medya hesaplarından durumu eleştirdi. Tüketici Konfederasyonu (TÜKONFED) Başkanı Aydın Ağaoğlu ise, "Asgari ücretin açıklandığı günün akşamı yine etiketlerle oynandı. Geçmişte 'Dolar arttı, akaryakıt fiyatları yükseldi' derlerdi. Şimdi mazeretleri ne?" dedi. Yeni yıla girilmesiyle de etiketlerin yine değişeceği belirtildi.
Asgari ücret 27 Aralık Çarşamba günü akşam saatlerinde açıklandı. Açıklamanın ardından kamuoyunda 3 harfli marketler olarak anılan market zincirlerinde etiketler değiştirilmeye başlandı. Bir marketin, çalışanlarına 27 Aralık akşamı attığı 'etiket değiştirme mesaisi' mesajı da tartışmalara neden oldu. Öte yandan marketlerde ki etiketler kontrol edildiğinde, asgari ücret zammının açıklanması sonrasında 27-28-29 Aralık itibariyle birçok ürüne zam yapıldığı görüldü. Tüketici Federasyonu Başkanı Aydın Ağaoğlu, cezaların artırılması yönünde çağrı yaparken vatandaşları da fark ettikleri an şikayette bulunmaları gerektiğini hatırlattı.
'ASGARİ ARACIN AÇIKLANDIĞI GÜNÜN AKŞAMI YİNE ETİKETLERLE OYNANDI'
"Asgari ücret açıklanmadan zamlar yapılmaya başlandı" diyen Ağaoğlu, "Asgari ücretin açıklandığı günün akşamı yine etiketlerle oynandı. Geçmişte 'Dolar arttı, akaryakıt fiyatları yükseldi' derlerdi. Şimdi mazeretleri ne? Temmuz'dan bu yana dolardaki artış yüzde 10 dolaylarında. Oysa temel gıda ve ihtiyaç ürünlerindeki fiyat artışları yüzde 20 ile 40 aralığında gidiyor" dedi.
'BİZLERİN UCUZ DİYE TERCİH ETTİĞİMİZ 3 HARFLİLERİN ÜÇÜ DE MAALESEF FİYATLARI DEĞİŞTİRDİLER'
Etiketlerdeki fiyat değişikliği tarihlerine bakıldığında, asgari ücretin açıklandığı akşam itibariyle yapıldığının da altını çizen Ağaoğlu, "Zaten bir süredir asgari ücret tartışılıyordu ve etiketlerde fiyatlar yükseliyor. Kimsenin böyle gerekçesiz, haksız fiyat artışı yapmaya imkana kavuşacağını zannetmemesi lazım. Burası demokratik hukuk devleti. Bu noktada rekabet kurulu ceza uygularken, haksız fiyat artışı değerlendirme kurulu daha Aralık toplantısında birçok firmaya para cezası uygulamışken bunlar pervasızca etiketleri değiştiriyorlar. Piyasa da hakim olan zincir marketler, özellikle bizlerin ucuz diye tercih ettiğimiz 3 harflilerin üçü de dün akşam maalesef fiyatları değiştirdiler. Sebep, asgari ücret arttık. İyi de o asgari ücret vatandaşın cebine girmedi. İşin kötü tarafı şudur, bunlar önümüzde ki ay da asgari ücret arttı, personel giderlerimiz yükseldi diyerek yeniden zam yapacaklar. Bunu için mutlaka geçmişte olduğu gibi alış fiyatı, satış fiyatıyla birlikte yazılsın" diye konuştu.
'CEZALAR CİRO İLE ORANTILI OLMALI, İFŞA EDİLMELİ, ISRARLA YAPILIYORSA KAPATILMALI'
"Her şeyden önce ambalajlı ürünlerin üzerine tavsiye edilen satış fiyatı mutlaka yazılmalı" diyen Aydın Ağaoğlu, " Ticaret Bakanlığı'nın yaptığı cezalar, rekabet kurulunun yaptığı gibi ciro üzerinden hesaplanmalı. 500 bin liralık bir ceza, mahalle bakkalını, manavını, esnafını batırır ama binlerce mağazası olan zincir marketi için belki birkaç dakikalık cirosu tutarındadır. Cezalar ciro ile orantılanmalı, ifşa edilmeli, ısrarla yapılıyorsa kapatılma getirilmeli, o zamları kapatmaya rağmen ısrarla devam ettiriyorsa ebediyen ticaretten men edilmelidir" ifadelerini kullandı.
'ÇALIŞANLARA, MÜDÜRLERİNE MESAJ GÖNDERDİLER'
Kurumsal marketlerin çalışanlarına gönderdikleri etiket değiştirme mesaisi mesajlarını da değerlendiren Ağaoğlu, "Asgari ücret akşamüzeri açıklandı. Saat 20 civarı bazı 3 harfli zincir marketlerde; çalışanlara, müdürlerine mesaj gönderilerek fiyat etiketi için mesaiye kalınması ve personel ayarlanması istendi. Bunu da yalanlamadılar. Tüm tüketiciler, bilinçli bir birey olarak etiketleri kontrol etsinler, fiyat değişiklik tarihine baksınlar. Asgari ücretle bağlantılı bu süreçte, Aralık ayında fiyatları fahiş artan ürünleri ellerindeki cep telefonları ile fotoğraflarını, videolarını çekip Ticaret Bakanlığı bünyesindeki haksız fiyat değerlendirme kuruluna internet üzerinden kolayca aktarsınlar ki bunlar karşılıksız kalmasın" dedi.
