Gayrimenkul sahiplerinin en büyük güvencesi olarak görülen tapu, bazı durumlarda beklenmedik sorunlara yol açabiliyor. Türkiye'de, müstakil tapu ve hisseli tapu olmak üzere iki farklı tapu türü bulunmaktadır. Müstakil tapu, gayrimenkulün tek bir kişiye ait olduğunu belirtirken, hisseli tapu ise mülkiyetin birden fazla kişi arasında paylaşıldığını gösterir. Bu durum, özellikle hisseli tapu sahipleri için büyük bir risk teşkil edebiliyor.
Hisseli tapu, gayrimenkulün mülkiyet hakkının birden fazla kişi arasında bölüştürüldüğü tapu türüdür. Bu durum, gayrimenkulün satışı ve devri konusunda bazı zorluklara neden olabiliyor. Öncelikli alım hakkı, hisseli tapu sahiplerinin bir güvencesi olmakla birlikte, icradan satışlar bu hakkın uygulanmadığı durumları oluşturuyor.
Bir hissedarın icralık olması durumunda, ilgili hisse payı icra yoluyla satışa çıkarılabilir. Bu durumda, diğer hissedarların öncelikli alım hakkı uygulanmıyor. Bu, gayrimenkulün tamamını kaybetme riskini beraberinde getirebiliyor. İcradan gelen üçüncü kişiler, bazen tüm tapuyu ele geçirmek için yasal yolları zorlayabiliyor.
Ortaklığın giderilmesi davası, hisseli tapuya sahip olanların karşılaşabileceği bir diğer risktir. Bu dava sonucunda, tüm hisse payları bir hissedar tarafından satın alınabiliyor. "Ya al ya sat" sistemi ile, maddi gücü yetersiz hissedarlar, gayrimenkulünü yok pahasına kaybedebilir.
Hisseli tapu sahiplerinin alması gereken en önemli önlem, hissedarların icralık borçlarını yakından takip etmektir. Bir hissedarın borcu varsa, bu borcun hisse payı satışı yapılmadan anlaşılarak kapatılması gerekmektedir. Bu, gayrimenkulün tamamının kaybedilmesini önleyebilecek kritik bir adımdır.
Hisseli tapu, bir gayrimenkulün birden fazla kişiye ait olduğunu gösteren bir tapu türüdür. Bu tür tapular, genellikle miras yoluyla ya da ortak yatırım amacıyla gayrimenkul satın alındığında ortaya çıkar. Hisseli tapuda, mülkiyet oranları belirtilir ve her bir hissedarın gayrimenkul üzerindeki payı oranında hakları bulunur.
Avantajları:
Dezavantajları:
Hisseli tapu, özellikle büyük aileler ve ortak yatırım yapmak isteyen gruplar için yaygın bir durumdur. Ancak, bu tür mülkiyetin yönetimi ve üzerinde anlaşmaya varılması konusunda dikkatli olunmalıdır.
