ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Jackson Hole'da faizde indirim beklentisinin ilk sinyallerini vermişti.
GÖZLER FED FAİZ KARARINDA
Gözler eylül ayında açıklanacak Fed faiz kararında. ABD Merkez Bankası son olarak faizi yüzde 5.25-5.50 aralığında sabit tutmuştu.
Fed 17-18 Eylül'de yapılacak toplantının ardından faiz kararını açıklayacak, 6-7 Kasım ve 17-18 Aralık tarihlerinde de toplanacak. ABD'de faiz indirim beklentisi oluşmuşken geçtiğimiz günlerde açıklanan zayıf tarım dışı istihdam verisi kafaları karıştırdı.
Fed'in gelecek hafta ne kadar faiz indireceğini öngörmek için ise gözler yarınki ABD tüketici enflasyonu verilerine çevrildi. Daha önce faizlerin ne kadar artırılacağını tahmin etmekte zorlanan yatırımcılar, faizlerin hangi hızda ne kadar düşürüleceğini öngörmekte de bu nedenle zorluk yaşıyor.
BEKLENTİLER ÇOK DEĞİŞKEN
Sabah'tan Barış Ergin'in haberine göre; Yatırımcılar, Fed'in şu anda yüzde 5.25 ila 5.5 aralığında olan faiz bandının bu ay çeyrek baz puan düşürmesine hâlâ en yüksek ihtimali veriyor. Yarım puanlık bir indirim üzerine pozisyon alanlar da var. Bank of America'nın araştırma bölümü, Fed'in eylül toplantısından başlayarak her toplantıda 25 baz puanlık faiz indirimi yapmasını bekliyor. BofA Research'ün yayımladığı rapora göre Fed'in, Mart 2025'ten itibaren de her çeyrek dönemde 25 baz puanlık faiz indirimine yöneleceği öngörülüyor.
KADEMELİ OLARAK BORSAYA GİRİŞ OLACAK
A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, 25 baz puan indirim beklediğini belirterek, "Ben bu ayki toplantıda 25 baz puan faiz indirimi bekliyorum. Yılın tamamında ise 50-75 baz puanlık bir indirim bekliyorum. Yani bu yıl içindeki üç toplantının en az ikisinde bir indirim olabilir. Kasım ayındaki toplantıda bir indirim olmama ihtimali var, çünkü ABD seçimi olacak. 2016 ve 2020 yıllarında gelişmiş ülkelerde faiz indirimi olan dönemlerde gelişmekte olan ülkelere ciddi bir para akışı olmuştu. Faizlerin düşük seyrettiği dönemde ve pandemi sırasında ciddi bir para akışı olduğunu gözlemledik. Türkiye bu iki dönemden çok fazla yararlanamadı. Ancak bu kez reytinglerde yükseliş ve aynı zamanda piyasada CDS'lerdeki düşüş ile birlikte Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif yönde ayrıştı. Dolayısıyla hızlı bir para akışı olacaktır. Türkiye'ye para girişi öncelik tahvil piyasasında olur. Çünkü şu anda faiz oranları yüksek ve ileride de faizlerde düşme olacaktır. Bu nedenle yatırımcı açısından Türk tahvilleri iyi bir getiri fırsatı sunuyor. Ayrıca kademeli olarak doğrudan borsaya giriş de olacaktır. Ardından da şirket birleşme ve satın alma işlemleri göreceğimiz bir patikaya da gireriz" diye konuştu.
TCMB POLİTİKALARI KRİTİK
ABD'de tahvil getirilerinde azalma yaşanması durumunda yatırımcıların daha yüksek getiri elde edebilmek Türkiye gibi daha yüksek faiz oranları sunabilen ülkelere fon akışını artırabileceğini belirten GCM Yatırım Menkul Değerler Araştırma Müdürü Kudret Ayyıldır, "Sıkı para politikasında önemli bir süreç izleyen ABD'nin faiz indirim temposuna kademeli bir şekilde mi yoksa daha agresif bir tempo ile giriş yapacağı hususu Türkiye gibi gelişen ülkelerin takip edeceği en önemli konu başlığı. Bu süreçte ekim ayında eylül TÜFE verisinin mevcut politika faizinin altına sarkması ile birlikte bankanın gelecek dönem içerisinde hangi zamanlamada faiz politikasında değişime gideceği tartışması iç tarafta takip edilecek olsa da hem gelecek dönemdeki olası indirimlerin şiddetinin agresif olmayacağı hem de TCMB'nin süreci mümkün olabildiğince ötelemeye yönelik mesajlarına devam etme düşüncesi fon akışında Türkiye cephesini ön planda tutabilir. Tabi burada 8 Kasım tarihinde TCMB'nin yılın son enflasyon raporu sunumunda vereceği mesajlar bankanın gelecek dönemli politikasında izleyeceği olası değişimler için referans olarak dikkate alınabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Bu hafta, perşembe günü Avrupa Merkez Bankası'nun faiz kararı da yatırımcılar için önemli gösterge olacak. Haziranda faiz oranlarını 25 baz puan düşüren ECB'nin politikasını aynı miktarda gevşetmesi bekleniyor.
IMF: EUROBOND'A TALEP ARTACAK
Uluslararası Para Fonu (IMF) da son olarak geçtiğimiz günlerde bu konuda bir rapor yayınladı. 'Fed Faiz İndirimleri Gelişmekte Olan Ekonomilere Tahvil Akışının Canlanmasına Yardımcı Olabilir' başlıklı raporda, gelişmekte olan piyasa ve gelişmekte olan ekonomiler tarafından net Eurobond ihraçlarının 2022-23'te yıllık 40 milyar dolara gerilediği vurgulandı. Ancak bu yılın başından itibaren özellikle eurobond ihraçlarında talep artışına vurgu yapıldı. Raporda şu ifadeler yer verildi: "Önceki iki yıla göre yüzde 70 düşüş gösteren keskin yavaşlama yaşandı. 2022-2023 döneminde 75 ülkeden 26'sında toplam 58 milyar dolar tutarında net Eurobond çıkışı görüldü. Küresel faiz oranı koşulları borçlular için daha elverişli hale gelmeye başladı. 2024'ün ilk çeyreğinde Eurobond ihracında 40 milyar dolarlık bir toparlanma oldu."
Ahlatcı Yatırım Araştırma Uzmanı Dinçer Kurt; " Faiz indirimleri için kritik öneme sahip ABD enflasyon veri seti çarşamba açıklanacak. Faiz indirim sürecinin, sıkı para politikalarının yavaş yavaş sona erdiği dünya ekonomisine yayılacağını ve bu döngünün gelişmekte olan ülkelere yarar sağlayacağını düşünüyorum. Türkiye'de ise faiz oranlarının bir müddet daha korunacağını varsayarsak, tahvil tarafında artan sıcak para girişinin kuvvetle muhtemel olduğunu söyleyebiliriz. Küresel borsaların bu süreci coşkulu alımlarla karşılamasını beklememekle birlikte, en iyi senaryoda, Borsa İstanbul'a sınırlı pozitif bir yansıma olabileceğini düşünüyorum. TCMB Başkanı Fatih Karahan'ın açıklamalarını hatırlatmakla beraber, Borsa İstanbul'u yukarı taşıyabilecek en önemli etken TCMB'nin, büyük merkez bankalarının faiz döngüsüne ayak uydurarak erken bir faiz indirimi sürecine gitmesi ya da faiz indirimi yapılmasa bile para politikalarının gevşeme sinyallerinin verilmesi olabilir." dedi.