(Takvim Foto Arşiv)
4- Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının seyrinin risk unsuru olmaya devam ettiği bir kez daha vurgulanmakla birlikte, son karar metninde bu alanda bir miktar iyileşmenin yaşandığına dikkat çekilmiş.
5- Gıda enflasyonuna dair bir önceki karar metninde olmayan bir ifade eklenmiş. Buna göre, işlenmemiş gıda enflasyonundaki yükseliş, geçici arz sıkıntılarıyla ilişkilendirilmiş.
6- Maliye politikasının para politikasıyla artan eşgüdümünün enflasyondaki düşüşe katkı sağlayacağı belirtilmiş.
7- Politika faizi seviyesinin belirlenmesine yönelik olarak karar metnine şu ifade eklenmiş: "Bu doğrultuda, politika faizinin seviyesi, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentileri göz önünde bulundurularak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirlenecektir."
(Takvim Foto Arşiv)
DETAYLAR NEYİ İMA EDİYOR?
Yukarıdaki maddelerin biraz teknik olduğunun farkındayım. Konuyu sadeleştirmeye çalışayım. İlk dört madde enflasyondaki düşüş trendi ve enflasyon beklentilerine yönelik daha olumlu sinyaller alındığına işaret ediyor. Beşinci madde, ekimde aylık bazda yüzde 4.33 gelen gıda enflasyonun büyük oranda geçici arz koşullarından kaynaklandığını belirtiyor. Bu da TCMB'nin önümüzdeki aylarda gıda enflasyonun normalleşmesini beklediği anlamına geliyor. Altıncı madde, maliye politikasının enflasyonla mücadelede para politikasına destek olmaya başladığını vurgularken, aynı zamanda bu kısmı bir temenni olarak değerlendirmek de mümkün.
(Takvim Foto Arşiv)
Buradaki ifadeyi, TCMB'nin dezenflasyonun hızlanabilmesi için başta maliye politikası olmak üzere diğer politika araçlarından da destek aradığı şeklinde yorumlayabiliriz. Böylesi ifadelerinin geçmişte diğer merkez bankaları tarafından da kullanıldığına şahit olmuştuk. Yedinci madde ise politika faizinin seviyesinin önümüzdeki aylarda belirlenmesine yönelik genel bir formül sunuyor. Bu kısımda, gerçekleşen ve beklenen enflasyon oranlarında bugüne kadarki düşüş dikkate alınarak politika faizinin seviyesinde önümüzdeki aylarda değişikliğe gidilebileceği, ama bunun dezenflasyon sürecine zarar vermeyecek derecelerde gerçekleşebileceğine yönelik bir yönlendirme yapılmış.
(Takvim Foto Arşiv)
FAİZ İNDİRİMİ ZAMANLAMASI
Eğer eylül ve ekim aylarında enflasyon daha makul seviyelerde gerçekleşseydi, çok büyük ihtimalle perşembe günkü toplantıda ilk faiz indirimi gelecekti. Ama olmadı. Aylık enflasyon oranlarının beklenenden yüksek gelmesi, bu ihtimali ortadan kaldırdı. Öte yandan TCMB, karar metninde yaptığı değişikliklerle politika faizindeki indirim sürecinin önümüzdeki aylarda başlayabileceğini ilk kez ima etmiş oldu. Aralık veya ocak ayında faiz indiriminin başlaması, piyasalar açısından sürpriz olmayacak. Kasım enflasyonu düşük gelirse, aralık ayı için faiz indirimi ihtimali artar. İktisadi açıdan olası faiz indiriminin Aralık 2024 veya Ocak 2025'te başlaması büyük bir fark oluşturmaz. Bununla birlikte, reel sektörün yeni yıla daha pozitif bir havayla girmesini sağlamak için aralık ayında sembolik de olsa bir faiz indirimi yapılması tercih edilebilir. Bu da genel anlamda psikolojiyi yönetmeye yönelik bir karar olur.
(Takvim Foto Arşiv)
Henüz enflasyonda hedeflenen seviyelere gelinemese de son 1.5 yıldır uygulanan para politikasının etki oluşturmadığını söylemek doğru olmaz. Sıkı para politikasının enflasyon üzerindeki etkilerinin önümüzdeki aylarda kendini daha fazla hissettirmesi muhtemel. Ama para politikasının faiz ayağındaki etki alanının sınırlarına gelindiğini söylemek lazım. Eğer enflasyonu daha hızlı ve istikrarlı biçimde düşürmeyi hedefliyorsak, o zaman gelecek sene maliye politikasının vergi ayağını ve yapısal reformları devreye almalıyız. Para politikası tarafında ise beklenti yönetimine daha fazla odaklanmalıyız.