Bakan Tunç, geçen gün meydana gelen ve 1 kişinin ölümüne neden olan trafik kazası hakkında konuştu. Kazanın ardından, 17 yaşındaki T.C. ve annesi tarafından yurt dışına kaçırılması olayına ilişkin, "Bu üzücü olayda hayatını kaybeden birey için başsağlığı diliyor, yaralanan kişilere acil şifalar temenni ediyorum" dedi. Bakan, T.C. ve annesinin Mısır'a kaçtığını belirterek, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma ve çıkarılan yakalama kararı hakkında bilgi verdi. "Mısır'dan iadesini talep edecek ve bir kırmızı bülten çıkartacağız. Bu süreci yakından takip ediyoruz," ifadelerini kullandı.
Bakan Tunç, sanığın annesiyle birlikte suçluyu yurt dışına kaçırma suçundan bahsederken, kırmızı bültenle ilgili sürecin başladığını duyurdu. "Mısır adli makamlarına bilgi ve belgeler iletilecek. Sanıkların Mısır'dan Türkiye'ye intikali için çalışmalarımız sürüyor," dedi.
Adalet Bakanı, son dönemde sıkça gündeme gelen mahkumlara af beklentilerine de açıklık getirdi. Canlı yayında sunucunun, "Mahkumlara af gelecek mi?" sorusuna "Hayır. Gündemimizde böyle bir konu yok," diyerek, af beklentilerini net bir şekilde reddetti. Bakan Tunç'un açıklamaları, hem toplumda hem de adalet sistemi içerisinde önemli yankılar uyandırıyor. Mahkumlara af konusunun gündemde olmaması, bazı kesimler tarafından olumlu karşılansa da, farklı gruplar tarafından hayal kırıklığıyla karşılanabilir. Adalet sisteminin işleyişi ve hukukun üstünlüğü açısından bu tür açıklamalar, devletin kararlı duruşunu göstermesi açısından önem taşıyor.
8. Yargı Paketi bağlamında kanun yoluna başvurularda yaşanan süre karmaşası da düzenleniyor. İtiraz, istinaf ve temyiz başvurularında süreler 2 hafta olarak belirlenecek. Bu, yargı süreçlerinin daha düzenli ve tahmin edilebilir olmasını sağlayacak. Paketin bir diğer dikkat çekici yönü, adli para cezalarında yapılacak yüksek artış. Suçla etkin mücadele ve caydırıcılığın artırılması amacıyla, bir günlük adli para cezasının alt sınırı 20 liradan 100 liraya, üst sınırı ise 100 liradan 500 liraya çıkarılacak. Bu, suç oranlarının azaltılmasına yönelik önemli bir adım olarak görülüyor.
"Terör örgütüne yardım etme" suçu, Türk Ceza Kanunu'nda ayrı bir madde olarak yer alacak. Ayrıca, suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanması, silahlı örgüt ve terörizmin finansmanı suçlarına ilişkin önemli düzenlemeler yapılacak. Bu suçların bir şirketin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kayyım olarak atanabilecek. Bu, özellikle finansal suçlarla mücadelede yeni bir yaklaşımı temsil ediyor.
Türkiye'de yasal düzenlemeler ve kanunlarda yapılan değişiklikler, toplumun farklı kesimlerini etkileyen önemli gelişmeler arasında yer alıyor. İşte bu kapsamda, İcra ve İflas Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda uyum sağlamak ve hak arama özgürlüğünü daha etkin kullanılabilir hale getirmek amacıyla yapılan düzenlemelerin özeti:
Süre Düzenlemesi: İcra ve İflas Kanunu'nda belirtilen kanun yoluna başvuru süreleri, hafta cinsinden belirlenerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu'ndaki benzer hükümlere uyum sağlanıyor. Bu sayede süreler, başladığı güne son hafta içindeki karşılık gelen günde sona erecek.
İstinaf ve Temyiz Başvuruları: Tasdik veya ret kararlarına karşı, borçlu ve itirazda bulunmuş alacaklılar, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde istinaf ve temyiz yoluna başvurabilecekler.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararlarına Temyiz Başvurusu: Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerince verilen nihai kararlara karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilecek.
Yürürlük Tarihi: Bu düzenlemeler, 1 Haziran 2024 tarihinde yürürlüğe girecek.
Kişisel ve Mal Varlığının Korunması: Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliklerle, kişisel ve mal varlığının korunması kriteri güçlendiriliyor. Özellikle, kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan kişilerin kısıtlanması, kişiliğin veya mal varlığının korunması kriterine bağlanıyor.
Anayasa Mahkemesi Kararlarına Uyum: Türk Medeni Kanunu'nda, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyum sağlanması amacıyla değişiklikler yapılıyor. Bu kapsamda, özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlanma ve vesayetin sona erdirilmesi halleri yeniden düzenleniyor.
Ceza Muhakemesi Kanunu Değişikliği: Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinin kapsamı genişletiliyor. Bu sayede, adli kontrol işlemlerine karşı da tazminat isteminde bulunulabilecek.
