ZEKİ UZUNDURUKAN - 100. YILIMIZDA BİZİM ÇOCUKLAR!
Montella yönetiminde A Milli Takımımız'ın ortaya koyacağı performansı hepimiz merak ediyorduk. Millilerimiz karşılaşmaya öyle tahrip gücü yüksek bir futbolla başladı ki... Gol pozisyonlarına art arda girerken, Dominik Livakovic, kalesinde panter kesiliyordu.
İlk 15 dakikada Barış Alper ve Kerem Aktürkoğlu ile 3 net pozisyon yakaladık. Livakovic kalesinde devleşirken, ay-yıldızlılarımızın dur durak bilmeyen baskısı 30'da golümüzü getirdi.
Salih Özcan'ın derinlemesine pasına hareketlenen Barış Alper Yılmaz, kalesini terk eden Livakovic'in üzerinden jeneriklik bir aşırtma ile topu ağlarla buluşturdu. Tek kaleye çevirdiğimiz maçta Hırvatistan'a top göstermeyerek bu golü attık. Luka Modric önderliğindeki Hırvatistan karşısında öyle bir maç çıkardık ki, Uğurcan Çakır bile en rahat maçlarından birini oynadı.
Montella'ya helal olsun! Neden mi? Fenerbahçe ve Galatasaray, sadece ligimizin değil, Avrupa'nın da en formda takımlarından. Fenerbahçe'den 4, Galatasaray'dan 3 oyuncuyu ilk 11'de oynattı.
Oysa Kuntz, kendi takımlarında bile oynamayan gurbetçi ağırlıklı 11'lerle sahaya çıkıyordu. Kötü sonuçlar, kötü oyun, yanlış kadro seçimleri nedeniyle geliyordu. Montella çok akıllıca bir kadro ile sahaya çıktı. Dikkat ederseniz maç boyunca futbolcularımız arasındaki uyum ve ezber, oyun üstünlüğünü getirdi.
Yardımlaşma ve takım bütünlüğü üst düzeydeydi. Cenk Tosun ve Bertuğ dururken, Barış Alper ile başlamak cesaret işiydi. Bir ezberi bozmaktı. Montella bu konuda cesur bir karar verdi.
Hırvatistan'ı kalemizden uzak tutarken, orta sahada da üstünlüğü elimizde tuttuk. Pas hatası yapmadık, hızlı top çevirdik. Barış Alper Yılmaz ile Kerem Aktürkoğlu arasındaki uyum mükemmeldi. Hakan Çalhanoğlu da 10 numara pozisyonunda hem hücuma, hem de orta alana büyük destek verdi. Valencia'da forma giyen Cenk Özkacar da sol bekte hatasıza yakın oynadı.
Millilerimiz, ikinci yarıya da büyük oyun iştahı ile başladı. Montella yönetiminde açtığımız beyaz sayfaya keyifli bir oyunla başladık. Kerem Aktürkoğlu'nun Hırvatistan savunmasını adeta felç eden merhametsiz bindirmeleri ikinci yarıda da devam etti.
54'te Barış Alper ile 2. gole çok yaklaştık ama olmadı. Kuntz döneminde sahada emekler gibi futbol oynayan A Milli Takımımız, Montella idaresinde bir uzay takımı gibiydi.
Savunmada Samet Akaydın, içine Hulk kaçmış gibiydi. Ceza sahamıza giren Hırvat hücumcularını rüzgarı ile deviriyordu Samet! Aferin Samet! Orta alanda 'cesur yürek' İsmail Yüksek; rakibe öyle pres yaptı ki, top çaldı, hücum başlattı, savunma önünde bir duvar oldu. Adeta üç kişilik oynadı, İsmail Yüksek!
60'tan sonra Hırvatistan çok adamla üzerimize geldi. Bu dakikalarda baskı yesek de gol yemedik, iyi savunma yaptık. Uğurcan müthiş kurtarışlar yaptı. Skoru tuttu. 79'da yüreğimiz ağzımıza geldi. Ferdi topu çizgiden çıkardı ama pozisyon zaten ofsayttı. Sonrasında karşı karşıya pozisyonda Yunus'la öyle bir gol kaçırdık ki...
90'da hakem Anthony Taylor, verdiği uyduruk penaltıyı, VAR'ın uyarısı ile gitti izledi ve penaltıyı iptal etti. Hatasından döndü! Ve kazandık. Biz kazandık! Dün gece EURO 2024 yolundaki kilit maçımızı kazandık. Grupta liderliğe yükseldik. Kalan maçlarımızda Letonya ve Galler'i de yener EURO 2024'e grup lideri olarak adımızı yazdırırız. Helal olsun size çocuklar!
