Her yıl dünyanın en önemli merkez bankacıları ve finansal piyasa katılımcılarını Wyoming eyaletinin Jackson Hole kasabasında bir araya getiren sempozyumda, bu yıl "Para politikasının etkinliğinin ve iletiminin yeniden değerlendirilmesi" teması ele alınacak. Sempozyuma TCMB Başkanı Fatih Karahan da katılım gösteriyor.
Kansas City Fed'in ev sahipliğinde 1978'den bu yana düzenlenen sempozyumun bu seneki teması kapsamında, küresel ekonomiyi etkileyen birçok önemli gelişme tartışılacak.
PİYASALARDA OYNAKLIK ARTABİLİR
Dünya genelinde enflasyonla mücadelenin sonuna yaklaşılırken, Fed'in eylülden itibaren izleyeceği yol haritası yatırımcıların odağında bulunuyor.
Para piyasasındaki fiyatlamalar Fed'in yıl sonuna kadar toplamda 100 baz puanlık faiz indirimi yapacağının öngörüldüğünü gösterirken, Powell'ın bugün saat 17:00'da yapacağı açıklamadan alınacak sinyallerin piyasalarda oynaklığı artırması bekleniyor.
Dün, Fed yetkilileri sözle yönlendirmelerini sürdürürken, Kansas City Fed Başkanı Jeff Schmid, enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2'ye çekilmesi gerektiğine işaret ederek, iş gücü piyasasının biraz sakinleşmesinin buna yardım ettiğini ancak daha yapılacak işler olduğunu söyledi.
İşsizlik verilerine daha yakından bakmakta fayda olacağını ifade eden Schmid, verilerin nereye varılacağını göstereceğini dile getirdi.
Boston Fed Başkanı Susan Collins de verilerin enflasyonun yüzde 2'ye geri dönmesiyle ilgili daha fazla güven sağlanması gerektiğine dikkati çekerek, faiz oranlarını düşürmeye başlamanın yakında uygun olacağını kaydetti.
Collins, farklı bir politika duruşuna geçildiğinde, kademeli bir indirim hızının yerinde olacağını belirtti.
Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker da veriler beklediği gibi performans gösterdiği sürece eylülde faiz indirimine sıcak baktığını dile getirdi.
Faiz indiriminin boyutundan ziyade istikrarlı bir gevşeme sürecine odaklanılması gerektiğine işaret eden Harker, yavaş ve metodik bir yaklaşımın doğru yol olduğunu düşündüğünü söyledi.
Söz konusu gelişmelerle ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi şu sıralarda yüzde 3,85'te, dolar endeksi de 101,3'te dengelendi.
Altının ons fiyatı yeni günde önceki kapanışın yüzde 0,3 üzerinde 2.492 dolardan, Brent petrolün varil fiyatı da önceki kapanışa paralel 76,6 dolardan işlem görüyor.
Dün, Dow Jones endeksi yüzde 0,43, S&P 500 endeksi yüzde 0,89 ve Nasdaq endeksi yüzde 1,67 geriledi. ABD'de endeks vadeli kontratlar yeni güne ise yükselişle başladı.
Avrupa borsalarında dün yön arayışı öne çıkarken, bölgede açıklanan veriler ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin güçlü kalmasına neden oluyor.
Buna göre, Almanya'da ağustos imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) 42,1, hizmet sektörü PMI da 51,4 ile öngörülerin altında gerçekleşti.
Avro Bölgesinde imalat sanayi PMI 45,6 ile tahminlerin altında kalırken, hizmet sektörü PMI 53,3 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti.
Dün İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,06 ve Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,24 yükselirken, Fransa'da CAC 40 endeksi ve İtalya'da FTSE MIB endeksi yatay seyretti. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar yeni güne ise yükselişle başladı.
Asya pay piyasalarında, Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları öncesinde yatırımcıların temkinli hareket ettiği görülürken, böle genelinde endeksler haftanın son işlem gününde dar bir bantta hareket ediyor.