'FİYATLAR DEĞİŞMEMİŞ DEDİLER BENDE BIRAKIP ÇIKTIM'
Marketlerdeki etiket değişikliklerine tepki gösteren Mehmet Sertcan, "Asgari ücret gelmeden bir zam gelmişti, asgari ücret söylendi yine zam geldi. Yılbaşından sonra bir ayar çekip yine zam gelecek" dedi. Alaattin Örnekoğlu ise, "Fiyatlar o kadar değişiyor ki, 3 harflilerden bir tanesine girdim. Yumurta alacaktım, baktım 53 lira. Kasaya geldim, 59 lira dedi. Orada 53 liraya yazıyor dedim. Her halde fiyatlar değişmemiş dediler bende bırakıp çıktım" diye konuştu.
'BİR GÜN ALDIĞIMIZI ERTESİ GÜN ALAMIYORUZ'
Fiyat artışlarının kaçınılmaz olduğunu düşünen Sabiha Yılmaz de, "Onun asgari ücretle alakası yok bence, zaten her gün değişiyor. Bir gün aldığımızı ertesi gün alamıyoruz. Market personellerine de maaş gelecek, onlarda maaşlarını Ocak'ta zamlı alacaklar" dedi. Nuran Bulut ise, "Bu devletin görevi, denetlemesi gerekiyor. Bu kadar basit. Siz, biz müdehale edemeyiz." ifadelerini kullandı.
VATANDAŞ TEPKİLİ
Asgari ücret açıklanmadan önceki fiyatlarla açıklandıktan hemen sonrasındaki fiyatlar arasında fark olduğunu gören vatandaş büyük tepki gösterdi.
Konuyu köşesine taşıyan Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör, "Fakat daha alınan kararın mürekkibi kurumadan ne bu acele... Yakında işten çıkarma ya da elden ücret ödemeleri veyahut 'döviz artsın, rekabet edemiyoruz' açıklamalarını da duymaya başlarsanız, şaşırmayın" dedi.
İşte Dilek Güngör'ün o yazısı:
Milyonların beklediği asgari ücret zammı açıklanır açıklanmaz iş dünyasından sesler yükselmeye başladı. Her zamanki gibi ilk cümlelerinde "Çalışanlarımızın mağdur olmaması ve refah içinde yaşamaları hepimizin ortak arzusu" diyorlar. Fakat sonra bir "ama" geliyor. "Ama"nın sonu vatandaş için pek de hayırlı değil tabii...
Hemen hemen hepsinin ortak görüşü şu; "Maliyet baskısı için devlet destek versin."
Arkasından da çıkarıyorlar ağızlarındaki baklayı; "Ücretlerdeki artışın önümüzdeki aylarda fiyatlara yansıması olacak."
Yani "sattığımız ürünlere zam yapacağız" diyorlar. Asgari ücretteki artışın üretici fiyatlarına yüzde 25-30 yansıyacağını, bunun da perakende fiyatları artıracağını söylüyorlar.
Özellikle emek yoğun sektörler... Lokanta-oteller, toptan- perakende ticaret yapanlar, hazır giyimciler, mobilyacılar ve inşaatçılar...
Tabloya bakarsak; Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2021 yılı Hanehalkı İşgücü Anketi mikro verilerine göre, tarım dışı sektörlerde çalışanların yaklaşık yüzde 43.1'i asgari ücretli. Asgari ücret ve altı çalışanların oranı sanayi sektöründe yüzde 50.4, inşaatta yüzde 71.4, hizmetlerde ise yüzde 37.9. Hizmet sektörünün alt kalemleri farklı... Konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 73. Perakende ticarette yüzde 64. Giyimde yüzde 70.5. Gıdada yüzde 67.1.
Açıklamalarından anladığım, özellikle emek yoğun sektörlerindeki işverenler artan işçilik maliyetini çıkarmak için zamları planlamış... Kısacası, işçiye verilen zammı kepçeyle toplama telaşında... Bu durumda olan kırk kanaat evini geçindirmeye çalışan işçiye olacak. 6 ay bile geçmeden aldığı 17 bin 2 TL'nin 3'te birinin eridiğini görecek.
Diyebilirsiniz ki, işveren ne yapsın?
Doğru...
Fakat daha alınan kararın mürekkibi kurumadan ne bu acele... Yakında işten çıkarma ya da elden ücret ödemeleri veyahut 'döviz artsın, rekabet edemiyoruz' açıklamalarını da duymaya başlarsanız, şaşırmayın!
Bu nedenle, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı'na çok iş düşüyor. Denetimlere her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
Son bir notum da şu; çalışma hayatının en mühim konularından bir tanesi olan asgari ücretin sosyal devlet ilkesiyle geliştirilip yaşam ücreti skalasından kurtarılması gerekiyor.
Bu konuda da gelir vergisinin kademeli olarak düşürülmesi, asgari ücret belirlenirken çalışandan ziyade ailenin de dikkate alınması gerekiyor.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