Cumhuriyetimiz'in 100. yılını kutlamak için geri sayıma geçtiğimiz şu günlerde tarihi biz zaferle hepimizi gururlandırdınız! Yıldızlar yere insin ve hepinizi alınlarınızdan öpsün BİZİM ÇOCUKLAR! Elinize, yüreğinize, ayağınıza, kalbinize sağlık Milli Takım! Bizim Takım!
TURGAY DEMİR - HELAL OLSUN BİZİMKİLER!
Milli Takım'ın yeni patronu Vincenzo Montella aklın yolunu takip eden bir teknik adam. Hırvatistan'la deplasmanda oynuyorsan öne hızlı çıkıp, geriye çabuk döneceksin ve de ikili mücadelelerde ayakta kalacaksın. İtalyan basit bir şekilde çözmüş olayı…
Samet Akaydın, Abdülkerim, Cenk Özkacar, İsmail Yüksek ve Salih Özcan gibi ön libero-stoper özelliklerine sahip beş oyuncuyu birlikte kullandı. İleride iki hızlı ve çabuk oyuncumuz Kerem-Barış Alper kontratak görevini üstlenirken, Hakan Çalhanoğlu orkestra şefiydi.
Sağ kanatta İrfan Can'ın ilk görevi orta kesmek değil, atağın kenardan mı, ortadan mı devam edeceğine karar vermekti sanırım. Duruma göre arkasından gelen Ferdi'yi kaçırdı, duruma göre içeri oynadı. Çok uyumluydular. Montela'nın savaşçıları, Cenk, İsmail, Salih, Abdülkerim ve Samet ise gerçekten kusursuz fırtına gibiydiler.
Özellikle İsmail muhteşem oynadı, yüreğini serdi çimlere. Dünya markası Modric oynarken de, pas atarken de istediği ortamı bulamadı. Hücumda ve savunmada dönen topları alan Bizim Çocuklar böylece hem kalemizin bunaltıcı baskı görmesini önlediler, hem de biz rakip kale önünde istediğimiz kadar oyalanabildik…
Savaşan ve üzerine gelen rakibe anında cezayı kesebilen bir Milli Takım izledik. Kerem'le yakaladığı kontrada aşırtma yapmak yerine kontrolü tercih edince pozisyonu kaçırdı. Ardından benzer pozisyonda do��ru tercih yapan Barış Alper harika bir aşırtma ile Livakoviç'i avladı... Livaja, Kramaric, Perisic yoktu ama yine de Hırvatistan, Hırvatistan'dı…
Petkovic son bölümde oyuna girince can havliyle bizi biraz sarstılarsa da yıkamadılar… Montella iyi başladı, bir planı vardı ve cesaretle uyguladı. Artık grupta işimiz çok daha kolay. Hoş gelmişsin Montella.
ÖMER ÜRÜNDÜL - İSMAİL 3 KİŞİLİK GÖREV YAPTI
Dün gece Hırvatistan'ın Osijek şehrinde adeta nefesimiz kesildi. Öylesine önemli bir takım karşısında öyle kritik bir galibiyet aldık ki, gerçekten hem yeni hocamız Montella'yı hem de futbolcularımızı kutluyorum.
Maça kora kor başladık. Montella'nın taktik planı, agrasif takım presiyle rakibi 18'imize fazla getirmemek ve de kazandığımız toplarda onların öne çıkacak defans bloklarının arkasına atılacak toplarla gol aramaktı.
Bu plan 60 dakika beklenenin çok üstünde tuttu. Rakibe pozisyon verilmezken hem bir gol bulduk ilk yarıda hem de kaçırdığımız toplam 4 pozisyon var. Tabii ki son yarım saatte Hırvatistan hem tempoyu artırdı hem de baskı kurdu.
Biz mücadelemizi gene yapıyorduk ama artık öndeki oyuncularımızın değişiklikler de olsa çok fazla depar atmaktan yorgunluk belirtileri vardı. Son ana kadar bir hayli zorlanmamıza rağmen yine de net bir pozisyon vermeden karşılaşmayı noktaladık.
Dün gecenin en önemli özelliği çok uzun zaman sonra Milli Takımımız'daki müthiş hırs ve üst düzey yardımlaşmaydı. Örneğin Montella bana göre defans bloğunda Abdülkerim'le hiç oynamamış ve ciddi maç eksikliği olan Samet'i tercih etti. Samet de görevini beklenen de daha iyi yaptı.
Gelelim en önemli konuya; hiçbir futbolcu söyler misiniz bana üst düzey takımlar dahil 3 kişilik görev yapsın. İşte mükemmel bir İsmail Yüksek. Helal olsun! Büyük bir galibiyet değil, büyük bir zafer yaşadık.
Ben yine gerekli uyarımı yapayım ki bir farkım olsun. Bizim kendi sahamızda beraberliği son dakikada kurtardığımız Ermenistan'ı bize de her zaman bela olan Letonya dün gece 45 dakika 10 kişi oynamasına rağmen 2-0 yendi. Aman dikkat!