Öte yandan, Japonya açıklanan verilere göre Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) temmuzda yüzde 2,8'le beklentilerin üzerinde artarken, bu durumun Japonya Merkez Bankasının (BoJ) faiz artırımı konusunda politika alanını rahatlattığı ifade ediliyor.
Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,5 yükselirken, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 0,5, Güney Kore'de Kospi endeksi ve Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,1 geriledi.
Dün alış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 0,17 artışla 9.921,40 puandan tamamladı.
Dolar/TL, dün yüzde 0,1 artışla 33,9065'ten kapanırken, bugün bankalararası piyasanın açılışında 33,9800 seviyesinden işlem görüyor.
Analistler, bugün yurt içinde finansal hizmetler güven endeksi, yurt dışında ise Jackson Hole Ekonomi Politikası Sempozyumu'ndan gelecek haber akışının ABD'de yeni konut satışlarının takip edileceğini dile getirerek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 9.900 ve 9.750 seviyelerinin destek, 10.000 puanın direnç konumunda olduğunu kaydetti.
ALTINDA HAREKETLENME OLABİLİR
Takvim Gazetesi Yazarı Faruk Erdem A Haber canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu. Erdem, "Altın bugün çok hareketlenebilir. Powell beklendiği gibi faiz indirimlerini açık açık söylerse ciddi bir hareketlenme olabilir. Dolarla ilgili ise bu dönemde özellikle ihracatçılar doların yükselmesini istiyor. Doların yükselmesi demek enflasyonist baskı demek" dedi.
Sabah Gazetesi yazarı Kerem Alkin de bir değerlendirmede bulundu. Alkin, değerlendirmesinde "Ne 1980'li, 90'lı yılların enflasyonist ortamı ile, 2020'den bu yana süregelen küresel enflasyonist sürecin, ne de 30-40 yıl öncesinin enflasyonla mücadele ortamı ile bugünkü enflasyonla mücadele ortamının birbiriyle alakası var. 40 yıl öncesi, bugün içinde bulunduğumuz küresel ekonomi- politik tablonun, küresel sistemdeki sancıların ve derinleşen jeopolitik çatışmanın esamesi bile yoktu. Bugün önde gelen merkez bankaları 'ateşten gömlek' giydikleri bir tablo ile karşı karşıyalar. Çünkü, para politikasının etkinliği noktasında 40 yıl önceki tablonun çok uzağındayız. Yetmezmiş gibi, aşırı dijitalleşmiş bir küresel finans sisteminde, merkez bankaları tüm sisteme hakimiyet konusunda da artık çok gerideler. Bu nedenle, küresel düzen yeniden yapılanma sancıları yaşarken, Küresel Kuzey ile Küresel Güney ülkeleri arasında, Atlantik ile Asya-Pasifik arasında 'sıklet merkezi' rekabeti derinleşirken, jeopolitik gerginlikler 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana ilk kez 'geniş coğrafyalar'a yayılma riski taşırken, küresel emtia piyasaları, hammadde, enerji ve kıymetli maden fiyatları tüm bu jeopolitik çatışmadan derinlemesine etkilenirken, 'fiyat istikrarı'nı ortodoks metotlarla sağlayabilmek, alışılmış metotlarla gerçekleştirebilmek ne ölçüde mümkün? Önde gelen merkez bankaları para politikasının itibar algısını bundan sonra nasıl yönetecekler? Jeopolitik gerginliklerin önde gelen ekonomiler üzerindeki 'belirsizlik etkisi' faiz indirimleriyle mi, yoksa parasal genişlemeyle mi telafi edilmeli? Tüm küresel ekonomi medyası heyecanla yüzü aşan uzman ve ekonomistin ne tür mesajlar vereceklerine odaklanacak. Altın da bu mesajlardan sonra üç bin dolara doğru yürüyüşünü sürdürür mü? Birlikte göreceğiz." ifadelerini kullandı.