Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan ve Macaristan ziyaretleri dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ekonomideki önemli adımların ardından kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen puan artırımı hakkında konuşan Erdoğan, düşük enflasyon ve faiz indirimi için konuştu.
Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
Enflasyon artık sürekli olarak inişte olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Son 2 ay içerisinde enflasyonda bu inişleri hep beraber göreceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Şu an itibariyla bu iniş emaresi kendini göstermektedir. Hiç tereddüte mahal bırakmadan inşallah enflasyondaki bu düşüşü göreceğiz. Benim yaklaşım tarzımı biliyorsunuz. İnşallah faizle birlikte enflasyon da düşecek. Bundan hiç endişeniz olmasın. Benim ekonomideki mantığım bu.
FAİZLERDE DÜŞÜŞ SİNYALİ
Bir ekonomist olarak aldığım, öğrendiğim bilgi bu. Hatırlayın Mehmet Bey'in yine Maliye Bakanı olduğu dönemlerde faiz 4 küsür seviyesindeydi. Enflasyon da 5,6'ya kadar düşmüştü. Şimdi bunu yeniden inşallah ülkemizin gündemine getireceğiz. İstikrarlı bir mali politika ve yapısal reformların uygulanmasıyla bu olumlu trend devam edecektir. Ayrıca, dış ekonomik koşullar ve küresel piyasalardaki gelişmeler de Türkiye'nin ekonomik durumunu etkileyecektir. Her türlü riski göz önünde bulundurularak attığımız ekonomik adımlarımızı aynı kararlılıkla ve disiplinle sürdüreceğiz. İnanıyorum ki önümüzdeki yıl enflasyonu gündemimizden çıkartacak, yeni ve büyük yatırımlara odaklanacağız. Küresel krizlere, dalgalanmalara karşı ekonomik savunmamızı güçlendiriyor, ekonomik bağımsızlığımızı koruyacak adımları atıyoruz.
S&P'DEN TÜRKİYE KARARI
Standard & Poor's (S&P), geçtiğimiz hafta Türkiye'nin kredi notunu "B+"dan "BB-"ye yükseltirken, kredi notu görünümünü "durağan" olarak belirledi.
Açıklamada, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) sıkı para politikası duruşunun, Türk yetkililerinin lirayı istikrara kavuşturmasına, enflasyonu düşürmesine, rezervleri yeniden inşa etmesine ve finansal sistemi dolarizasyondan arındırmasına olanak sağladığı aktarıldı.
Türkiye'nin dünyanın geri kalanıyla arasındaki tasarruf açığının daraldığı belirtilen açıklamada, bu durumun cari açığın Gayrisafi Yurtiçi Hasıla'ya (GSYH) oranında 2022'den bu yana kaydedilen yaklaşık 4 puanlık düşüşte görüldüğü ifade edildi.
Açıklamada, görünümün yetkililerin halen yüksek olan enflasyonu düşürme, çalışanların ücret beklentilerini yönetme ve Türk ekonomisini yeniden dengeleme konusundaki iddialı planlarına yönelik gelecek 12 aydaki dengeli riskleri yansıtacak şekilde durağan olduğu kaydedildi.
S&P'nin açıklamasında, enflasyonun tek haneli seviyelere indirilmesi ve Türk lirasına ve daha geniş anlamda yerel sermaye piyasalarına olan uzun vadeli güvenin yeniden tesis edilmesi konusunda daha fazla ilerleme kaydedilmesi halinde notun yükseltilebileceği belirtildi.
ENFLASYON TAHMİNİ
Açıklamada, ücret belirlemede artış oranının, hükümetin 2025 yıl sonu enflasyon hedefi olan yüzde 17 yerine, yaklaşık yüzde 44 olan 2024 enflasyon oranına endekslenmesinin, enflasyonla mücadele programı için bir risk olduğuna işaret edildi.
Ücret anlaşmasının bu iki uç nokta arasında belirleneceğinin varsayıldığı aktarılan açıklamada, ancak yüzde 30'dan yüksek herhangi bir artış oranının enflasyonla mücadele sürecini uzatacağı kaydedildi.
Açıklamada, ülkede 2028'e kadar planlı herhangi bir seçim olmaması nedeniyle, kademeli mali ve gelir politikası sıkılaştırması yoluyla talebi ve enflasyonu baskılamak için alan olabileceği belirtildi.
Özel tüketimin yavaşlamasının, Türkiye ekonomisini soğutmada merkezi bir rol oynayacağına işaret edilen açıklamada, reel GSYH büyümesinin 2025'te yüzde 2,3 olacağının öngörüldüğü bildirildi.
S&P, son olarak mayıs ayında Türkiye'nin kredi notunu "B"den "B+"ya yükseltirken, kredi notu görünümünü "pozitif" olarak korumuştu.
FITCH DE GEÇEN AY YÜKSELTMİŞTİ
Fitch Ratings, geçtiğimiz ay Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmesini açıklamıştı. Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, Türkiye'nin uzun vadeli döviz cinsinden kredi notunun "B+"dan "BB-"ye yükseltildiği, not görünümünün ise "durağan" olarak belirlendiği aktarılmıştı.
Açıklamada, pozitif reel faiz oranlarının, düşük cari hesap açıkları ve döviz korumalı mevduatlardaki kademeli düşüşün, muhtemelen dış tamponlardaki iyileşmenin kalıcılığını destekleyeceği belirtilerek, rezervlerin bu yıl sonunda 158 milyar dolara, 2025 sonunda 165 milyar dolara çıkmasının öngörüldüğü belirtilmişti.
Parasal sıkılaştırmanın, yetkililerin enflasyonu düşürme stratejisi için önemli olan liranın gerçek değer kazanmasına yol açtığı kaydedilen açıklamada, "Fitch, sıkı bir parasal politika duruşunun öngörülen mali konsolidasyon ve ihtiyatlı asgari ücret ayarlamalarıyla birleştirilmesinin enflasyonda önemli bir düşüşü destekleyeceğine ve iyileştirilmiş dış likidite tamponlarının, düşük cari açıkların ve azaltılmış dolarizasyonun sürdürülmesine yardımcı olacağına dair daha fazla güven duyuyor." değerlendirmesinde bulunulmuştu.
BİR TÜRKİYE KARARI DA TEMMUZ AYINDA GELDİ
Türkiye ekonomisi hakkında bir karar da geçtiğimiz Temmuz ayında gelmişti.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Türkiye'nin kredi notunu "B3"ten "B1"e yükseltirken, kredi notu görünümünü "pozitif" olarak korumuştu.