Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, bankacılık sektörünün aktif büyüklüğünün 30 trilyon lirayı geçtiğini söyledi.
2024'ü değerlendiren Çakar, bu yılın dünyada küresel ticaret hacmindeki daralma, savaşlar, yüksek enflasyon ve buna bağlı olarak finansal sıkılaşma programlarının etkisi aldığında başladığına dikkat çekti. Dünyanın bu yıla yüksek enflasyonla başladığını ifade eden Çakar, "Bu durum sermaye hareketlerinin daha çok gelişmiş ülkelere yönelmesine neden oldu ve korumacı yaklaşımlar ortaya çıktı" dedi.
'MB REZERVİ 160 MİLYAR DOLARA ULAŞTI'
Türkiye'nin 2024 hikayesinde mevcut konjonktürel etkilerin yanı sıra, Orta Vadeli Program'ın (OVP) etkisine işaret eden Çakar, şunları söyledi:
"OVP; fiyat istikrarı, bütçe disiplini, sürdürülebilir cari açık ve yapısal reformlar üzerine inşa edildi. Biz bankacılık sektörü ve finans sektörü özellikle birinci maddeden yani fiyat istikrarı, finansal istikrar çerçevesinde bütün politikalarımızı o çerçevede oluşturduk. Gelinen nokta itibariyle, Merkez Bankası rezervi 160 milyar dolara ulaştı, uluslararası derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin notlarını artırdı, gri listeden çıktık. Özellikle büyüme tarafında iç talep yerine dış talep kaynaklı bir büyüme mekanizması söz konusu, cari açığa bakıldığında yüzde 1'in altına düşmüş durumda."
'DAHA DA YÜKSELECEK'
Bankacılık sektörü olarak gelinen noktaya da değinen Alpaslan Çakar, şu ifadeleri kullandı:
"Bankacılık sektörüne bakıldığında 30 trilyon TL'lik bir büyüklüklüğe ulaştık biz. Gayri safi milli hasıla içerisinde de bankacılık sektörünün büyüklüğü yüzde 76'ya geldi. Bu, ülkemiz ölçeğinde anlamlı bir rakam. Ama Euro Bölgesi ve daha gelişmiş ülkelere bakıldığında bu oranın çok daha yüksek seviyelere gidebileceğini de hep beraber biliyoruz. Mevduata geldiğinizde; 18.2 trilyon TL seviyesinde. Bugün itibariyle bilanço içerisindeki payı yüzde 60'lar seviyesinde. İkinci önemli husus kredi tarafına geldiğimizde 15 trilyon TL'lik bir kredi hacmine sahibiz. 15 trilyon TL'lik kredi, toplam bilanço üzerinde yüzde 51 paya sahip; ki bu belli periyotlarda çok daha yüksek olabiliyor ki daha da yükselmesi muhtemel bir oran" diye konuştu.
'Sektör güçlü yapıya sahip'
Sermaye yeterlilik rasyosunun bugün itibarıyla yüzde 18 seviyesinde olduğunu ve yasal kriterlerin üzerinde seyrettiğini aktaran Çakar, sektörün sağlıklı bir bilanço dengesini sağlayabilecek güçlü bir yapıya sahip olduğunu ifade etti. Çakar, NPL takip oranının dünya genelinde ekonomik konjonktür, sıkı para politikası ve kredilerdeki sınırlamalara rağmen yüzde 1.8 seviyesinde olmasının, sürecin yönetimi açısından son derece değerli bir gösterge olduğuna işaret etti.
Türk bankacılık sektörünün sağlıklı, sürdürülebilir ve dengeli bir bilanço yapısına sahip olduğunu vurgulayan Çakar, "Biz, üretimi, istihdamı, yatırımı ve ihracatı finanse edebilecek, büyümeyi destekleyecek bir yapıya sahibiz. Son yıllarda karşılaşılan içsel ve dışsal şoklara rağmen Türk bankacılık sektörü, piyasayı koruma adına güçlü bir reaksiyon göstermiş ve ekonomiye olan desteğini kararlılıkla sürdürmüştür" değerlendirmesinde bulundu.