Paket, denetimli serbestlikte oransal düzenlemeler getiriyor. Bu, toplumda cezasızlık algısını kırma amacı taşıyor. Örneğin, iki yıl ceza alan bir kişi için, bir yıl sonunda koşullu salıverme süresi dolacak şekilde düzenlemeler yapılıyor. Bu düzenlemeler, suç işleyenlerin "yanına kar kaldı" algısını değiştirmeyi hedefliyor. Temyiz sürelerine de düzenleme gelen paket, tüm davalarda itiraz ve temyiz için iki haftalık bir süre öngörüyor. Böylece, yargı süreçlerinin daha hızlı ve etkili ilerlemesi amaçlanıyor.
Adalet Bakanlığı'nın son dönemde üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığı 8. Yargı Paketi, Türkiye'nin gündemini meşgul eden önemli konulardan biri haline geldi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, paketin içeriğinde genel af düzenlemesinin yer almadığını vurgulayarak, kamuoyunun merak ettiği sorulara netlik kazandırdı. Ancak bu paket, ceza hukuku ve bazı kanunlarda önemli değişiklikler getirecek yenilikler içeriyor. İşte 8. Yargı Paketi'nin dikkat çeken maddeleri ve getirdiği yenilikler:
TBMM Genel Kurulunda, kamuoyunda "8. Yargı Paketi" olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 659 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümünde yer alan 14 maddesi daha kabul edildi.
Kabul edilen maddelere göre, İcra ve İflas Kanunu'na göre, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerince verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulmasına yönelik sürede düzenleme yapılacak.
Bu kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilecek, temyiz yoluna başvurma ve incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılacak.
Terörle Mücadele Kanunu'nun "terör örgütleri"ne ilişkin düzenlemesi, Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliğe uyumlu hale getirilecek. Teklifle, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda Türk Medeni Kanunu'nda değişiklik yapılması öngörülüyor.
Özgürlüğü bağlayıcı ceza sebebiyle kısıtlanma kurumu değiştirilerek, ceza infaz kurumunda bulunma hali doğrudan doğruya kısıtlama nedeni olmaktan çıkarılıyor.
Ergin kişilerin fiil ehliyetinin bulunduğundan hareketle iradeleri ön plana çıkarılarak kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan hükümlünün kısıtlanması esas olarak kendi isteğine bırakılırken, toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı bakımından hükümlünün kısıtlanması, kişiliğinin veya mal varlığının korunması kriterine bağlanarak bu konuda vesayet makamına takdir hakkı veriliyor.
Buna göre, kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği üzerine kısıtlanacak veya kendisine kayyum atanacak. Toplam 5 yıl veya daha fazla kesinleşmiş hapis cezasının infazı amacıyla ceza infaz kurumunda bulunan ergin bir kişi, isteği bulunmasa dahi kişiliğinin veya mal varlığının korunması bakımından gerekli görülmesi halinde kısıtlanabilecek.
Cezayı yerine getirmekle görevli makam, hapis cezasının infazına başlandığını derhal vesayet makamına bildirecek. Vesayet makamı karar vermeden önce hükümlüyü dinleyecek. Kanun'un kayyumluğa ilişkin hükümleri, niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu düzenleme için de uygulanacak.
Anayasa Mahkemesi kararı gereğince Türk Medeni Kanunu'nda yapılan değişikliğe göre, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya karar verilebilmesi için aranan resmi sağlık kurulu raporunun temini amacıyla, yasanın "usul" başlıklı madde hükümlerine başvurulabilecek.
Denetimli serbestlik, mahkumların cezalarının bir kısmını toplum içinde, belirli şartlar altında geçirmelerine olanak tanıyan bir uygulamadır. Bu sistem, bireylerin topluma yeniden entegre olmalarını kolaylaştırmayı amaçlar.
Genel af, belirli suçlardan dolayı hüküm giymiş bireylerin cezalarının tamamen veya kısmen affedilmesi anlamına gelir. Bu, genellikle olağanüstü durumlar veya toplumsal uzlaşı gerektiren zamanlarda uygulanır.
Adli para cezası, çeşitli suçlar için uygulanan bir ceza türüdür. Bu cezalar, suçun niteliğine ve ağırlığına göre belirlenir ve maddi bir yaptırım olarak uygulanır.
Soyadı kanunundaki değişiklikler, bireylerin soyadlarını değiştirme ve düzenleme süreçlerini kolaylaştırmayı hedefler. Bu değişiklikler, kişisel haklar ve kimlik meselelerinde önemli bir adım olarak görülüyor.
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, 8. Yargı Paketi'nin 20 Şubat tarihinde komisyonda görüşülmeye başlanacağını duyurdu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un açıklamalarına göre, paketin yasalaşma süreci seçim takvimi gözetilerek, şubat sonuna kadar tamamlanabilir. Yani, 8. Yargı Paketi'nin kısa süre içinde yürürlüğe girmesi bekleniyor.
